|
Güvende olma, yeme-içme gibi en temel ihtiyaçtır

Kural hiç değişmez: Neye yatırım yaparsan o gelişir.



Teröre yatırım yaparsan, terör, insana yatırım yaparsan insan, çevreye yatırım yaparsan çevre.



Avrupa ve Amerika, İslam dünyasında insana yatırım yapmak yerine teröre yatırım yapmayı tercih etti.



Bugün Ankara'da, İstanbul'da, Paris'te, Brüksel'de patlayan bomba yarın Moskova'da Londra'da Washington'da patlayabilir.


Çünkü bombalar artık canlı ve iki ayaklı.



Yani bundan sonra kimse güvende değil.



*


Bir yerde yangın varsa, o yangın kimini ateşiyle etkiler, kimini dumanıyla, kimini külüyle kimini de kokusuyla.



Kimse çevresindeki bir yerde çıkan yangından dolayı, “Benim evim yanmadı ya beni ilgilendirmez” diyemez.


Yangın ne kadar uzakta olursa olsun herkesi ilgilendirir.



En azından seni psikolojik olarak rahatsız eder.



Sana birgün, senin evinin de yanabileceğini hatırlatır.


Çevrende böyle birkaç yangın daha olunca tedirginliğin daha da artar.



Yangın sayısı arttıkça, yangının dumanı, külü, ateşi ve isi de artar.



Bunlar arttıkça bunların çevreye etki oranı da artar.



Kasıt ve ihmallerin olduğu her ortamda yangın çıkar.



Hal böyleyken,

“Biz yangınla yaşamaya alışmayacağız”

demek kimsenin aklına gelmezken şimdi artan terörle birlikte çok kullanılan

“Teröre alışmayacağız”

sözü kimin icadı bilmiyorum.



*


17 Ağustos Marmara depreminde de toplum büyük bir travma yaşamıştı.



Ve o dönemde meşhur deprem uzmanlarından Ahmet Mete Işıkara'nın kamu spotlarında da yer alan meşhur sözü vardı;

Depremle yaşamaya alışacağız.


Neden böyle?



Çünkü Türkiye deprem kuşağında yer alıyor.


*


O yüzden

“Terörle yaşamaya alışmayacağız”

sözü çok beylik bir söz olmaktan öte hiçbir anlam ifade etmiyor.



Filistin'de Gazze'de, Afganistan'da, Irak'ta Mısır'da Libya'da, Yemen

'de ve daha adını saymadığım onlarca ülkede milyonlarca masum insan, silah tüccarları silah satsın diye, uluslar arası petrol ve enerji şirketleri para kazansın diye öldürülecek.



Akdeniz ve Ege, mülteci mezarlığına dönecek.


Ve herkes de bu toplu cinayetlere gözünü yumacak.



Ya da deve kuşu gibi başını kuma sokacak.



Ve bu insanlık dışı toplu cinayetlerden kimse etkilenmeyecek.



Olur mu?



Olmaz.



Sadece biz değil, bundan sonra bütün dünya

terörle yaşamaya alışacak.


Teröre alışacağız.



Nelere alışmadık ki!



Kişisel menfaatlerimiz, toplum menfaatlerinin önüne geçirmeye alıştık.



Yoksullara yardım etmeden yaşamaya alıştık.



Dilencileri hor görmeye alıştık.



Fakirlerin ezik yaşamalarına alıştık.



Küçükleri ve zayıfları yok ederek kazanmaya alıştık.


Haksızlıklara göz yummaya alıştık.



Yeryüzüne yayılmak varken dar alanda sıkışık


yaşamaya alıştık.



Yardım etmemeye alıştık.



Herşeye alıştık, teröre mi alışmıyacağız?


Alışacağız.



*


Şehirleri yaşanmaz hale getirinceye kadar büyüttük.


Çok küçük bir alanda birbirini tanımayan milyonlarca insan birada yaşıyor.



Aynı gemiye, aynı metroya, aynı otobüse biniyor.



Aynı binada kimse kimseyi tanımıyor.



Bir şehirde binlerce insan birarada yaşıyorsa, burada güvenlik çok zordur.



*


Psikologların dediğine göre,

insanın olmazsa olmaz hiyerarşik sıralamasında yeme-içmeden sonra güvende olma ihtiyacı gelir.



İnsanların en temel duygularından biri güvende olma ihtiyacıdır.


Terör olayları, saldırılar, savaşlar, deprem gibi olaylar bu güvende olma hissini ortadan kaldırır.



Bireyde çaresizlik, şaşkınlık, donakalmak, umutsuzluk, hiç kimseye güvenememe, kendi içine kapanma, uykusuzluk, en küçük ses geldiğinde irkilme, yüksek sesle biri konuştuğunda korkma, olayı rüyasında görme, kabuslarını yaşama halleri artar.



Travmayla başa çıkmada en öncelikli durum normalleşmeye dönmektir.



Yani psikologların kısaca söyledikleri şu: Terörle yaşamaya alışın.

Aksi takdirde kronik ruhsal hastalıklarla uğraşmak zorunda kalırsınız.



Uzmanların siyasetçilerden de bir isteği var: Suçlayıcı değil, yapıcı bir dil kullanın.


#bombalı saldırılar
#17 Ağustos Marmara depremi
#mülteciler
8 yıl önce
Güvende olma, yeme-içme gibi en temel ihtiyaçtır
Hani kardeştik
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir