|
Haklı olma bağımlılığı
Fazla stres, korku ya da güvensizlik durumlarında hormonlar ve sinir ileticileri beyne baskı yapıyor.

Strateji, güven oluşturma ve merhamet gibi düşünme süreçlerinde bize yardımcı olan eksekütif (yönetme/yürütme) işlevleri duruyor.

İçgüdüsel karar mekanizmalarımız, yani beynin amigdala bölümü devreye giriyor.

Beden, kişi eğer hatalıysa karşılaşabileceği güç kaybı ve utanç durumuna karşı kendini en iyi şekilde korumak için kimyasal bir seçim yapıyor.

Bunun sonucunda da, beklentilerle gerçekler arasındaki boşluklarla başa çıkabilmek ya da duyguları düzene sokmak pek mümkün olmuyor.

*

Bu yüzden dört cevaptan birine başvuruyoruz:

Savaş
(fikrini savunmaya devam et),

kaç
(fikirden vazgeç ve grubun genel görüşünün arkasına saklan),

iletişimi kes
(susarak tartışmanın dışında kal),

yatıştır
(karşındaki kişiyle aynı fikirde olduğunu belirterek ortamı sakinleştir).

Bu seçeneklerin hepsi zararlı, çünkü dürüst olmayı ve verimli bilgi ve fikir paylaşımını engelliyor.

Ancak, iş ilişkilerine en çok zarar veren seçenek savaş.

Aynı zamanda bu, tercih edilen en yaygın cevap maalesef.

*

Tartıştığınız ve kazandığınız zaman, beyin değişik hormonlar, yani, kendinizi iyi, egemen ve hatta yenilmez hissetmenizi sağlayan adrenalin ve dopamin salgılıyor.

Bunlar hepimizin hissetmek istediği duygular.

Bu yüzden bir daha gergin bir ortama girdiğimizde, yine savaşmayı seçiyoruz. Haklı olmaya bağımlı hale geliyoruz.

*

Eğer bir birey, egemenliğini en üst düzeye taşırsa, diğerleri, biraz önce bahsettiğim savaşma, kaçma, iletişimi kesme ya da yatıştırma tepkilerinden birini seçerek boyun eğme pozisyonuna geçer ve bu durum onların işbirlikçi yapılarını zedeler.

Neyse ki tıpkı adrenalin gibi kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan bir başka hormon daha var: oksitosin.

Kişiler arası iletişimle faal hale gelen oksitosin, beynimizin eksekütif işlevindeki ya da alın korteksindeki bağlantıları harekete geçiriyor, güvenme becerimizi arttırıyor ve kendimizi paylaşıma açmamızı sağlıyor.

Bir lider olarak hedefiniz, kendinizi ve çevrenizdekileri oksitosin üretimine teşvik etmek ve iletişim bağlamında kortizol ve adrenalin dürtülerinden kaçınmak olmalı.

*

İşte size haklı olma bağımlılığından kurtulmanıza yardımcı olacak birkaç öneri:

İletişim kuralları belirleyin.

Verimli, kapsamlı bir toplantı geçirmek için herkesin bir şeyler önermesini ve herkesin görebileceği şekilde fikirlerini yazmalarını isteyin.

Bu uygulamalar zarar verici sohbetlerin oluşmasını engelleyecektir.

*

Empati kurarak dinleyin.

Birebir sohbetlerde, daha az konuşup daha çok dinlemek için bilinçli olarak çaba sarf edin.

Diğer insanların bakış açıları hakkında ne kadar çok şey öğrenirseniz, o kadar çok empati kurarsınız.

Sizin bu girişiminizi gören insanlar da, aynı şeyi siz konuşurken yapmaya başlayacaklardır.

Böylece verimli bir döngü yaratmış olacaksınız.

Buraya kadarki bölüm Harvard Business Review /
Judith E. Glaser / Türkçe sayısından bir alıntıydı
.

*

Herkesin haklı olduğunu iddia ettiği yerde kaos vardır ve eninde sonunda kesin savaş çıkar.

Ölenin de haklı, öldürenin de haklı olduğunu iddia ettiği bir zaman dilimindeyiz.

Savaş ya sözün bittiği yerdir ya da sözü olmayanların, ya da söz söyleyemeyenlerin, ya da söz bilmeyenlerin başvurduğu son seçenektir.

Çözüm sürecinin de çözüm sürecine ihtiyacının olduğu bir döneme girdik.
Hayırlısı...

Günün Sözü:

Zihin paraşüt gibidir. Açılmazsa çalışmaz.

Frank Zappa
#Çözüm süreci
#Harvard Business Review
#eksekütif
9 yıl önce
Haklı olma bağımlılığı
Kara dinlilerle milletin savaşı
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!