|
Hatıralar
İşadamları başta olmak üzere Türkiye'de iktidara gelen siyasiler, işi devlet kurumlarına düşen vatandaşlar bürokrasinin ne olduğunu çok iyi bilir.

Biz zannederiz ki, bir işin, bir kurumun bir derneğin başına geçtiğimizde yapamayacağımız bir şey olmaz.

Öyle bir dünya yok.

Birçoğunuzun bilmediği yaşanmış bir bürokrasi hikayesi var.

M. Ertuğrul Düzdağ tarafından kaleme alınan Merhum Ali Ulvi Kurucu'nun hatıralarının 4'üncü kitabında ilk İmam Hatip Okulu'nun kuruluş hikayesi şöyle anlatılıyor.

Bu yaşanmış hikayeyi bilmezseniz Türkiye'de siyaseti okuyamazsınız.

*

Merhum Ali Ulvi Kurucu Celâl Hoca'nın (Celalettin Ökten) ağzından aktarıyor;

Memleketimizde 1940'lı yıllarda, halkın ağzında dolaşan bir söz vardı:

“Cenazelerimizi yıkayacak imam kalmayacak!..”

Bu söylentide doğruluk payı vardı. Bazı köylerde imam olmadığı için yakın köylerden imam gelmesi beklenirdi.

Fakat asıl tehlike şu idi ki:

Milletin imanını yıkayacak, ruhunu yıkayacak, aklını yıkayacak hoca kalmamıştı; kalmayacaktı...

*

O günün
Maarif Vekili olan (Milli Eğitim Bakanı) Tevfik İleri
merhum, talebelerimden idi.

Elimde baston, rahatsız halimle trene bindim; Ankara'ya gittim.

Daha önce Tevfik İleri, Başbakan Adnan Menderes'in oğullarına Kur'ân-ı Kerîm okutmak, dinî bilgiler öğretmek için beni tâyin etmişlerdi.

Adnan Bey'in oğullarının İstanbul'da olduğu günlerde, Hâriciye Vekili Fatin Rüştü Zorlu'nun evine gider, çocuklara ders verirdim. Bunu herkes de bilmez.

Tevfik İleri ile daha önce konuşmuştum, “Hocam Ankara'ya gelin. Ümit ederim ki, inşâallah bu İmam Hatip kararını çıkarırız” demişti.

*

Gittim ve Ankara'da bir otelde kaldım.

Günler geçiyor, Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'nin verdiği emirler, Tâlim Terbiye Daire'sinden bir türlü çıkmıyor.

Müdür: “Mevzuat, kanunlar müsaade etmiyor. Bunun için Tevhîd-i Tedrisat Kanunu'nun değişmesi lâzımdır.” diyor, direniyordu.

Bir ay Ankara'da süründüm. Çamaşırım kalmadı. Param bitti. Akşamları, otelden aldığım çayla, odamda ekmeği çaya batırıp yemek zorunda kaldım. Artık uykularım kaçıyordu.

*

Nihayet bir gün, Tevfik İleri Bey'e uğrayayım, vedâ edeyim dedim. Tevfik Bey, o kırgın halimi gördü;

“Tevfik Bey, ben gidiyorum...” dedim...

“Meseleyi Adnan Bey'e açalım” dedi.

Birlikte Adnan Menderes Bey'e, başvekâlete gittik. Vaziyeti anlattık.

Adnan Bey hayret etti, üzüldü.

Tâlim Terbiye Dairesi'ndeki bir adamın, Bakana karşı koyduğuna şaştı:

Başbakan Menderes biraz düşündükten sonra dedi ki:

“Hocam, yarın siz Tevfik Bey'le beraber Tâlim Terbiye'ye gidin... Ben aynı saatte baskın yapayım....”

*

Ertesi gün Tevfik Bey'le birlikte Tâlim Terbiye'ye gittik.

O memur masasında iken Başbakan Menderes geldi.

Girer girmez, Milli Eğitim Bakanı'na “Tevfik Bey neredesin yahu! Ne zaman sorsam, Tâlim Terbiye'de diyorlar!..

“Efendim, Celâl Okten Hoca, benim hocamdır. Bir aydan beri buradadır...”

“Hayırdır ne işi varmış?..”

Tevfik Bey, “Efendim, böyle böyle...” diye anlattı...

Adnan Bey, memura sordu: “Beyefendi bunun mahzuru nedir?”

“Efendim, mevzuat böyle bir karar vermeme müsaade etmez. Vekil Bey üzerime büyük baskı yapıyor...”

“Peki, Tevfik Bey'in verdiği tâlimat kâfi gelmiyorsa; emri ben vereyim.”

“Muhterem başvekilim, ben mes'ul olurum; şifahî emir beni kurtaramaz...”

“O halde, lâzım olanı yazın, ben imza edeyim...”

Merhum Adnan Menderes'in bu kararlı tavrı karşısında, artık Tâlim Terbiye Dairesi Başkanlığı'nın söyleyecek sözü kalmadı.

*

Bu okulların açılması için
Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı
tek parti döneminden kalma bir
bürokratın
ayağına gitmek zorunda kaldı.

Ve
Celaleddin Ökten Hoca
'nın bu inanılmaz gayretiyle 13 Ekim 1951'de yani bundan 64 yıl önce İstanbul başta olmak üzere 7 değişik ilde imam hatip okulları açıldı.

*

M. Ertuğrul Düzdağ tarafından kaleme alınan Merhum Ali Ulvi Kurucu'nun 4 ciltlik hatıraları 4 solukta okunacak kadar etkileyici.

Ve yaşanmış hikayelerle dolu.

Cumhuriyetin ilk yıllarını bu hatıralardan okumazsanız, bugünü okuyamazsınız.

Günün sözü

Hasetçiye rahat, kötü huyIuya şeref yoktur.

Hz. Ali
#bürokrasi
#Tevfik İleri
#Ertuğrul Düzdağ
8 yıl önce
Hatıralar
Cemil Meriç"e dair belgeler (II)
2023 Seçimi üzerine
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti