|
İbn-i Haldun olsaydı, İngiltere’ye Brexit (yürü git) derdi

İngiltere'de yapılan referandum sonucu ile dünya yeni bir dönemece giriyor.



Brexit (AB'den ayrılma) kararının arkasında yaşlı İngilizler, bunların başlarında da Kraliçe var.



Yaşlı İngilizlerin tuzu kuru olduğu için, bunlarda

“AB bize yük oluyor, bir sürü fakir ülke var, bunları taşımak zorunda değiliz. Biz hala dünyayı yöneten büyük İngiliz devletiyiz”

tavırları var.



Çünkü yıllarca sömürmeye alışmışlar. Yardım etme gibi bir gelenekleri yok. Bireylerden değil, devlet zihniyetinden bahsediyorum.



Gerçi bugün sömürgeci zihniyet sadece İngiltere'de değil, AB ülkelerinin hepsinde var.



Hepsi Afrika ve Ortadoğu'yu yani İslam topraklarını sömürerek zengin oldular ancak

sömürgecilerin anası da akıl hocaları da İngiltere

.



*


Brexit kararında AB'de kalalım diyenler gençler. İngiltere'nin geleceğini temsil eden gençlerin ayakları yere basıyor.



Çünkü onlar yaşlı İngilizlerin göremediğini görüyor.



Yaşamadığı ekonomik krizi yaşıyor.



Çoğu işsiz.



Sokaklar evsizlerle dolu.


İngiltere'nin eskisi gibi güçlü olmadığının farkındalar.



O yüzden de AB'den ayrılmak istemiyorlar.



*


İngiltere'nin 465 milyar dolarlık ihracatının yüzde 44'ü AB'ye.



İthalatının yüzde 50'si de AB'den. AB'den çıkarsa 28 AB üyesi ile tek tek anlaşma yapması gerekecek.



Dünyada en fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç olunduğu bir zamanda kim kendini ayrı tutarsa o kaybeder.



İngiltere,

halkın yüzde 62'sinin Brexit (AB'den çıkalım)

demesine uyar ve birlikten çıkmaya kalkarsa paramparça olur.



Şimdiden

İngiltere Galler ve Kuzey İrlanda

'dan oluşan Birleşik Krallık içinde bağımsızlık talepleri öne çıkmaya başladı bile.



İskoçya bağımsızlık istiyor.



En keskin talep de Başkent Londra'dan geldi.



Londra'da İngiltere'den ayrılıp ayrı bir devlet olarak AB'de kalmak için kamuoyunda imza toplanmaya başladı.



*


Her canlı ölümü tadacaktır.



Bu tek tek insanlar için de geçerli, kurumlar için de devletler için de geçerlidir.


Belki de bir zamanlar üzerinde güneş batmayan büyük devlet olan İngiltere'nin batma vakti gelmiştir.



Koskoca Osmanlı imparatorluğu battı (batırıldı).



İngiltere batsa ne olur.



Belki de dünya için hayırlı olur.


İngiltere'nin arkasından kankası ABD'de bu krizi atlatamayıp giderse dünyanın bozulan düzeni belki biraz düzelir!



*


Batının da kabul ettiği ve üniversitelerinde kitaplarını okuttuğu modern tarihçilik, siyasal bilimler ve sosyoloji biliminin kurucusu

İbn-i Haldun'a göre devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölür.


İbn-i Haldun

devletin geçirdiği aşamaları beşe ayırır.



Birinci aşama fetih ve kuruluş aşamasıdır.


Askeri güç ile iktidar alınır.



Hükümdarın şef konumunda olduğu dönemdir.



*


İkinci aşamada hükümdar iktidarı tekeline almaya başlar.


Kendisinin başa gelmesini sağlayan doğal dayanışmayı tasfiye eder.



Doğrudan kendisine bağlı paralı asker ve bürokratlardan oluşan bir grup oluşturmaya başlar.



Kendine bilginlerden oluşan danışmanlar bulur.



İbn-i Haldun'a göre en kötü siyasal danışmanlar, bilginlerdir.


Ayrıntıdan çok evrenseli, insan türü yerine tüm türleri görmek üzere eğitildikleri ve toplumsal ve siyasal olayları tek başlarına görmek yerine birbirleriyle kıyaslayarak gördükleri için olumsuz siyasal önerilerde bulunurlar. Hükümdarlara asıl yararlı olan öğütleri ise

“ortalama zekâya sahip, alelade kişiler”

verirler.



*


Üçüncü aşama
ekonomik refahın arttığı, kültürel unsurların geliştiği bir yükseliş ya da lüks ve debdebe aşamasıdır.


Bu aşamada hükümdar devletin mali kaynaklarını artırmak ve yeniden düzenlemek, kentleri güzelleştirmek için uğraşır.



Herkes ekonomik refahtan payını alır.



Hâkim sınıflar kültürel projelerin koruyucuları olarak boy gösterirler.



Refah ve serbestlik devletin egemen iklimi haline gelir.



*


Dördüncü aşama doyum, tatmin ve kendini beğenme aşamasıdır.


İstikrar ve barışın egemen olduğu, yönetimde yenilikçi hiçbir girişimin olmadığı, eski yönetimlerin taklit edildiği ve bundan ayrılmanın devleti yıkacağına inanılan bir aşamadır.



Hem yönetenler hem yönetilenler bu istikrar ve refahın ebediyen devam edeceğine inanırlar.



*


Son aşama sefahat, israf ve çöküş aşamasıdır.


Bu aşamada devlette iyileşmesi olanaklı olmayan hastalıklar ortaya çıkar.



Yönetilenlerin devletten beklentileri zayıflar ve umutsuzluk yayılır.



İnsanlar uzun vadeli planlar yapamaz olurlar.



Doğum hızı geriler ve devlet çözülmeye başlar.



İbn-i Haldun'a

göre bu süreç bir toplumsal yasadır ve kişilerin iradesinden bağımsızdır.


#Brexit
#İbn-i Haldun
#Avrupa birliği
8 yıl önce
İbn-i Haldun olsaydı, İngiltere’ye Brexit (yürü git) derdi
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı