Wimbledon'un ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS'den dolayı ölüm döşeğindeydi.
Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan biri şöyle soruyordu:
?
Arthur Ashe cevap verdi: Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar. 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir.
500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50'si Wimbledon'a kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2'si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı'ya 'Neden ben?' diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, ona nasıl 'Niye ben' derim?
“
.
Tanrı'ya asla 'Neden ben?' diye sormayın.
Ne olacaksa zaten olur...”
*
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış.
Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sormuş.
Yavuz Sultan Selim: Sen sır saklamayı bilir misin?
Vezir; Evet hünkarım, bilirim.
Yavuz Sultan Selim:
.
*
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralı'na gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış.
Fransa Kralı; Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?
İncili Çavuş;
.
*
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'ı bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek şöyle eleştirmiş:
Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz.
Napolyon'un cevabı:
!
*
Dünyanın en ünlü kalp doktoru;
'in arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Dr.Michael De Bakey'e dönerek şöyle demiş;
Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım.
Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?
Dr. Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş;
*
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır.
İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa;
der.
Bu sözün üzerine Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin bir şekilde;
.
*
Amerikalı işadamı, Çinliyle alay ederek sormuş; Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş;
*
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır.
Davetten çıkınca bir gazeteci sorar; Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap verir;
.
*
Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış.
Talebesi; 'İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum' diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş; Ben seni kaybettiğin para için değil,
*
Meşhur bir filozofa sorulmuş;
Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?
Cevap şöyle:
*
ne diyor: Yolunu değiştirmeden devam ettiğin sürece ne kadar yavaş gittiğinin önemi yoktur.