|
Kazananlar
Zürafanın dünyaya gelmesi zorlu bir iştir.

Yavru zürafa annesinin rahminden yaklaşık 3 metrelik bir yükseklikten aşağı düşer ve bu düşüş genellikle sırt üstü olur.

Yeni doğmuş zürafa, birkaç saniye içinde yüzüstü dönerek ayaklarını vücudunun altına alır.

Dünyaya ilk defa işte bu şekilde dururken bakar, sonra da doğum sıvısının son kalıntılarını yüzünden ve kulaklarından silkeler.

Şimdi, annesinden alacağı sert ama bir o kadar da şefkatli hayat dersine hazırdır artık!

Anne zürafa bebeğinin üzerine eğilir.

Bir dakika kadar bekler ve sonra ilk bakışta çok mantıksız görünen bir şey yapar:

Bebeğini ön ayaklarıyla tekmelercesine dürterek onu ayağa kalkmaya zorlar. Yavru zürafa ayağa kalkmadığı takdirde bu zorlu süreç defalarca tekrarlanır.
Ayakta durma mücadelesi çok önemlidir
.

Yavru zürafanın yorgunluğu arttıkça anne onu tekrar tekrar tekmeleyerek çabalaması için uyarır.

Nihayet, yavru zürafa titrek bacaklarının üzerinde ilk defa ayakta durmayı başarır.

Daha sonra anne zürafa başka ilginç bir şey yapar:

Onu yeniden tekmeleyerek yere düşürür.

Niye mi dersiniz?

Ona nasıl ayağa kalktığını hatırlatmak için!

Vahşi hayatta bebek zürafalar için en güvenli yer annelerinin yanı ve sürüleridir; dolayısıyla, sürüden ayrılmamaları için, mümkün olan en kısa sürede ayağa kalkmaları gerekir.

Aslanlar, sırtlanlar, leoparlar ve vahşi av köpekleri genç zürafaları büyük bir keyifle takip ederler ve eğer anne zürafa yavrusuna nasıl ayakta kalacağını öğretmezse, yavru zürafaların bu yırtıcı hayvanlara yem olması işten değildir.

Bu, biraz sert ama anne şefkatiyle dolu bir hayat dersi.

Görünüşte sert ve çetin gibi görünen bu şartların altında, aslında yavruyu kuvvetlendiren ince bir şefkat vardır.

Kıssadan hisse
; Herkes düşer, ama kazananlar hep düştüğü yerden kalkanlardır. Kalkmayanlar ise hep kaybeder.

Önemli olan kalkmayı ve devam etmeyi bilmektir.

*

Ayağa kalkmakla iş biter mi?

Hayır.

Sonra ayakta kalabilme süreci başlar.

Bunun da sert, yumuşak, acı, tatlı bir sürü kuralı vardır.

Kurallara uyarsan ayakta kalırsın, uymazsan tekrar düşersin.

Afrika'da çalışan bir antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önermiş.

Ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülü o meyveleri yemek olacakmış.

Onlara; “Hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak” demiş.

Antropologun sözü biter bitmez bütün çocuklar el ele tutuşup, koşup ağacın altına beraber varmışlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlamışlar.

Çok şaşıran antropolog, çocuklara neden böyle yaptıklarını sorduğunda ise çocuklar şu yanıtı vermişler;

“Bu Ubuntu' dur.

Nasıl olur da diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki?”

Daha sonra “Ubuntu”nun anlamını açıklamışlar çocuklar;

“Bizim dilimizde Ubuntu “Ben biz olduğumuz için “Ben'im” demektir!”

Kıssadan hisse: Paylaşacaksın.

Neden?

Güçlü ve mutlu olmak için.

*

Yahudi oğlunu duvarın üstüne çıkarmış.

“Atla oğlum ben seni tutarım” demiş.

Çocuk atlamış, baba kenara çekilmiş.

Yere düştüğü için bedeni incinen oğlu ağlamaya başlamış.

Yere doğru eğilen babanın ilk sözü şu:

Evlat bu ilk dersin; Hayatta babana bile güvenmeyeceksin.

Yahudi esnaf için anlatılan bu hikaye “kimseye güvenmeyeceksin” mesajı mı, “Ticaretini sağlam yap” mesajı mı?

Birinci mesajsa yanlış, ikinciyse doğru.

Bir de ne zaman bir ortamda bu hikaye anlatılsa, arkasından Müslüman tüccar ve esnafın ne kadar üçkağıtçı olduğuna dair bir sürü yaşanmış ya da uydurulmuş hikaye anlatılır.

Bu da işin acı tarafı maalesef.

Sermaye sahiplerimiz özel hayatlarında Müslüman ama şirketleri daha hidayete ermemiş.

*

Velhasıl kelam; son bir yıldır bu ülkenin insanları oldukça yoruldu.

İç siyasi kavgalar enerjimizi tüketti.

Yıllardır yoksulluğu paylaşan İslam dünyasında, zenginliği paylaşma vakti ne zaman gelecek?

Bekliyoruz.

Son sözümüz Veda Hutbesi'nden olsun: Müslümanlar kardeştir, kanları da malları da birbirlerine helal değildir.
#hayat dersi
#kazananlar
#hikaye
8 yıl önce
Kazananlar
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti