|
Moda devleri dünyada

Uluslararası dev markaların hizmetindeki moda tasarımcıları daha fazla kazanç için dünya gençliğini birbirine benzetmeyi başardı.

Küreselleşme dediğimiz de bu zaten.

Kapitalizmin emrindeki moda devleri bütün dünyada yerel kültürleri ezerek farklı milletlerin gençlerini aynileştirdi.

Bugün dünyada değişik milletlere mensup milyonlarca genç erkek ve kızın hayalleri ortak, hayatları ortak, giyimleri ortak, yiyecekleri ortak.

Değer yargıları bile hızla benzeşiyor.

Aynı tür yiyecekleri yiyor. Aynı filmi seyrederken aynı marka cips ve aynı marka kola içiyorlar.

Uluslararası dev şirketler çıkardıkları ürüne göre tüketici tipi oluşturuyorlar.

Bu tek kültüre direnenler de var.

Orta yaş grubu ve cemaatler.

Dünyada modanın 4 merkezi var. New York, Paris, Londra ve Milano.

Son yıllarda İstanbul da 5''inci merkez olma yolunda.

Geçen hafta IF Fuarı için Türkiye''ye gelen İtalyan Moda Federasyonu Başkanı Mario Boselli''yi dinlemeye gittim.

İtalyanlar kendilerinden başka bir ülkeyi modanın öncüsü olarak görmüyorlar.

Bugün Avrupa ülkeleri tekstilde tüketici konumuna inerken. İtalya''da tekstil alanında 15 ayrı sanayi bölgesi var.

Bay Moselli, ''Siz bizim tedarikçimiz olun biz de size pahalı ve kaliteli ürün satalım'' diyecek kadar da açık sözlü.

Moselli yılllık ortalama yüzde 4-5-6 büyüyen ülkelerle ilgilendiklerini, bu grupta da Rusya ile Türkiye''nin yer aldığını söyleyerek Türkiye''yi potansiyel müşteri olarak gördüğünü açıkça ilan ediyor.

Gelecekte modanın geleceğini bir piramitle izah eden Moselli, piramidin üstüne tasarım ve modacıları yerleştiriyor. Kalite ve markayı temsil eden pramidin üst kısmına İtalya''yı koyan Moselli, Türkiye''yi ortaya, Çin ve Hindistan''ı ise tabana yerleştiriyor.

İplik ile kumaş arasında özel ilişki kurularak çıkan ürünlerin geleceğin ürünü olacağına dikkat çeken Bay Moselli bunları kopyalanamayan ürünler olarak tanımlandırıyor.

Moselli''nin konuşmalarından hoşuma giden tek bölüm Türk tasarımcılara verdiği tavsiyeler oldu.

Moselli, toplantıda bir Türk tasarımcının ısarlı biçimde, ''Biz nasıl İtalyanlar gibi yeni ürün çıkarmada yaratıcı olabiliriz'' sorusuna şu cevabı verdi; ''İtalyan modasını kopyalamak yerine orijinal ürünler üretmek için tarih birikiminizi kullanabilirsiniz. Çünkü çok zengin bir tarihiniz var''.

Elin şovalyesi bile zengin ve güçlü bir ülke olmak için tarihi zenginliğinizi kullanın derken biz hâlâ kopya peşinde koşacak mıyız?

ÇEKİRDEK

Ye''s, (ümitsizlik) dalalet-i fikrin; zulmet-i kalb, ruh sıkıntısının menba''ıdır.

Büyük organizasyon ve otellerde niye mescid yok?

Uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapan İstanbul''daki 5 yıldızlı otellerde (Grand Cevahir Otel hariç) mescid yok. Sen, Anadolu''da orta büyüklükte bir il nüfusu kadar insanın (130 bin kişi) yarış pistine gelerek seyrettiği uluslararası bir organizasyon düzenle. Buraya gelecek insanların günlük ihtiyaçlarını (yeme-içme-tuvalet v.b) giderebilecekleri ortamı oluştur. Ancak yarışları izlemeye gelenlerin yüzde 80''inin Müslüman olduğunu ve Müslümanların en azından bir kısmının da günde 5 vakit namaz kıldığını unut.

Böyle bir şey olur mu? Oluyor işte.

Türkiye Otomobil ve Motor Sporları Federasyonu Başkanı Mümtaz Tahincioğlu, ''Başından beri mescit projede vardı'' demiş.

Projede varsa şikayet ve sıkıntı söz konusu olana kadar niye yapılmadı?

Neyse ısrarlar sonucunda B Kulesi''nin altında bir bölüm mescit haline getirilmiş.

Bu arada Sabah Gazetesi''nde yer alan haberde mescid talebinin ilginç bir istek olduğu belirtilmiş.

Ne kadar ilginç değil mi?

İŞ''İN SIRRI O''NDA
Doğum yapan dişi köpek Mekke''nin fethinden önemli

Hz Peygamber, Mekke''yi fethe gelirken dağ yolunda bir inilti duydu.

Bir dişi köpek, ordunun geçeceği yol üzerinde yavruluyordu.

Ordunun geldiğini gören dişi köpek hem yavrulamakta hem de yavrularını gölgeye çekmeye çalışıyordu.

Bir yandan da yavrularını nasıl koruyacağı telaşı ile acı acı havlıyordu.

Yavruların kimi doğmuş kimi doğmamıştı. Bu durumu gören Hz Peygamber,

''Durun! Bugün olmazsa, Mekke''yi yarın fethederiz. Bakın! Bu hayvan yavrularına acıdığı için bizden muzdarip oluyor. Onu rahatsız etmeyelim. Bırakın yavrulasın ve yavrularını gölgeye alsın ondan sonra geçeriz''.

Nitekim öyle de oldu.

***

Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı faydadan daha fazla olursa , o ülke batar.

Montesquieu
18 yıl önce
Moda devleri dünyada
Muhafazakâr demokrasi ve milliyetçi muhafazakârlık
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim