2002 yılına kadar 120 metrekare bir evde otururken şartlar iyileşince villaya taşınmak ister.

Villaların olduğu yere gidince de kendine şu soruyu sorar:

-Sen ne yaptın da bu evi hak ettin?

Ve cevabını da kendisi verir:

“Ben bu evde oturmayı, birlikte çalıştığım insanlarla başardım. Birlikte çalıştığım insanlar, gecekondularda otururken ben nasıl 550 metrekare lüks bir villada oturmaya hak sahibi olabilirim” diyerek harekete geçer.

Şirkette beş yılını dolduran herkese üç oda bir salon, 132 metrekare brüt, birinci derecede lüks yapı, asansörlü ve ahşap zeminli konutları anlaştığı bir inşaat şirketine yaptırmaya başlar.

Geçen yıl beşinci yılını dolduran 292 çalışana, 3 Eylül 2006''da evleri teslim edildi.

Ve aynı yıl 144 konutun inşasına daha başlandı. Bu konutlar da 2008 bahar aylarında teslim edilecek.

Merinos sitesi bittiğinde 16 blok ve 800 konutluk dev bir site olacak.

Şirketin öncelikli hedefi memleketi olan Gaziantep fabrikasındaki çalışanları ev sahibi yapmak.

İstanbul ve İzmir''deki çalışanlar da şimdiden sıraya girdi.

Evin maliyetinin yüzde 50''sini şirket, yüzde 50''si de çalışan ödüyor.

Çalışanın maaşının dörtte biri konut için kesilir.

Aldığı maaşa göre bazıları üç yılda, bazıları beş yılda, bazıları ise 10 yılda ödemesini bitirir .

Beş yılı dolduran kaç kişi varsa, o yıl o sayıda inşaata başlanır. Ve iki yıl içinde biter.

Hastalandıkları zaman işveren ve yöneticisi özel, çalışanı da devlet hastanesine gitmiyor.

Patronundan kapıcısına kadar herkes Amerikan Hastanesi''nden faydalanıyor.

Yöneticiler için ayrı, çalışanlar için ayrı bir mutfak yok.

Herkes aynı mutfaktan çıkan yemekten yiyor.

Fabrikanın 30-40 arabalık üstü kapalı otoparkına kim erken gelirse arabasını o koyduğu için patronun arabası genellikle güneş altında kalıyor.

Altı yılını dolduran çalışanları aileleriyle birlikte güney sahillerinde 5 yıldızlı bir otele tatile götürüyor.

Şirketin kârının yüzde 10''u sosyal sorumluluk alanında harcanıyor.

Bütün bu uygulamalar, ABD''li ''çılgın'' bir şirkette değil Gaziantep''te doğan Merinos Halı''da gerçekleştiriliyor.

Merinos Halı''yı Türkiye İbrahim Tatlıses''in oynadığı reklam filmleriyle tanıdı.

Firma 13 yılda küçük tezgâhlardan halıda dev oldu.

3 bin 600 kişinin çalıştığı Merinos Halıları Fabrikası 500 büyük firma arasında 139. sırada yer alıyor.

Üç çocuk babası İbrahim Erdemoğlu''nun kızları Merinos''un sahibi olduklarını okulda hocalarından öğrenmiş. “Benim kızlarım okula özel şoförle gidemezler. Servisi kaçırırlarsa otobüse binerler” diyor.

“İşçi gecekonduda, patron villada olmaz” diyen şirketin yönetim kurulu başkanının iş felsefesi çok net:

“-Bir şirketin kârının büyümesi, tek başına hiçbir şey ifade etmez. Eğer şirket büyürken çalışanların yaşam şartları da iyileşiyor, topluma katkı sağlanıyorsa o zaman büyümenin değeri vardır”.

Buna itirazı olan var mı?

Başını sokacak bir konut derdinde olanlar bu hafta TBMM''de görüşülecek Mortgage Yasası''nı beklerken eminim Merinos Halı''da çalışanlar bu haberlere sadece gülüyorlardır.

Çünkü Merinos Halı çalışanları 5 yıllık bir süre sonunda villa sahibi olmaya hak kazanıyorlar ve iki yıl sonrada asansörlü lüks evlerine taşınıyorlar.

Yani Mortgage (tutsak) onlar için hiç bir şey ifade etmiyor.

İki okul yapıp ondan sonra da sosyal sorumluluk projeleri ile basında boy gösteren anlı şanlı dev işadamları utansın.

Çünkü sosyal sorumluluk böyle olur.

* * *

Dalkavukluğun sağladığı çıkar, dürüstlüğün kazandırdığı faydadan daha fazla olursa,

o ülke batar.

Monteskiyo