Ticaretin, alışverişin, eğlencenin çarşılardan elimize ve evimize teknolojik aletlerle girip oradan da bizim hayatımızı değiştirme süreci çok uzun değil. 2000’li yılların başında 2 milyon olan internet kullanıcı sayısı bugün 62 milyona yaklaşmış.

Her 10 evden dokuzunda internet var artık

İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte online alışveriş denilen internet üzerinden alışverişler de yaygınlaşıyor.

2011 yılında 18 milyar lira olan internetten kartlı harcamalar geçen yıl sonunda 190 milyar liraya yükselmiş.

Türkiye’de e-ticaretin büyüme hızı yıllık yüzde 30-35.

**

Salgının ilk 3 ayı olan Mart, Nisan ve Mayıs’ta 8 milyon banka ve kredi kartı daha ilk kez internette kullanılmaya başlanmış.

Salgının da etkisiyle e-ticaret sektörünün ulaştığı kart sayısı 35 milyonu aşıyor. Hala online alışverişte hiç kullanılmamış 40 milyona yakın kredi kartı, 150 milyonun üzerinde banka kartı var.

Yani e ticaret sektörü daha yolun başında.

Ticaretin küçük teknolojik kutulara girmesinin tek sebebi salgın değil.

Yeni kuşakları cezbeden tarafları çok.

**

e-ticaretin avantajları şöyle sıralanıyor:

-Zaman ve yer sınırlaması yok: E-ticaretin en büyük artılarından biri günün her saati ve yılın her günü alışveriş yapılabilmesi.

Ayrıca tüketici, yaşadığı şehirde hatta ülkede bulamadığı ürünlere internet üzerinden ulaşabiliyor.

-Geniş ürün yelpazesi: İnternetten alışverişin bir avantajı da insanların ihtiyaç duydukları her ürün ve her hizmete anında ulaşabilmesi.

-En uygun fiyat: İnternette fiyat araştırması yapmak son derece kolay olduğundan, aranılan bir ürünü en uygun fiyatla satın alabilmek mümkün. Ayrıca e-ticaret sitelerinden aldığı komisyonu müşteriye aktaran, yani “alışveriş yapana para veren” siteler, online alışverişlerin benzersiz şekilde ucuza gelmesini sağlıyor.

-Kalabalıktan uzak alışveriş: E-ticaret, alışveriş merkezinin, çarşı pazarın karmaşasından, gürültüsünden ve kalabalığından kaçanlara da çare oluyor. Özellikle mağaza dolaşmayı sevmediği araştırmalarla kanıtlanan erkek tüketiciler ile alışverişe ayıracak zamanı olmayan kişileri de bu dertten kurtarıyor.

-İkinci el ürünlere erişim: Sadece büyük markaların ürünlerini size ulaştırmakla kalmayan e-ticaret, ikinci el ürünlere ulaşmanızı veya isterseniz kendi eşyalarınızı satışa çıkarmanıza da yardımcı oluyor.

**

Kullanılan banka ve kredi kartı sayısı salgın dönemi denilen koronavirüs salgını ile 8 milyon artmış.

Nedenini biliyoruz.

Salgınla gelen ölüm riskinin kısa süreli olması.

Para, eskiden de yani salgından önce de kirliydi, sadece öldürücü özelliği keşfedilmemişti!

Şimdi insanlar alışverişlerde paraya elleriyle dokunmak istemiyorlar ve 5 liralık alışverişte bile kredi kartı kullanmak istiyorlar.

Paraya dokunmak istemiyor ama AVM’lere gidip alışveriş yapmaktan da vazgeçmiyorlar!

**

Oysa gereksiz, ihtiyaç olmayan şeyleri ihtiyaç haline dönüştürmek ve satın alma alışkanlığı virüsün öldürücü etkisi kadar güçlü ama gizli.

Virüsle birlikte ortaya çıkan en net gerçek şu oldu; bankalar, alışverişlerde alıcı ile satıcının arasına bir daha çıkmamak üzere girmiş oldu.

Çok yakında belki de yeni bir virüs salgınıyla nakit para tarih olacak.

Herkes alışveriş için bir bankaya uğrayıp kart almak zorunda kalacak.

Ve bankalara komisyon vermeden alışveriş yapılamayacak.

Mahalle bakkalları kartlı alışverişlere başlamıştı, geri kalanlar da kartlı yeni düzene geçecek ve her biri internetten de satış yapacak

**

Belki de aile işletmeciliği e-ticaret ile yeniden canlanacak.

Çarşı pazardaki cazip satış yerlerinin kira rantı soran ererken, e-ticarette öne çıkma yolunda yeni fikirler oluşacak.

İnternette e-caddeler, e-sokaklar, e-mahalleler meydana gelecek.

Buralarda yeni rant merkezleri üretilecek.

Yeni dünya düzeninde bardağın boş tarafı yerine dolu tarafına odaklananlar uyum sağlayacak.

E-ticaret belki de ticarette fırsat eşitliğine yol açacak.

Küçük sermaye sahiplerinden bir sürü başarı hikayeleri çıkacak.

Sermaye sahibi olmanın yolları değişecek.

Paradan çok bilgiyi kullanabilme becerisi ve girişimcilik ön plana çıkacak.