İnsana saygı, onun insani ihtiyaçlarını karşılamakla başlar sonraki ihtiyaçlarını karşılayacak iş imkanı sağlamakla devam eder.
Her işsiz öncelikle bir insandır, insan evladıdır.
Onların da insan olmaktan kaynaklanan bir onurları vardır.
Onların da insanca yaşama hakları vardır.
Onların da anaları, babaları, kardeşleri, eşi, dostu vardır.
Ve yaşadığı ülkede her işsiz, sadece insan olarak bile asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılamayı hak etmiştir.
, her kriz ortamından ahlaksızca rant elde etmeye çalışanlara,
ekonomik krizin faturasını çalışanlara çıkaranlara,
fedakarlık söz konusu olduğunda ortadan kaybolanlara,
lafa gelince zeytinyağı gibi su üstüne çıkanlara,
elini taşın altına koymayanlara ve lafla peynir gemisini yürütmeye
Lafa geldiğinde sorunlara karşı çözüm tarafında yer alan iş ve siyaset dünyasının ‘bazı’ temsilcileri, temcit pilavı gibi aynı cümleleri ısıtıp dururlar;
“Hepimiz aynı gemideyiz, batarsak hepimiz batarız, el birliğiyle bu krizden çıkacağız, hadi elimizi taşın altına koyalım”.
Böyle derler ama lafla peynir gemisi yürütmeye alıştıkları için hemen savuşurlar.
Bu hafta başında açıklanan
“2019 İstihdam Seferberliği Tanıtım Programı”
kapsamında yeni yatırım planı yapmak şirketlerden, ilave istihdam edilecek çalışanın maaşı da, sigortası da, vergisi de devletten.
Devlet 30 Nisan’a kadar ilave istihdam yapan şirketlere, her bir çalışan için 12 ayda toplam 19 bin 419 lira destek ödemesi yapacak.
30 Nisan’a kadar ilave olarak işe alınan her çalışanın 3 ay boyunca hem maaşını hem de vergi ve SGK primini devlet ödüyor.
mayıs ayını takip eden 9 ay boyunca prim ve vergilerini yine devlet karşılamaya devam edecek.
Kadın, genç ve engelli istihdamında bu süre 6 ay daha uzuyor.
Kısa Çalışma Yönetmeliği uyarınca, ekonomik sebeple çalışma sürelerini azaltan ya da durduran iş yerlerinde 3 ay boyunca azaltılan süreye ilişkin çalışan ücreti İşsizlik Fonu’ndan karşılanıyor.
İş dünyasının 406 bin firmadan oluşan en büyük örgütlerinden biri olan İstanbul Ticaret Odası’nın Başkanı
dediği gibi psikolojik olarak üretimle bağımızı kesmek isteyenlere inat daha çok üreteceğiz.
Ekonomik kıskaç, istihdamla kırılacak.
Herkese iş, herkese aş ile zorlukları aşılacak.
Buradan tek çıkış var, daha çok istihdam, daha çok üretim.
İstihdam, üretime artış ve kalite olarak yansıyacak.
Üretilen her mal ihracat olarak değer kazanacak.
Türkiye’nin bekası, daha çok üretim, daha çok istihdamla temin edilecek.
Bugün her işsiz, hem kendine hem ailesine hem millete hem de devlete yüktür.
ise hem üretenler için tüketicidir, hem devletin vergi alabileceği vatandaşıdır, hem de ülkenin zenginliğine ve refahına katkı yapabilecek bir güçtür.
Türkiye İstatistik Kurumu
, geçen hafta Kasım 2018’e ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.
Türkiye’de işsizlik oranı, Kasım 2018’de bir önceki yılın aynı ayına göre 2 puan artarak yüzde 12,3’e yükseldi.
Söz konusu dönemde işsiz sayısı
3 milyon 981 bin kişi olarak kayıtlara geçti.
Tarım dışı işsizlik oranı 2,1 puanlık artışla yüzde 14,3 olarak tahmin edildi.
İşsizlik oranı, 15-64 yaş grubunda ise 2,1 puan artışla yüzde 12,6 olarak gerçekleşti.
Söz konusu ayda
15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik
oranı 4,3 puan yükselerek
oldu.
Yani her beş gençten biri üretimden ve tüketimden düşmüş ve işsiz ve mutsuz.
Yaklaşık 4 milyon işsiz demek, esnaf için, tüccar için, sanayici için 4 milyon eksik müşteri demektir.
4 milyon işsiz demek, devlet için vergi veremeyen vergilerle desteklenmesi gereken vatandaş demektir.
Ve 4 milyon işsiz demek, aile eş ve dostlarıyla birlikte yaklaşık 10 milyon mutsuz insan demek.
ekonomik, siyasal ve sosyal kriz, bugün gelişmiş gelişmemiş, zengin fakir her ülkenin ortak derdi.
Yani sorun küresel ama ağırlığı ülkeye göre değişiyor.
Her ülkenin patinaj yaptığı günümüzde devlet, millet işbirliğini sağlayan ülke bu patinajdan kurtulacak.
Bürokrasi-Sanayi-Üniversite
işbirliğiyle zenginlik ve refah yolunda hızlanarak ülkeler arasında öne çıkacaktır.
Üretimden ve tüketimden düşenlere
el atmak hepimizin vazifesidir.
