Yaklaşmak ne kelime, tehlike geldi çattı. İsrail’in Müslüman dünyada bir hayatiyet işareti olup olmadığını yoklamak üzere son günlerde cüret ettiği küstahlıklar da bu tehlikenin sinyallerini veriyor. İslam dünyasının kendi içindeki dağınıklığı, hiçbir hayırlı konuda hiçbir etkili ittifak ve işbirliğine yönelmiyor oluşu, Müslüman toprakları da İslam’ın mukaddesatını son derece korunaksız, saldırılara ve işgale açık kılıyor.
Bugün coğrafyamızda yaşananın özeti ne yazık ki bundan ibaret.
Suriye’den Irak’a, Yemen’den Libya’ya, Myanmar’dan Mısır’a İslam dünyasının her bir yanı bütün Müslümanların ortak bir anlayış ve işbirliği içinde olmasını zorunlu kılıyor. Sorunlarımızın üstünden başka türlü gelme ihtimali yok.
İslam Konferansı Örgütü’nün kurulmasına yol açan hadise 1969 yılında Mescid-i Aksa’nın kundaklanması olmuştu. Bu kundaklama o günlerde İslam Dünyasında yine iyi kötü bir hayatiyetin varlığını kanıtlamıştı.
Mescid-i Aksa bugünkü haliyle bize çağrıda bulunuyor. Bizi insanlığımızdan çıkaran, bizi birbirimize düşman kılan ihtiraslarımızdan sıyrılıp yükselmeye davet ediyor. Ne mutlu icabet edene.