Bunu yapmazlar, yapamazlar! diye ilk tepkimi vermişim haberi ilk duyduğumda. Basit bir insanlık hali üzerinden hiç yoktan kabahat ve suç kompozisyonu kuran sapık, frikikçi bir haber anlayışı ile masumları ihbar eden bir gammazlığa prim veremezler.
Yapamazlar tepkisini verdiğim haber, hükümetin bu yoktan kabahat üreten Hürriyet haberini ciddiye alıp Kültür müdürü hakkında bir soruşturma başlatmasıdır. Ama yaptılar. Rüşvetçi, frikikçi haber anlayışına, cehalete, gammazlığa prim verdiler ve daha ilk aşamada soruşturmanın selameti (!) açısından Kültür müdürünü açığa aldılar. Bir bağdaş kurma eylemine ilk taksitte kesilen cezaya bakınız!.
Halbuki haberin özü şudur: ülkenin başbakanlarını, cumhurbaşkanlarını evlerinin bahçesinde pijamalarıyla, insanlık halinden fersah fersah uzak bir laubalilikle karşılayabilme imtiyazlarını yitirenler, düştükleri yerde yeni direniş ve saldırı cepheleri açmaya çalışıyorlar.
Saldırı cephesi bu sefer çok gerilere doğru çekilmiş görünüyor. Yapılmak istenen, uzaktan atışlarla hükümetin belli bir kıvama getirilmesi, kendi “pijamalı protokol düzenleri”nin benimsetilmesidir. Kültür müdürünün bağdaşını haber diye sunmanın arkaplanı bundan ibarettir.
Daha önce başbakan Erdoğan''ın Hikmetyar''la çekilmiş resmi üzerinden yapılan yayınlarda veya Başbakanlık Müsteşarı Prof. Ömer Dinçer üzerinden yapılan yayınlar, sonu hüsranla bitmesi kaçınılmaz, fazlasıyla yakın saldırılardı. Oysa hepsinin haber anlayışı aynısıydı. Mükemmel bir akademisyen ve zengin müktesebatı ve yetkin kişiliğiyle ülkeye çok şeyler kazandıran Prof. Ömer Dinçer''i medyanın bu ukalaca öğretici baskılarına kurban vermemeyi iyi başardı Başbakan iyi ki de öyle yaptı. Bu dirayetinin halk nezdinde peyderpey işlenmekte olan karizmatik kişiliğini daha da pekiştirmiş olduğunda hiç kuşku yok.
Oysa bağdaş kurmayı haber yapan yayınların mantığı bundan hiç de farklı değildir. Sözkonusu edilen Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar beş yıldır görevini son derece başarılı bir biçimde yapmakta, kültür alanında Konya''nın şu ana kadar yaşadığı en verimli döneme imzasını atmış, entelektüel müktesebatı yüksek ve derin bir şahsiyet.
UNESCO''nun doğumunun 800. Yılı dolayısıyla ilan ettiği Mevlana Yılı kapsamında yüzlerce yurt içi ve yurt dışı etkinliğin organizatörlüğünü yapmış, Türkiye''nin tanıtımında son derece etkin bir rol oynamış. Gittiği her yerde Mevlana''nın hoşgörü anlayışından, diyalogdan, başkalarını anlamaya, başkalarıyla diğerkâmlık kurmaya çalışmanın öneminden bahsediyor. Konya ve Mevlana''nın tanıtımı konusunda, katıldığı bu faaliyetler dolayısıyla evine çok nadiren uğradığı söyleniyor. Bir kültür müdüründen daha ne beklenir ki?
Paris''te son katıldığı toplantıda bu tempoya dayanamayan vücudu yorgun düşmüş ve bir ara ayağını çok sıkan kundurasından çıkarıp dinlendirmek üzere kimsenin kendisini görmediğinden emin olarak bağdaş kurup oturmuş. Kendisini hiç kimse görmemiş zaten, ancak röntgenci bir muhabirlikle tespit edilmiş durum ve ortaya bir “frikik” görüntüsü çıkmış.
Resim habere yansıdığı gibi bir tören esnasında değil, protokol sıralarında da değil, insanların kendilerini nispeten daha rahat hissettikleri bir esnada, sıranın arkasında, yani kendisine mahrem sayılabilecek bir alanda çekilmiş.
Şahsen dünyanın her tarafında bu tür toplantılara katılmış biri olarak bu tür görüntülerle her zaman karşılaşırım. Yani görüntünün anormalliği sadece bir sunum tarzından ibarettir ve burada suçlanacak olan resimdeki şahıs değil, ancak resmi çeken muhabirin özel alana mütecaviz tutumudur
Şimdi bu frikik görüntüsü yüzünden bu değerli müktesebat gaddarca bir infaza tabi tutuluyor. Nerede? Konya''da.
Görevi bütün dünyaya Mevlana''yı, anlamayı, diğerkâmlığı, hoşgörüyü anlatmak olan şahıs Mevlana diyarında bir bağdaş frikiği yüzünden orantısız bir infaza konu olabiliyor.
Olay bu minvalde sürecekse bence yapacağımız tek dürüstçe şey Mevlana tanıtımlarını, kutlamalarını, törenlerini bu saatten sonra iptal etmekten başka bir şey değildir. Öyle ya, kendi insanımızın bir insanlık halini anlayışla karşılamaktan aciz kalmışlığın skandalı içinde bocalarken kime ne anlatabiliriz ki?