20. yüzyılın başında revaçta olan Modernleşmeci anlayış Batı’da yaşanmış bütün gelişmelerin bir model olarak bütün dünyaya uygulanabileceği hatta uygulanması gerektiğini varsayıyordu.
Oysa memurluğa has olan kayıtsızlık, tevekkül, teslimiyet ve sorumluluktan kaçınmak şeklindeki ruh hali, memurları her türlü fedakârlık ve şahsi girişimcilik ruhundan mahrum kılmaktadır. Bunun aksine, aristokrat ve burjuva sınıfı mensupları, hareketlerinde serbest ve müstakil, medeni cesaret sahibi ve müteşebbis kimselerdir. İşi ve sorumluluğu arar ve severler, fedakârlık hisleri taşırlar.
Tabii o bu Avrupa’dan başka yolumuz olmadığını değil, Osmanlı toplumunun özgünlüğünü ve batılı kurumların kör taklidinin uygunsuzluğunu göstermek üzere yapıyor.