|
Ağır sarhoşluk

Yüzeysel ilgi ve bilgi ile elde edilmiş sanılar ve daha çok toplumsal dolaşımdan devşirilmiş hazır cevaplar, ezbere kanılar, ön yargılar üzerinden oluşturuyor bugün insanlar fikir dünyalarını. Burada fikir kelimesini lafın gelişi olarak kullanıyorum elbette. Fikir dediğimiz şey, böyle kısa yollarla, ezber rotalarla ulaşılabilen bir şey değil çünkü. Sağlam bir yöneliş, yoğun bir gayret, bedel ödemeyi göze alabilen bir dirayet gerektiriyor. Tuğlaları sabırla tek tek örülerek yükseltilen bir bina fikrin binası. Bugün bu gayret ortaya konmadan, sağdan soldan alelade toplanmış bilgi kırıntılarından derme çatma oluşturuluyor o bina. Bunun sonucunda fikrin çok olduğu ama insanlığın anlık ya da geniş zamanlı meselelerine, problemlerine, dertlerine en ufak bir açıklık getirmediği ortamlarda, sonu gelmeyen bir zihinsel itiş kakış içinde yaşamak zorunda kalıyoruz hepimiz. Bu derme çatma fikirler yükseltmiyor insanları, birbirine düşürüyor daha çok.

“Size nihai cevapları sunmaya çalışan insanlar aslında o cevapları kendileri de bilmezler. Çünkü bilseler, nihai cevapların verilemeyeceğini, yalnızca alınabileceğini bilirlerdi” diye yazmış ‘Parfümün Dansı’ kitabında Tom Robbins.

Öğrenmenin önündeki en büyük perde, bilmediğinin farkında olmamak gafleti ve zaten bildiğine inanmak vehmidir.

“Bütün cevapları doğru olarak verdiğimizden o kadar eminiz ki” dedi yanındakine doğru dönerek, “soruları okumak aklımıza bile gelmiyor!”

Sağlaması hakikatle yapılmamış, zaman içinde demlenmeye bırakılmamış, oradan buradan alelacele denkleştirilmiş sanı ve kanılar, hayatın gerçek fikirlerle doldurulması gereken boşluklarını doldurmuyor. O boşluklar giderek büyüyor, habis urlar gibi etraflarına yayılıyor ve bildiğimiz iyi şeylerin birbirine bağlanmasını da büyük ölçüde engelliyor. Her şeyin kontrolsüzce satışa sunulduğu bir ucuzluk pazarından herhangi bir hassasiyet göstermeden, adeta bir çuvalın içine doldurulur gibi zihnimize tıkıştırdığımız asılsız kanı ve sanılar, gerçekten anlamlı olan bir şeyler varsa orada, onları da kendi yüzeyselliği ile örtüyor, üstlerinde dağ gibi birikiyor ve bizim onlara erişimimizi imkansız hale getiriyor.

“Bin nedametle nihayet anladık ki dünyada belki her şeyi bulmak kolay, kendini bulmak zormuş. Kendimizi nerede bulalım? Kendi dışımızda nereye koştuksa gurbette kaldık” diyor merhum Nurettin Topçu, ‘Var Olmak’ kitabında.

Sarhoşluk zihin açıklığının ortadan kalkması, zihnin kontrolden çıkmasıdır. Sarhoşluk veren bir çok şey var ve onlara müptela olan bir çok insan... Cehalet de sarhoşluk verici bir şeydir ve görünüşe göre dünyada en çok cehaletin sarhoşu ve müptelası var.

Bu devrin en tahrip edici, en dramatik yanılgılarından biri, gerçek bilgi ve kanaatlerin, onlara erişmek için hiçbir gayreti olmayan kalabalıkların elinin altında hazır bulunduğuna hepimizin az ya da çok inanmış olmamızdır. Bizler her geçen gün biraz daha büyüyen bir teslimiyetle bu yeni zihinsizlik düzenine uyuyor; bilmemiz icap eden her şeyi kolayca biliyor olduğumuz vehmi ve o vehmin verdiği ağır sarhoşlukla, bilgisiz, izansız, idraksiz yaşamaya alıştırıyoruz kendimizi.

Doğru cevapları bulamıyorsak, zamanla bunu aşabiliriz. Doğru soruları soramıyorsak, Allah acısın bize!

#Nurettin Topçu
#Zihinsizlik
#Cehalet
#Sarhoşluk
#Tom Robbins
3 yıl önce
Ağır sarhoşluk
Muhteşem yediler
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…