|
Balkanlarda Türkçe eğitim yapan tek üniversite (!)
Geçen hafta (28-31 Ağustos) Makedonya’nın Gostivar şehrinde bir
uluslararası kongreye
katıldık (5. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kongresi).


Gostivar’da,
Uluslararası
Vizyon Üniversitesi
bünyesinde (Kongre, Manisa Celal Bayar Üniversitesi işbirliği ile düzenlenmiş) yapılan kongreye 30 üniversiteden öğretim üyeleri katılmış ve
94 tebliğ
sunulmuştur.

Bu yazıda Kongrede sunulan tebliğ içeriklerinden ziyade, özne olarak Balkanlardaki (Makedonya) Türklerin var olma mücadelesinin sembolü olan Uluslararası Vizyon Üniversitesi ile ilgili rektörle yapılan görüşme içeriği ele alınacaktır.

**

Kavala’yı, Üsküp’ü, Selanik’i ya da Ohri’yi atlayarak neden Gostivar’da yoğunlaştığımı anlatacağım.

Kongreye katılmayı planlarken, bir-bir buçuk gün kongreye ayırırız ve diğer günler de bazı şehirleri gezeriz diye düşündük. İşin açıkçası
soft bir seyahat
hayal ettik.

Oysa giderken ekibin içinde bu topraklarla iltisaklı bazı arkadaşların konuşmaları halet-i ruhiyemizi etkilemiş, bizleri başka bir havaya sokmuştu.

Açılışta rektörün ve kongre düzenleme kurulu başkanının konuşmaları
milli duygularımızı zirveye taşıdı.
Makedonya şehirlerinde, böylesine manevi
duygu yoğunluğuyla, tarihimizden izler aradık.

**

Makedonya’daki Türkler adeta uç beyliği görevi yapmaktalar.

“Adriyatik’ten Çin seddine güçlü Türk dünyasının”
Adriyatik ayağı Makedonya’dan
(Gostivar, Üsküp, Ohri’den) başlıyor. O nedenle bu topraklar önemli.

Bizim gibi, hatta bizden daha iyi Türkçe konuşuyorlar.

Kongrenin bünyesinde yapıldığı
Uluslararası Vizyon Üniversitesi 15 yıllık mücadeleden sonra 2014 yılında
kuruldu. Üniversite kurulduktan sonra da sorunlar, ayakta kalma mücadelesi devam ediyor.

Rektör ve öğretim üyelerinin bizi misafir etmekten duydukları memnuniyeti (kalabalık gelin, sık gelin diyerek) dile getirmeleri yanında, yüzlerindeki ifade ve heyecandan da anlamak mümkün.

**

Rektörle yaptığımız görüşmede; en önemli sorununuz,
Türkiye’den beklentiniz
nedir, sorusuna “
YÖK’ün mezunlarımıza denklik vermemesi
” diye cevap verildi. Doğal olarak Türkiye Yüksek Öğrenim Kurumuyla resmi olarak akredite olmak istiyorlar.

Konu çeşitli platformlarda dile getirilmiş, muhatapları kendilerini dinlemiş, fakat hâlâ herhangi bir çözüm getirilmemiştir.

**

Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Türkiye’nin dışında Balkanlarda ve Avrupa’da
Türkçe eğitim yapan tek üniversite
. Makedonya’nın yakında Avrupa Birliği’ne gireceği ve sonrasında ise Türkiye’nin herhangi bir şekilde üniversite ile özel bir işbirliğinin olamayacağı ifade edilmektedir.
Üniversite Gostivar’daki Türklerin sahip olduğu yerli ve milli bir
vakfın
(Şar Vardar Vakfı)
kurduğu üniversite
. Zaten Makedonya’da Türkçe eğitimi yapan
devlet üniversitesi
olması mümkün değil. Daha yeni yeni
Türkçeyi eğitim dili
olarak kabul ettirdiler.
Çok sayıda imrenilen, gururlandıran Türkçeyi, Türk kimliğini koruma adına yapılan mücadeleyle ilgili anlatıları duygulanarak dinledik. Yıllardır
köy köy dolaşarak
çocuklara
Türkçe eğitim
vermek amacıyla
öğretmenlerin
katlandıkları
özverinin destansı hikâyelerine
canlı tanık olduk.
Türkiye’den gelen bazı üst düzey bürokrat ve siyasetçilerin; “Siz Türkçeyi bu kadar iyi nereden öğrendiniz”, sorusunun onları rencide ettiğini, muhataplarına, “
Türkçe bizim ana dilimizdir
, dedelerimizden kalmıştır” cevabını verdiklerini de üzülerek öğrendik.

**

TİKA’nın Üsküp’te, Ohri’de ve diğer yerlerde Osmanlı’dan kalan tarihi eserleri restore ettiğini gördük. Uluslararası Vizyon Üniversitesi’nin
TİKA’dan basit bir bilgisayar laboratuvarı desteğinden kaçındıklarını
söylemesi de düşündürücü.
Gerekçe olarak, “Biz eğitime değil tarihi eserlere destek veriyor, para harcıyoruz” cevabı verilmiş. Rektör Fadıl Hoca diyor ki; “Bugün Sırbistan’da eski Yugoslavya’da Osmanlı’dan herhangi bir iz kalmış mıdır? Yunanistan’da,
Selanik’te Osmanlı’dan kalma bütün tarihi eserler yerle bir edilmiştir.”

Yeri gelmişken söyleyelim; Osmanlı’ya ihanet eden Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın ise Kavala’da heykeli dikilmiş.

Camiler
olabildiğince
kiliseye çevrilmiş
, ki bunu Selanik sokaklarında gezerken çıplak gözle de gördük. Kiliseleri neden camiye dönüştürüyorsunuz, diyen
yerel lejyonerlere o coğrafyayı gezmelerini tavsiye ederim (!).
Rektör devam ediyor: “Eğer Gostivar’da, Üsküpte, Ohri’de halen TİKA’nın restore ettiği Osmanlı’dan kalma tarihi eserler varsa, bunu buradaki Türk halkının mücadelesine borçluyuz.” Yani,
insanları eğitmek, kültürüne ve diline sahip çıkmalarını sağlamak tarihi eserlerin gelecek nesillere aktarılmasında
en önemli
vasıtadır.

TİKA insana (eğitime) destek vermiyor, ancak insanların (Türklerin) sahip çıkmasıyla ayakta kalabilen tarihi yapılara destek veriyor. Bu realite TİKA’nın Balkanlardaki Türklere yönelik politikalarını yeniden şekillendirmesi zorunluluğunu daha belirgin olarak karşımıza çıkarmıştır.

Vakıf mütevelli heyetinin TİKA politikalarına cevaben; “
İnsanlar dilini kaybettiğinde dinini, kimliğini de kaybeder. O nedenle eğitimle önce Türkçeye sahip çıkıyoruz
” cevabı da oldukça anlamlı.

**

Türkiye’nin diş politika misyonu olarak yapması gerekenleri Balkan Türkleri zor koşullarda örgütlenerek yapmış. O nedenle bölgede yıllardır benliğini, kültürünü, dilini yaşatma pahasına Balkan Türklerinin cansiperane mücadelesine Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha aktif şekilde sahip çıkmalıdır.

Özellikle
YÖK’ün
Uluslararası Vizyon Üniversitesinin beklentisini
karşılayacak düzenlemeyi biran önce yapması gerekir (
varsa eksiklikler, yapılması gerekenler belirlenir ve süreç tamamlanır
).

Balkan coğrafyasına büyük hassasiyet gösteren Sn. Cumhurbaşkanımızın konuya biran önce el atacağını umuyoruz.

#TİKA
#Makedonya
#Gostivar
5 yıl önce
Balkanlarda Türkçe eğitim yapan tek üniversite (!)
Reis, şu golü de atıver!
Asıl siz hangi yüzle gideceksiniz!
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm