|
Bankacılık sektörü ilk çeyrek değerlendirmesi

2018 yılının üçüncü çeyreğinde kur ataklarıyla başlayan ekonomik operasyonlar karşısında, en sağlam duran sektörlerin başında yine bankacılık geldi. Kur spekülasyonları üzerinden dış borçlanmayı olumsuz etkilemek ve bu yolla Türkiye’ye istediklerini yaptırma niyetinde olan Amerika ve Avrupa kaynaklı fon yatırım şirketleri, bankaların sağlam yapısı ve koordinasyonu sayesinde istediklerini elde edemediler.




Bankalar, bu süreçte hem Sermaye Yeterlilik Rasyolarını (SYR) hem de karlılıklarını önemli ölçüde korumayı başardılar. Sendikasyon yenilemelerinde belki biraz zorlandılar ama sıkıntısız bir şekilde hepsini yenilediler. Zorlu geçen 2018 yılı son çeyreğinden sonra, 2019 yılı ilk çeyreğini ve sonrasını değerlendirecek olursak;

Bankacılık sektörünün 2019 yılı ilk çeyrekteki aktif büyüklüğü, yabancı para (YP) aktiflerin etkisiyle 2018 yılsonuna göre %7 oranında artarak 4 trilyon 193 milyar TL oldu. YP aktiflerin toplam aktifler içindeki %45,2’lik payı, kurda hızlı yükselişin yaşandığı 2018 yılı üçüncü çeyreğinden sonraki en yüksek seviyedir.

En önemli aktif kalemlerinden krediler, ilk çeyrekte 2018 yılsonuna göre %5,2 oranında artmış ve 2 trilyon 517,8 milyar TL tutarında gerçekleşmiştir. Kredilerin artışında, YP kredilerdeki artış nedeniyle ticari kredilerde yaşanan yükseliş belirleyici olmuştur. İlk çeyrekte bireysel krediler yılsonuna göre %0,6 artarken, ticari krediler ise %6,4 oranında artmıştır.

2018 yılının Ağustos ayında yaşanan kur atağının ardından YP mevduatların aktif payı, 2003 yılının ardından ilk defa %50’nin üzerine çıkmış ve kurdaki sakinleşmeyle birlikte Ekim ayında tekrar gerilemeye başlamıştı. Ancak, ilk çeyrekte YP mevduatın toplam mevduatlar içindeki payı %53,7 ile yeniden yükselmiştir.

Bu dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat %1,65 azalışla 1 trilyon 27 milyar TL, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise %0,50 artışla 1 trilyon 183 milyar TL olmuştur. Yurtiçi yerleşiklerin döviz tevdiat hesapları ise ilk çeyrekte yılsonuna göre %21,1 artmıştır. Mevduatlardaki yükselişin etkisiyle mevduatın krediye dönüşüm oranı ilk çeyrekte %114,1 olmuştur.

2018 yılsonunda %17,3 olan sektörün sermaye yeterliliği rasyosu, ilk çeyrekte %16,3 olarak gerçekleşmiştir.

Sektörün tahsili gecikmiş alacakları, 2019 yılının ilk çeyreğinde yılsonuna göre %10,1 oranında artışla 106,4 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Geri ödemelerinde sorun beklenmeyen 1. gruptaki kredilerin toplam krediler içindeki oranı %89 seviyesindedir. 2. gruptaki yakın izlemedeki kredilerin payı %11 seviyelerinde olup, 276 milyar TL olan bu rakamın 107 milyar TL’lik kısmı bugüne kadar yapılandırılmış durumdadır. 3. gruptaki tahsili gecikmiş ya da takip hesabında izlenen alacakların kredilere oranı ise %4,2’dir. 106 milyar TL tutarındaki tahsili gecikmiş alacaklar için 72 milyar TL seviyesinde özel karşılık ayrılmıştır.

Tahsili gecikmiş alacaklar için yüksek oranda karşılık ayrılması, birçoğunun teminatının bulunması ve tahsili gecikmiş borcu bulunan işletmelerin büyük çoğunluğunun faaliyetlerine devam ediyor olması, söz konusu alacakların bankacılık sektörümüz için önemli bir risk oluşturmayacağını göstermektedir.

Gelişmelere göre rasyolar sürekli değişebilse de buradaki en önemli şey; bankacılık sektörünün güçlü yapısını sürdürmesi ve reel sektörü finanse etmeye devam etmesidir. Bu sebepledir ki özellikle Yeni Ekonomi Programında bahsedilen bir dizi önlemler hızla hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.

Bu bağlamda, ilk çeyrekte yapılanların önemli olanlarını sıralarsak;

Tüm sektörlerde faaliyetleri bulunan ve ekonominin can damarı olan KOBİ’lere, uygun koşullarda finansman imkanı sağlandı. KOBİ Değer Kredisi 1 ve 2 ile birlikte, 50 Milyar TL kredi kullandırıldı.

Bahse konu kredilerin, önce 14 bankanın daha sonra da 17 bankanın katılımıyla gerçekleştirilmesi, bankaların; istihdam ve yatırım sürekliliği sağlayacak nitelikteki projeler başta olmak üzere, reel sektöre ve hane halkına finansman desteği sağlamaya devam edeceklerini göstermiş oldu.

Kredi yapılandırmalarında da önemli ilerlemeler sağlandı. 2019 yılı başında, banka temsilcilerinden oluşan ‘konkordato heyeti’ borçlu firmalarla görüşerek çözümleri hızlandırdı. Konkordato alan firma sayılarında önemli derecede azalmalar oldu.

Bankalar Birliği koordinasyonunda, özel bankalar tarafında sermayenin güçlendirilmesi için 2018 yılı karlarının dağıtılmaması kararı alındı. Kamu bankaları tarafında ise, sermayelerin güçlendirmesi için 3,7 milyar Euro ikrazen Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) verilmesi süreci tamamlandı.

Bunlara ilaveten çoğu bankanın %100 oranında yenilediği sendikasyon kredileri, şu ana kadar bankaların bu yıl gerçekleştirdiği en önemli işlemler oldu.

Hem kredi hem menkul değerler portföy büyümesi, sektöre kıyasla kamu bankalarında daha yüksek gerçekleşmektedir. Hükümetin kamu bankalarına sermaye desteği verme kararı, bankaların kredi vermeyi sürdürmeleri ve varlık kalitelerindeki yıpranmaya karşı sermaye tamponlarını güçlendirmelerine yardımcı olmayı hedeflemektedir.

Sonuç olarak; sektördeki büyümede kamu bankalarının belirleyici olduğu görülmekle birlikte, bankacılık sektörü; önümüzdeki dönemde de sağlıklı büyüme stratejisinden ödün vermeden aktif kalitesini muhafaza etmeye, kaynak maliyetlerini etkin bir şekilde yönetmeye ve ülke ekonomisinin uzun vadeli gelişimini finanse etmeye devam edecektir.

#Banka
#SYR
#KOBİ
#DİBS
٪d سنوات قبل
Bankacılık sektörü ilk çeyrek değerlendirmesi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset