|
Belediye borçlanmalarına sınırlama

Önceki yazımızda ekonomik reform paketine değinmiş, daha öncekilerden biraz daha farklı misyonla-anlayışla yazıldığını belirtmiştik.

Ekonomi reformları paketinin
her alt başlığı başlı başına yorumlamaya müsait geniş bir kapsam içeriyor. Bu yazıda alt başlıklardan
tartışma konusu olan belediyelerin borçlanmasına sınırlama getirilmesi
konusunu değerlendireceğiz.

**

Yeni ekonomik reform programının en önemli farklılığı
şeffaflık ve hesap verilebilirlik
konusunu öne çıkartması ve atılacak
adımların bir takvime bağlanması,
sonrasında ulaşılan
sonuçların kamuoyu ile paylaşılması
ve bir nevi kamuoyu önünde
öz denetim
yapılacağı açıklamasıydı. Bu tam olarak
yapılanların hesabını demokrasilerde asıl patron olan halka karşı verme anlayışıdır.
Reform paketinde
“yerel yönetimlerin borç stokunun artmasını önleyecek ve borç sürdürülebilirliğini sağlayacak düzenlemeler yapılarak, mali disiplin güçlendirilecektir”
ibaresi yer almaktadır.
Programın açıklanmasından sonra
muhalefet
kanadı bu düzenlemenin
iktidarın kaybettiği büyük şehir belediyelerini kontrol altına alma
amacı taşıdığı ifade edildi. Burada
iki yanlış adımdan
bahsedeceğiz. Birincisi,
iktidarının borçlanmaya kısıtlama getireceğiz yaklaşımının
doğru olmadığı. Çünkü, yasalarda borçlanmaya sınır getiren birçok düzenleme var. Eğer
yasal sınırlar aşılmışsa sorun idari ve mali cezaların uygulanmamasıdır.
İkinci yanlış
ise, muhalefetin
iktidarın kaybettiği belediyeleri kontrol altına alacağı, harcama yatırım hizmet yapmalarını engelleyeceği
çıkışıdır. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere belediye meclislerinde çoğunluk iktidar partisinin ve bu nedenle uygun görmedikleri kararları meclisten geçirmeme güçleri var. Diğer yandan mevcut yasalar işletildiğinde borçlanma konusunda fazlasıyla sınırlama var zaten.

**

Kısaca
belediye borçlanmasında mevcut yasal sınırlara
bakalım.
-En önemli sınırlama
borç stoku
miktarıyla ilgilidir. 5393 sayılı Belediye Yasasında; Belediyeler ve bağlı kuruluşları faiz dahil iç ve dış borç stok tutarı en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı VUK’nda belirlenen yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarını aşamaz (B.Ş. Belediyelerinde 1,5 kat) denilmektedir. Sorumlu Bakanlığın (İçişleri Bakanlığı) öncelikle yapması gereken hangi belediyelerin bu sınırı aştığı ya da borç stoklarının nerelere ulaştığını kamuoyuna açıklamasıdır. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik adına belediyelerin yapmadığını ilgili bakanlık tarafsız bir anlayışla yapmalıdır.
-Dış borçlanma
sadece belediyelerin yatırım programında yer alan projelerin finansmanı için yapılabilir.
-İller bankasından
yatırım ve nakit kredisi almak isteyen belediyeler ödeme takvimi
sunmaları ve kabul edilmesi şartı var.
-Yatırım programında yer alan projeler için belediyelerin
tahvil ihraç etme
hakkı var. Bu ihraç için
Hazine ve Maliye Bakanlığı izni
gerekli. İzin alınsa bile sorumlu belediyedir. Görünen, hiçbir belediyenin tahvil ihraç edecek kredibilitesinin olmayışıdır.
-Bir diğer sınırlama ise; belediye ve bağlı kuruluşların en son kesinleşen bütçe gelirlerinin yeniden değerleme oranıyla artırılacak miktarının dönem içinde
yüzde 10’unu geçmeyecek borçlanmayı meclis kararıyla,
yüzde 10’unu geçen borçlanma
meclis üye salt çoğunluk kararı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı
ile yapabilmesidir.
-Borçlanmayla ilgili son maddede ise
ileri teknoloji ve büyük tutarda maddi kaynak
gerektiren altyapı yatırımlarında Cumhurbaşkanınca kabul edilen projeler için yapılacak borçlanmalar
toplam borç miktarının hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Dış borçlanma gerektiren projelerde Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınır.

**

Yasayla belirlenen
sınırlamaları aşanlara
(belediye yetkilileri) 5237 sayılı Türk Ceza kanununa göre
görevi kötüye kullanmaya ilişkin hükümler
(soruşturma veya kovuşturma) uygulanır.
Mali yaptırım
ise yasal sınırları aşan borçlanmaya ilişkin faiz giderleri borçlanmaya onay veren ve borçlanma işlemini yapan belediye görevlilerinden
kamu zararı kapsamında tazmin
edilmesi söz konusudur.
Şu ana kadar
borçlanma sınırlarını aştığından dolayı yetkililer hakkında bir soruşturma ya da kovuşturmaya rastlanmamıştır.
Yine, aşırı borçlanma nedeniyle uğranılan
kamu zararını tazmin etme olayıyla da karşılaşılmamış.
Yani yasal uygulamalar belediyelerin borçlanma sınırlarına uyduğunu yansıtmaktadır. Oysa,
reform tasarısında da konunun dile getirilmesi bu sınırların aşıldığının açık bir teyidi.
Yine, Sayıştay raporlarında
belediyelerin borçlanma sınırlarını aştığı ve bunlara işlem yapılmadığı
gerçeği var.

**

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi
belediye borçlanmasının sınırlanmasında yasal boşluk olmadığı, asıl sorunun sınırları aşanlara yasal işlemin yapılmayışıdır.
Belediyelerle ilgili asıl reform; belediye
öz gelirleri ve harcama verimliliğinin artırılması, yasal denetim etkinliği ve denetim sonuçlarının şeffaflık adına kamuoyuyla paylaşılmasıdır.
#Ekonomi reformları paketi
#Belediyelerin borçlanması
#Sınırlama
#Borç stoku
#Dış borçlanma
3 yıl önce
Belediye borçlanmalarına sınırlama
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak