|
BİP’i, BİP’ten daha fazla önemsemek!
Bir zamanlar Türkiye’nin de yerli arama motoru, yani Google’ı vardı.
‘Arabul’ isimli site Türkiye’deki birçok kişinin internet ile tanışma sayfası olmuştu.
Yahoo henüz büyük oyuncu, Google ise emekleme aşamasındaydı. Google’ın zorla Yahoo’ya satılmak istendiği doksanların sonlarından bahsediyorum. Türkiye’de de arabul.com vardı. Çok kapsamlı değildi, yavaştı lakin aradığını buluyordun. Biraz izini süreyim dedim,
Google’de esamisi bile okunmuyor. Birkaç forumda Türkiye’deki ilk internet kullanıcılarının sanal anıları kalmış sadece.
Dünyanın internet ekosistemini yöneten Google ile aynı yıllarda hayatımıza giren fakat sonrası nedense getirilmeyen büyük teşebbüsmüş oysa. Arkası neden getirilmedi acaba? Bu soruya yanıt verecek kişiler konuşursa dinleriz, yazarız. Aynı yıllarda
Yandex’i kuran Rusların, arama motoru pazarından ‘siber pay’ almak için yaptıkları yatırımın önü arkası yok.
Rusya dışındaki en ciddi pazarları da Türkiye.
Bir de ‘Mynet’ örneğimiz var.
Türkiye’nin ilk internet platformu olarak 1999 yılında kurulduğunda, milyonlarca kişiyi de e-posta ile tanıştırmıştı. Daha sonra oyun ve mesajlaşma (chat) uygulamaları ile Türkiye’nin en büyük kullanıcı ağına sahip olan platform türlü yatırım denemeleri ile gelinen noktada sanal okey salonu ve haber sitesi olarak yoluna devam ediyor.
Yola çıkış hikayesine baktığımızda Gmail’den önce Mynet vardı.
Madem eskilerden bahsediyoruz.
Küresel pazardan MSN Messenger örneği verelim.
Dünya devi Microsoft’a ait MSN, ilk sürümünü 1999’da yayınladı. Asıl gelişmeyi 2005’te yaşadı ve bir anda 300 milyon kullanıcıya erişti. Neredeyse telefon numarası yerine geçecek işlevsellikteyken mobilleşmeyi ön göremediği için 2013 yılında tarih oldu.
MSN eğer internetin mobilleşme hızını hesaplayabilseydi bugün WhatsApp olmayabilirdi.
Çünkü anlık mesajlaşma uygulaması olarak bugünkü hizmetlerin neredeyse tamamını MSN, bilgisayar ortamında veriyordu. Dikkatinizi burada Apple’nin kurucu ortağı Steve Jobs’un 2007 yılında ilk iPhone telefonu tanıtırken yaptığı tespite çekmek istiyorum.
Jobs, “Devrim niteliğinde bir cep telefonu. Yenilikleriyle çığır açan internet erişim cihazı. Bugün, Apple telefonu yeniden icat edecek” demişti ve haklı çıktı.
Çünkü bu tarihten itibaren dünya hızla mobilleşti. Bilgisayarlardan, akıllı küçük ekranlara geçildi ve bu süreç baş döndürücü hızla devam ediyor.
WhatsApp da işte bu mobilleşmenin tezahürü olarak hayatımıza girdi.
Milyarlarca kullanıcısı ile anlık mesajlaşma sektörüne yön veriyor. Platform, Facebook tarafından satın alınınca tekelleştiğini ve vazgeçilmez olduğunu düşünerek 2021’nin başında sözleşme dayatmasına kalkıştı. Tahmin etmedikleri, öngöremedikleri bir tepki oldu. Başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede kullanıcılar adeta ayağa kalktı.
Toplumlarda “benim verilerim benim özelim” duyarlılığı oluştu.
Kullanıcılar hemen alternatif uygulamalara yöneldi. Bu da en büyük yaptırım oldu.
Türkiye’de de BİP ön plana çıktı. Turkcell’in 2013’te yayınladığı, tamamen yerli imkanlarla Türk mühendislerin geliştirdiği BİP, halkımızın duygusal bağ kurduğu bir platform haline geldi.
WhatsApp krizinin de etkisiyle birkaç günde milyonlarca yeni kullanıcı edindi. Eksikleri, gedikleri görmezden gelinerek sahiplenildi. Bakın kıymetli olan da budur. Kullanıcının bir uygulamayı sahiplenmesi, benimsemesi kolay değildir.
BİP, yerli ve milli uygulama etiketinin getirisi ile bu aşamayı kolayca geçti. Sonrasını ise getiremedi.
Mini bir hatırlatma yapayım. 2018’te ABD ile yaşanan
Rahip Brunson krizinin sonrasında Türkiye’de yerli ve milli tüketim çağrıları yapıldı. Türk halkı süreçte teknolojik cihaz ve uygulamalara da hassasiyet gösterdi.
iPhone almama ve yerli uygulama BİP’i kullanma çağrılarını hatırlarsınız
. İşte bu günlerde BİP’e en fazla ve açıktan desteği de Albayrak Medya Grubu verdi.
Tüm yazışma gruplarımızı WhatsApp’tan BİP’e taşıdık. Ben de BİP yöneticileri ile kapsamlı bir
.
“BİP’i, BİP’ten fazla önemsiyorsunuz” şeklinde eleştirenler dahi olmuştu.
Aradan geçen iki yılda BİP bir türlü gerekli teknolojik atılımı yapamadı. Uygulamadan beklenen basit güncellemeler bir türlü gerçekleşmedi. Haliyle BİP’e olan teveccüh de etkisini yitirdi. ‘BİP fırsatı tepti’ diye çok serzenişte bulundum çevreme. Fakat
sene başında WhatsApp’ın sözleşme krizi patlak verdi. BİP kaçırdığı fırsatı bu sefer daha büyük bir kitlenin ilgisi ile yakalamış oldu.
Milyonlarca WhatsApp kullanıcısı akın akın alternatif uygulamalara yönelirken listenin başında BİP vardı. Fakat BİP maalesef büyük oranda bıraktıkları yerdeydi. En basit örnekle; tüm sosyal mecralar hikaye atma akımı ile kitlesini tutarken BİP bu güncellemeyi henüz yapamadı. WhatsApp’tan taşınmayı kolaylaştıracak yazışmaları aktarma özelliğini getiremedi.
Oysa Telegram daha krizin ilk günü bu özelliği ile adından söz ettirdi ve dijital göçün seyrini değiştirdi.
Toparlayacak olursak, WhatsApp sözleşme için 15 Mayıs’a kadar süre verdi. Sonrasında yeni bir kriz ve kopmalar olacak.
BİP için belki bir fırsat daha doğacak mı bilemeyiz? Çünkü BİP, fırsatları tepmek üzere kodlanmış görüntüsü veriyor. Belli ki kullanıcı kazanmak için değil de Turkcell’e yeni aboneler kazandırma aracı yapılmak isteniyor.
BİP’i yönetenler, uygulamanın stratejik önemini öncelemiyorlar anlaşılan.
Türkiye, TOGG daha yollara düşmeden, yerli otomobile dair kötü mazisinden sıyrıldı. İHA ve SİHA teknolojisinde dünya devleri arasına girdi.
Pazarda artık söz sahibi bir ülkeyiz. BİP de aynı stratejik öneme sahip. Türkiye halkı yani kullanıcılar da bunun farkında. Fakat maalesef en başta farkında olması gerekenler kaçan fırsat trenlerini izliyorlar. Yazının başında Arabul, Mynet ve MSN örneklerini de bu yüzden verdim.

#BİP
#Fırsat
#Google
#Yahoo
#Teknoloji
#MSN
#Mynet
#WhatsApp
3 yıl önce
BİP’i, BİP’ten daha fazla önemsemek!
Dünya sürgününde bir diriliş şairi: Sezai Karakoç
Derin filmin “dehşetengiz” sahneleri…
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!