|
Bizim yeni çıraklar

Hemen her sektörde olduğu gibi medyada da yetişmiş yani kalifiye eleman sorunu yaşanıyor. Bir süredir bu eksikliği ciddi ciddi yaşıyoruz.

Diğer yandan,
Türkiye’de onlarca iletişim fakültesi ve medyayla ilgili bir sürü bölüm var.
Buralardan her sene binlerce iletişimci, gazeteci, televizyoncu adayları mezun oluyor. Bunun yanında bir de farklı bölümlerden mezun olup gazetecilik mesleğini yapmak isteyenler var. Hatta
lisans eğitimini medya ve iletişim alanıyla alakasız bir bölümde tamamlayan çok sayıda gazeteci var sektörde.
Yani gazetecilik yapmak için illa ilgili bir bölümde okumak gerekmiyor. Daha da önemlisi gazeteci olabilmek için sektörle alakalı eğitim almak da yetmiyor.
Yeni nesil gazeteciler çok farkında değiller ama
bu meslekte usta-çırak ilişkisi, hiyerarşisi devam ediyor.
Bu meslek hangi üniversiteyi, hangi derece ile bitirirsen bitir, hala bir bilenin dizinin dibinde ve sahada öğreniliyor. Okul aslında bir medya kurumunda staja başlanıldığı gün başlıyor. Çok kez karşılaşıyoruz. “
bize bunu okulda öğretmediler”
diyor gençler. Neden mi?
Sektör, internetin hayatımıza girdiği 1993 yılından beri çok hızlı bir değişim yaşıyor.
Gazetecilikte ve televizyonculukta; internetin hem okur/izleyici kitlesine hem de iletişim sektörüne sağladığı imkanlar çerçevesinde büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Üniversitelerdeki geleneksel medya temelli müfredatlar ise aynı hızda güncellenmiş değil. Bu meseleyi çok fazla deşerek şimşekleri üzerime çekmek istemiyorum lakin dört yıl teorik eğitim şu çağda çok fazla.
Örneğin gazetecilik mezunu gençler sektörde artık sadece haber yazmıyorlar.
Instagram’da 15 saniyelik hikayeler çekmek, bir dakikalık Reels’ler atmak zorundalar. Birkaç özel üniversite hariç hangi üniversitelerde Instagram atölyeleri var acaba?
Hocalarımız, “ne yani 15 saniyede haber anlatmayı mı öğreteceğiz” diyebilirler. Çok değil
bundan beş yıl önce böyle bir haber sunma modeli dayatılsa iletişimciler de öğrenciler de itiraz ederlerdi.
Şimdi kimse itiraz etmiyor. Örneğin Yeni Şafak ve GZT milyonlarca kişiye 15 saniyelik haber kesitleri ile ulaşıyor.
YouTube örneği mesela. Dünyada televizyonculuğun merkezinde artık bu devasa platform var. Sadece
Türkiye’deki abone sayısı 50 milyondan fazla. Sahi evinde televizyon izleyen kaç kişi kaldı?
YouTube’a video içerik üretme, bu platformun algoritmasını bilme, paylaşım politikası belirleme, kitle inşa etme, aboneyi elde tutma ve gelir modeli oluşturma gibi birçok uzmanlık isteyen başlıklar var.
Mesela bir telif meselesi var ki gerçekten gazetecilik ötesi bilgi istiyor. Fikri ve Sinai Eserler Kanunu’na vakıf olmakla eşdeğer bilgi gerekiyor.
Peki telif meselesini bilmezsen ne olur? Abone sayın, izlenmelerin ne olursa olsun 90 günde üç kez ihlal ettin mi kanalın tamamen kapanır. Bir daha geri döndüremezsin. YouTube sadece bir örnek.
Bill Gates’in 20 yıl önce yaptığı ve bir iletişim klişesi olan
“Content Is King”
(içerik kraldır)
tanımı çok doğru. Habercilik hangi platformda hangi imlanlar çerçevesinde yapılırsa yapılsın kıymetli olan içeriktir. İçeriği kral yapan ise
yayınlandığı mecranın gücü ve etkinliğidir.
Yazının başına dönecek olursak sektördeki dijital dönüşüm ve iletişim eğitimi arasında ciddi makas farkı var. YÖK ve iletişim duayenlerinin bu konuya ne zaman eğileceğini bilmiyoruz. Fakat bizim sektöre yeni isimler, yeni medyanın içeriğini oluşturacak genç gazeteciler yetiştirmemiz gerekiyor. Albayrak Medya Grubu bu doğrultuda bir süredir çalışmalar yapıyor. Yeni mezunlara yönelik başlatılan
Genç Albayraklılar İŞKUR İşbaşı Eğitim Programı’nın ikinci döneminde 52 yeni iletişimci adayı aramıza katıldı. İnsan Kaynakları
departmanındaki uzmanlarla birlikte mülakat süreçlerine ben de katıldım. Binlerce başvuru arasından seçildi bu 52 aday.
Yeni Şafak gazetesi, TVNET kanalı, dergiler ve Albayrak Medya’nın milyonlara erişen dijital mecralarında muhabir olarak yetiştirilmek üzere belirlenen yeni mezunlar 6 ay boyunca iş başı eğitimine tabi olacaklar.
Hem çalışacak, hem iş öğrenecek hem de asgari ücret seviyesinde ücret kazanacaklar.
Önceki gün yeni arkadaşlarımız için hoş geldiniz programı hazırlandı. Albayrak Grubu CEO’su Prof. Dr. Ömer Bolat burada gençlerle sohbet ederken,
“işini özveriyle yapan, gelişime ve yeniliklere açık, nitelikli nesiller yetiştirerek yeni mezun istihdamına katkı sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.
Özveri, gelişim ve yeniliğe açık olmak… Bizim sektörün yeni mensupları bu özellikleriyle öne çıkacak ve gündem belirleyecekler artık. Peki bu yeterli mi? Mesleğe alaylı olarak başlayan ve ustaların yönlendirmesi ile 15 yılı geride bırakmış bir gazeteci olarak; her ne kadar internet çağında olsak da geleneğin mutlaka muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yeni başlayan arkadaşlara da “çıraklık eğitim merkezine hoş geldiniz” dedim zaten. Ve en az onlar kadar heyecanlıyım.
#Instagram
#Yeni Şafak
#Gzt
#Ömer Bolat
2 yıl önce
Bizim yeni çıraklar
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset