Haftanın açılış maçında Galatasaray yenilmiş, Trabzonspor evinde 3 puanı farklı sonuçla almış, Beşiktaş-Fenerbahçe maçı ise zirve yarışı içinde bulunan her takımın istediği şekilde berabere sonuçlanmış…

Diğer üç takımı bir kenara koyup konuya bizim cenahtan bakalım.

Galatasaray’ın kaybettiği 3 puan ile Beşiktaş ile Fenerbahçe’nin kaybettiği ikişer puanı göz önüne aldığımızda puan durumu ile ilgilenmeyen bizim taraf sanırım bu haftaya gelinceye kadar oynadığı Alanyaspor ve Erzurumspor maçlarında kaybettiği 5 puanın ne demek olduğunu anlamıştır…

Doğrudur. Her takım kaybeder, yine doğrudur bir takımın kötü günleri olur, ama bu kayıplar sıradan kayıplar gibi gösterilirse, beraberinde çok daha büyük kayıpları getirir ve bu da alışkanlık haline gelir…

İşte zurna orada zırt diyor.

Kemençe ince telden çalıyor ve hal böyle olunca da horon dik oynanmıyor…

Gerilimi azaltmak, baskıyı kaldırmak ve Trabzonspor futbolcusunu stresten uzak tutmak adına bir strateji uygulanıyorsa bu model bizim buralarda tutmaz.

Belki futbolcu baskıdan uzak, daha rahat daha keyifli olabilir ama bu yöntem buranın insanına 10 numara küçük gelir. Bizim buraların insanının hareket alanını daraltır, dolayısıyla bizi daraltır, bizi sıkar, bizi boğar, nefes alamaz hale getirir…

Bizim buranın insanı kahır mektubu yazmaya alışık olduğu gibi fikstür üzerinden hesap kitap yapmayı da iyi bilir…

Bizim buranın insanları bu alışkanlığından vazgeçmez, hiç de usanmaz, o konuda sıkıntı yok. Ama bu rahatlık takıma yansırsa bu rahatlık futbolcuyu gevşetir, hedefe sırtını çevirtir ve bu zamanla alışkanlık haline gelir.

İşte benim rahatsızlığımda bu sezon ortaya koyulan rahatlık.

Çünkü bu sezon baskı üzerinden kaldırılmış, hedefsiz ve amaçsız sadece oynadığı maçlarda şablona uygun hareket etmekle sınırlandırılmış bu futbolcu topluluğunu gelecek sezon hedefe kilitlemek hiç de kolay olmaz…

Şimdi gelelim başa…

Her takım gibi Trabzonspor da kaybedebilir burada sorun yok, ama Trabzonspor’un kaybını sorgulamayıp sıradanlaştırdınız mı işte asıl sıkıntı orada başlar…

Buranın insanları coşkuyu Karadeniz’den, kemençeden, inadı ise yayla yollarına tırmanmaktan öğrendi.

Çayı bile iki yudumda içen bu insanlara sabırlı oynamayı, alınan başarısız sonuçların sıradan olduğunu anlatamazsınız..

Çünkü bu haller size göre haller değil…