|
Bu hikâye ısrarla anlatıldıkça, üzeri örtülen nedir?

Cumhuriyet gazetesi, 7 Mayıs’ta doksan beşinci yaşını kutladı: Şişli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’ndeki etkinlikte konuşan Cumhuriyet’in İmtiyaz Sahibi Alev Coşkun aynen şöyle dedi:



“Halifeciler, din devleti isteyenler, çağdaş bir toplum istemeyenler; onlar hep bir araya geldiler ve Cumhuriyet’e saldırdılar…

Onun için, yazarları Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Cavit Orhan Tütengil, Onat Kutlar, Bahriye Üçok gibi kahramanlar; karşı devrimcileri destekleyen emperyalist güçlerin maşaları tarafından infaz edildi...”

(9 Mayıs 2019, Cumhuriyet)

OYSA NEDİR?

Cumhuriyet yönetimindeki en yetkili isim olan

Cumhuriyet gazetesi, yıllardır ısrarla icra ettikleri bir Optik Çarpıtmayı -ne yazıktır ki, 2019’da bile sürdürüyor.

Daha doğrusu, böylesine ağızlara laik bir hikâye anlatmaya bayılıyorlar ve bundan vazgeçmiyorlar.

Adları sıralanan Cumhuriyet yazarlarının infaz emrini veren derin karargâh, “Türkiye’deki Gladyo” yapılanmasıdır…

“Emperyalist güçlerin maşaları” mı?

-Türkiye’de görevlendirilen Gladyo’nun (Made in USA) ta kendisidir!

Bu Derin Yapı, Alev Coşkun’un “karşı devrimci!” diye bühtanda bulunduğu toplumsal sınıfın/kesimin “destekçisi” falan değil; aksine, Cumhuriyet gazetesi yönetiminin ve okuyucularının da içinde yer aldığı “laikçi kesimin” destekçisidir!

Cumhuriyet gazetesinin yazarları olan bu Laik Aydınları (70’li yıllardan 90’lı senelere) katledenler; “Halifeciler, din devleti isteyenler, çağdaş toplumu istemeyenler...” değildir.

Bu iddianın “devasa bir yalandan ibaret olduğu” geçtiğimiz yıllar içinde defalarca ispatlandı, deşifre edildi, belgelendi.

İsim isim misallerini ayrıntılarıyla sıralayabiliriz de; sadece Mumcu Suikastı örneğiyle yetinelim:

Mesela, “Uğur Mumcu’nun Katilleri” diye kesin bir hükümle -değişik tarihlerde- kamuoyuna takdim edilen zanlıların tamamının “suikastla hiçbir surette bağlantıları veya ilgileri olmadığı” kanıtlanmıştır.

Asıl tetikçilerin de, dahası o tetikçileri istihdam eden derin karargâhın da üzerini örtebilmek amacıyla kamuoyuna “suçlular; katiller!” diye sunulan masum insanlar işkenceler eşliğinde hapislerde çürütüldüler!

*

“Ters Manyel” yöntemiyle işleyen işte bu “Büyük Oyunu” sahneye koyup uygulayanlar; “laikliği, çağdaş toplumu vs.” dillerinden hiç düşürmeyen Komprador bir Derin Yapılanmadır.

Alev Coşkun veya benzerleri her defasında böyle “ağızlara laik” konuştukça ve “hedef şaşırttıkça” bu Kompradorların ziyadesiyle “mutlu/mesut/bahtiyar” olduklarına hiç kuşku yoktur!

“Solcu, devrimci” maskeli Cumhuriyet gazetesi; aslında Washington Portakalıdır: Sam Amca’sına “hizmet eden” Komprador sınıfın/yapının amaçlarıyla örtüşen yayın politikasından sapmadan “sosyalist, solcu, sosyal demokrat” okuyucu kitlesini ihtimamla “narkozlamayı” sürdürüyorlar.

FİKRİ TAKİP: HEYKEL YOLCUSU KALMASIN!
mızda; Galatasaray yönetiminin şampiyonluk, pardon haram-piyonluk hediyesi olarak “Teknik direktörleri Terim’in heykelini dikeceğine” dair bir haberden bahsetmiştik…

Cumartesi günü Rize’de oynanan maçta “göstere göstere” yaşanan -son yılların en akla ziyan- Hakem Skandalı; muhtemel heykelin, Sinyor Terim ve dahi eskilerden bir İçişleri Bakanı ile “sınırlı kalmaması gerektiğini” bir kere daha gösterdi!

1997’de “Beşiktaş’ı yakıp Galatasaray’ı şampiyon yapan” Vahap Beyaz & Ahmet Çakar tandemini bile geride bırakan bir Serkan Çınar & Alper Ulusoy ikilisi VAR artık, günümüzde! Bülent Yıldırım’ı dahi geçtiler!

“Rize’de futbolumuzu vurup, görevlerini itina ile yaptılar: Eh, fişleri çekilecek, mevzu kapanacaktır!”

UZAKTAN KUMANDALI FUTBOL

Simon Kuper’ın, yıllardır bahsi çok geçen “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” adlı kitabının on yedinci sayfasında şu satırlar yazılıdır:

“İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra; Dinamo futbol takımı, Doğu Almanya’nın lig şampiyonluğunu başkent Berlin’de tutmak amacıyla kurulmuştu…

Doğu Alman gizli polis örgütü Stasi’nin ‘korkulan başkanı’ Erich Mielke, 1989 senesine kadar Dinamo kulübünün de başkanlığını yapmıştı…

Mielke kulübe âşıktı; Doğu Almanya’daki en iyi oyuncuları toplamıştı. Daha ötesi, Mielke hakemlerle pekiyi anlaşırdı. Dinamo, maçlarının büyük bölümünü doksan beşinci dakikada atılan penaltı golleri ile kazanırdı…”

RUTİN BİR DUYURU

Uzaktan Kumandalı -adı “Süper”- futbol ligimizde son iki haftada zirveye çıkan “talimatlar verilerek ve tetikçi hakemlerle sahneye konulan kurgusal maçlar” sayesinde; Şike Kumpası’nda Paralel Yapı İşbirlikçisi olan Baron-sal G.Saray bir kez daha haram-piyonluğa koşuyor!

Meraklısına Not: “Toplu Poster Çekimi ile Çoklu Sinyor Terim Heykelinin Açılış Töreni münasebetiyle ayrıca duyuru yapılacaktır!”

#Cumhuriyet gazetesi
#Gladyo
#Uğur Mumcu
#Fatih Terim
#Heykel
5 yıl önce
Bu hikâye ısrarla anlatıldıkça, üzeri örtülen nedir?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset