İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu ve CHP Milletvekili Özgür Özel Türkiye’de yeni bir darbe olacak iddiasında bulunmuşlardı. Kılıçdaroğlu’nun, uzun süren sessizliğinin ardından gazeteci yazar Abdülkadir Selvi’ye yaptığı açıklamalarda; “Yeter artık ya ne darbesi Allah aşkına” başlığı altında ‘’Özetle bu ülkede artık darbe olmaz.. Bu ülkenin insanları darbeye karşı bedeller ödediler. Özgür Bey 15 Temmuz darbe gecesi neredeydi? Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeydi. Darbeye karşı çıkıyordu. Kürsüde ilk konuşanlardandı. 15 Temmuz darbe girişimi olduğunda parlamentoya ilk gidenler CHP milletvekilleridir. Ve şunu da söyleyeyim size: CHP’nin iktidara yakın olduğu dönemlerde maalesef darbeler olmuştur ve darbelerden en büyük mağduriyeti çeken de Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur’’ açıklamasıyla Özgür Özel ve Kaftancıoğlu’nun darbe imasında bulunmadıklarını hatta “CHP’de hiç kimse darbeyi savunmadı, savunamaz da” iddiası ile kesin konuşmuştu. Kılıçdaroğlu Özgür Özel ve Kaftancıoğlu’nun açıklamalarını önceden bilmiyor muydu? Bu açıklamalar doğrultusunda bilmediği izlenimi mi verilmeye çalışılıyordu. Zira Kaftancıoğlunun ilk açıklaması İktidarın ‘Seçimle veya başka bir şekilde iktidar değişikliği ‘’ yaşanacağına işaret ediyordu. CHP Milletvekili Özgür Özel de bu yazının kaleme alındığı gün medya’ya yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile ilgili bildik asparagas iddialarını sıralayarak sözlerinin arkasında olduğunu, asla bu sözlerin darbe anlamı taşımadığını iddia etti. Ancak daha önce yaptığı açıklamalarından, saray rejiminin sonu geliyor söylemi ile diğer iddialarını sıralarken asıl darbe iddiası ile ilgili söylemini nedense basın toplantısında unutmuştu!!! ‘’Görevini devlet memuru gibi yapan devlet memurları… Hangi ülkeye hizmet ettiğini bilen çok değerli bürokratlar hiç korkmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti gelir, saat gibi işlemeye başlar. O saatin en kıymetli çarkları siz olursunuz. Eğer koltuğunuza liyakatle oturdunuz, devletinize sadakatle çalışıyorsanız’’ açıklamasında bahsedilen ve yeni geleceği iddia olunan yeni Türkiye Cumhuriyeti devleti söylemi ile kastedilen darbe söylemi değil mi? Değilse Özür Özel neden basın açıklamasında bu konuya değinmemişti. Kılıçdaroğlu’nun “Darbelerden en büyük mağduriyeti çeken de Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur” iddiası asla doğru değildir. CHP 60 darbesinden başlayarak günümüze kadar gelen tüm darbelerde millet iradesinin karşısında vesayet rejiminin yanında yer almıştı.

Bilindiği gibi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, partisince hazırlanan “Sosyal Medya Etik Kuralları”nı açıklamıştı. İşte bu kuralların neyi hedeflediğine de açıklık getiren Ünal, siyasi bir niyetin olmadığına vurgu yaptı. Söz konusu 12 etik kuralın sosyal medyada algı operasyonlarını önlemeye yönelik olduğunu ifade etti. Ancak CHP’nin kapalı internet sistemi CHP net üzerinden sisteme üye olan gönüllülere(Trol) yasa dışı görevler verildiği iddia ediliyordu. Sosyal medyada hedef gösterilen kişilere yönelik iftira, hakaret ve itibar suikastlarının bu sistem üzerinden yapıldığı belirtiliyor. Fahrettin Altun,Selçuk Bayraktar ve Bakan Beraat Albayrak’ın bu sistem üzerinden hedef alındıklarına yönelik güçlü iddialar söz konusu. Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik’e göre’’ CHP bir siyasi partiden ziyade demokrasiyi yok etme örgütüne dönüştürülmüş‘’ durumda. Özgür Özel medyada yaptığı açıklamada ise kendi trollerinin yasa dışı faaliyetlerini AK Parti’ye yıkarak “Ak Parti medyası darbe yapıyor” diyebiliyor.

Sözde yazar Ragıp Zarakolu tarafından kaleme alınan ‘’Makus kaderden kaçış yok’’ başlıklı çirkin yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a idam, Türkiye’ye darbe tehdidi, yazar Sevda Noyan’ın canlı yayında bir ölüm listesi açıklaması, Ulusal TV’de konuşan Arslan’ın skandal yorumu ile halkı AK Parti’ye karşı silahlı mücadele çağırmasının belirli bir zaman içinde arka arkaya Türkiye aleyhine yönelik faaliyetlerinin ortaya çıkması CHP’nin darbe söylemlerini desteklemesi açısından çok manidardır. VeTürkiye’nin imajına yönelik dış destekli iç piyonların kullanıldığı algı operasyonlarına işaret etmektedir.

MHP lideri Sayın Bahçeli’nin ’’Kirli ve kindar hedefler birer birer açığa çıkmaktadır. KOVİD-19’a karşı hayranlık uyandıran bir mücadelenin varlığı biliniyor ve belgeleniyorken ülkemizin itibar ve saygınlığına gölge düşürmeye gayret edenler kesinlikle iyi niyetli ve namuslu duruş sergilememektedir. Türkiye ekonomisinin zorlu dalgalanmalara maharetle direnmesi, alınmış kararlı ve dirayetli tedbirlerin zamanında ve cesaretle devreye alınması iç ve dış odakları çılgına çevirmektedir. Zorluklara rağmen ekonomimiz çelik gibi, ekonomi yönetimimiz de çevik ve millidir’’ değerlendirmesi Türkiye’nin neden hedefe alındığını açıkça gözler önüne sererken işbirlikçi yerli hainleri de deşifre etmektedir.