|
Çizmeyi aşmak

Sosyolojide rollerden ve statülerden bahsedilir.

Bir kimsenin yaptığı işle veya toplumdaki fonksiyonu ile ilgili adlandırılması onun statüsünü meydana getirir. Kişi, esnaftır, memurdur, bir mesleğe mensuptur; kişinin mensubu bulunduğu bu küme onun statüsünü oluşturur. Kişi öğrenci, esnaf, memur, öğretim görevlisi, avukat vb. statülerini haizdir denir. Aynı kişi birden fazla statünün sahibi de olabilir. Bir yerde avukat statüsü ile anılırken, aynı kişi bir başka yerde bir suçun faili veya mağduru durumundaysa bu olgular o kişinin statüsünü belirler.

Rol ise statüden farklı bir kavram… Kişinin bir işte veya bir pozisyonda üstlendiği göreve rol diyebiliriz. Memur statüsünde olan bir kimse evlilik hayatında karşı tarafın karısı veya kocası rolündedir, aynı kişi çocuğu karşısında anne veya baba rolündedir; annesi nezdinde çocuk rolünde olan bir profesör, öğrencileri nezdinde hocadır, bakkal karşısında müşteridir. Kütüphanede, oranın yöneticisi nezdinde öğrenci veya öğretim üyesi değildir, okuyucudur. Dolayısıyla ondan, kütüphane okuyucusundan beklenen davranışlar görülmek istenir.

Kişinin her bir pozisyonda hem statüsünü hem rolünü karıştırmaması gerekir. Onu karıştırdığı anda “çizmeyi aşma” durumuyla karşılaşır. Çizmeyi aşma mı? Yanlış anımsamıyorsam bu bir Ezop hikâyesi… Kral kendine yeni elbise ve yeni çizme yaptırmış. Çizmeleri göstermek üzere de başka bir ayakkabıcıyı çağırtmış. Ayakkabıcı çizmede gördüğü kusurları anlatıp bitirdikten sonra kaftanın eteğini de eleştirmeye kalkışınca, kral öfkelenerek: “Sen kunduracısın, çizmeden yukarı çıkma!” demiş.

İmdi…

Bir zamandan beri statüsünü, rolünü unutup çizmeden yukarı çıkmaya çalışanlara çokça rastlanıyor.

Kişinin görevi diyelim bir açık oturumda moderatörlük… Ne yapması beklenir? Katılanlara soru yöneltmek, herkese eşit zaman vermek… Ama bu ne yapıyor? Kendisi de katılımcı imiş gibi fikir dermeyan ediyor. Kuşkusuz onun da fikri vardır, olmalıdır da… Yönettiği oturumda hem her katılımcı hakkında fikri olması gerekir hem de tartışma konusu hakkında fikir sahibi olması beklenir… Ancak onun görevi, modaratör olarak kendi fikrini açıklamak değil, katılımcıların fikrinin açığa vurulmasını sağlamak… Kendi fikrini yalnızca soru formuna dönüştürmek suretiyle katılımcılara yöneltebilir. Aksi takdirde rolünü karıştırmış, çizmeyi aşmış olur…

Konuşmacının da o anda rolünün icabına göre fikir dermeyan etmekte olduğunun bilincinde olması gerekir. Başka yerdeki statüsü her ne olursa olsun, o oturumdaki rolü katılımcıdır. Moderatörün talimatıyla konuşmasını sürdürür.

Bulunduğu yerdeki rolünü karıştırmaya başlayana, ben o işin adamı olmadığını söylerim.

#Sosyoloji
#Rol
#Toplum
4 yıl önce
Çizmeyi aşmak
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler