|
Filistin bütün coğrafya adına direniş göstermektedir

İsrail belirli bir genişleme ve yayılma stratejisine göre hareket etmektedir. Bu stratejiyi hayata geçirebilmek için birçok araçtan faydalanmaktadır ve bu araçların da ayrı ayrı ele alınması gerekir. Fakat genişleme ve yayılma stratejisinin Amerika’daki kolonilerin Batı’ya doğru ilerlemesiyle birçok benzerlikler taşıdığını belirtmemiz gerekir. Amerika’da Avrupalı yerleşimciler, Batı’ya doğru ilerlerken toprağın asıl sahipleri olan yerli halklara asla müsamaha göstermemişlerdir. Yerli halklar Batı’ya doğru sürülürken hem açlık ve yoksulluk hem de saldırganlıklara maruz kalmıştı. Aynı şekilde Avrupalıların Amerika’ya taşıdığı bulaşıcı hastalıklar da yerli halkların direncini kırmıştı. Zaman içinde nüfus bakımından tahammül sınırlarının ötesinde bir zıtlık oluştu. Koloniler Batı’ya doğru ilerledikçe Avrupalı milletler ABD’ye akın ediyor ve nüfus üstünlüğü dayanılmaz boyutlara ulaşıyordu. Afrikalıların Amerika’ya köle olarak taşınması da kolonilerin Avrupalı nüfusuna güç katmıştır. Bu açıdan Avrupalı yerleşimcilerin yerli halklara köle olarak Amerika’ya taşınan Afrikalılardan daha vahşi davrandığı kaydedilmiştir. Bunun en önemli sebeplerinden biri de yerli halkların direnmekten başka bir çaresinin olmamasıdır. Onların direnci devam etseydi Amerika’nın derinliklerinde yaşayan diğer yerli halklardan güç devşirebilirlerdi. Bu sebeple Avrupalılar bitmez tükenmez bir vahşet ile “Vahşi Batı”ya doğru ilerlemiş, yerli halkların kendilerini yenileyebilme imkânlarını tamamen ortadan kaldırmıştır.

İsrail oğullarının Filistin topraklarını ele geçirirken ve daha sonra da coğrafyanın geneline doğru takip ettiği genişleme ve yayılma stratejisi ile Avrupalı kolonilerin Amerika’da “Vahşi Batı”ya doğru ilerlemesi arasında benzerlikler olduğunu söyledik. Bu benzerlikler üzerinde durmak çok önemlidir fakat toprağın asıl sahiplerine karşı duyulan öfke çok daha dikkat çekicidir. Yerli halklar tabirini özellikle kullanmak istiyorum çünkü Batı medyası din savaşı algısını özellikle öne çıkararak toprak eksenli genişleme ve yayılmayı gözlerden uzak tutmaktadır. Koloniler yerli halklarla yer yer ittifaklar kurarak coğrafyada diğerlerine karşı üstünlüğü ele geçirmişti fakat bu durum ittifaka dâhil olan yerli halkların diğerleriyle birlikte aynı akıbete uğramasını engellemedi. Avrupalılar açısından yerli halkların birbirine göre farkları önemsizdi. Yerli halklar coğrafyaya sırtını dayadığı müddetçe yerleşimciler açısından sorun devem ediyordu. İsrail oğullarının bitmez tükenmez kin ve nefretine bu açıdan bakmakta fayda var.

İsrail durmak istemeyecektir. İsrail, dinî ve millî varlığına yönelik tehdit olduğu propagandası ile toprak hırsını gözlerden uzaklaştırıyor. Batı Avrupa ve ABD sömürgeciliği bu propagandaya destek vermektedir. Çünkü onlar da İsrail oğullarının genişleme ve yayılma stratejisinden coğrafya aleyhine faydalanmaktadır. Hatta İsrail oğullarının onlar adına hareket ettiğini bile söyleyebiliriz. Tarihî Haçlı Seferleri ile coğrafyada kalıcı sonuçlar üretilememesi üzerinde çokça durulduğunu ve bugüne dair birtakım çıkarsamalar yapıldığını düşünebiliriz. Bu da belirtmeye çalıştığım gibi Amerika tecrübesine bakmayı zorunlu kılar. İsrail’in genişleme ve yayılma stratejisi ile insan unsuruna yönelik kin ve nefretine vurgu yapmamız temelsiz bir duygusallığa işaret etmez.

Filistin direnişine de aynı çerçevede yaklaşabiliriz. Balfour Deklarasyonu ve Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesinden sonra aradan tam yüz yıl geçti. İsrail oğulları İngiliz manda yönetimi altında Filistin’e taşındı. Otuz yıl boyunca İsrail nüfusu sürekli yerli Müslüman halk karşısında artış gösterdi. Sonra İsrail devleti kuruldu. Nüfusu sürekli artış gösterdiği için İsrail genişleme ve yayılma stratejisi uygulamaya devam etti. Fakat Filistinliler direnmekten vaz geçmedi. İngiltere, Fransa, ABD gibi en güçlü devletlerin İsrail’e verdiği destek sınırsızdı. Bunun karşısında Türkiye gibi ülkelerde örneğin rahmetli Nuri Paşa gibi uzak görüşlü kimselerin Filistinlilere verdiği bireysel desteğe bile tahammül gösterilmedi. Bakû fatihi Nuri Paşa’nın bombalı bir suikastla öldürülmesi bu tahammülsüzlüğün bir göstergesiydi. Buna rağmen coğrafyaya sırtını dayadıkları için Filistinlilerin direnci kırılmadı. Bu da bize sonucu belirleyecek olanın coğrafya olduğunu gösterir. Irak’ın kuzeyinden başlayarak Suriye’nin kuzeyinden geçip Akdeniz’e ulaşan bir terör koridorunu inşa etmiş olsalardı coğrafya çözülecek ve Filistin’in direnci kırılacaktı.

Filistin bütün coğrafya adına direniş göstermektedir.

#Filistin
#İsrail
#ABD
#Afrika
#Avrupa
3 yıl önce
Filistin bütün coğrafya adına direniş göstermektedir
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak