|
Gadamer Yunus Emre’ye müntesiptir

Uzun süredir Gadamer’in Yunus Emre ile olan düşünce benzerlikleri üzerine yazmak istiyorum. Geçen gün filozof Rıza Tevfik’in makalelerini okurken yalnız olmadığımı görünce sevindim. Rıza Tevfik de ilginç bir biçimde, Kanuni zamanında yaşayan Halveti şeyhi İbrahim Gülşen’in zaman düşüncesi ile Fransız filozof Bergson’un zaman felsefesini mukayese etmiş. Gülşen’inin Bergson’dan yüzyıllar önce zaman ile ilgili Bergson’un ulaştığı sonuçlardan bahsettiğini söylüyor. Yine bir Nakşi şeyhinin beden ve ruh ile ilgili yaklaşımının Aristo’nun Ruh Üzerine adlı kitabında işlediği beden ve ruh ilişkisini anlatan görüşlerle olan benzerlik ve yakınlıklarından bahsetmiş. Şimdi kim kimden etkilenmiş sorusunu sormak anlamlı mı, bilmiyorum. Ama sonuçta İslam düşüncesinde varlığı sufi ve şiir diliyle anlatan çok önemli şahsiyetlerin olduğunu anlıyoruz. Kullanılan dil ve anlatım kalıbı bambaşka elbette. Ama varlığa ilişkin felsefe kalıbı ve dilini kullananlarla aynı sonuçlara ulaşmaları da dikkat çekici.

Yunus Emre ve Gadamer arasındaki ilişkide de önemli bir yakınlık ve benzerlik var. Yunus Emre, varlığı şiirle anlatan ve yorumlayan bir derviş. Sade, yalın ve iddiasız bir hayatın düşünürü. Bilinen felsefe kalıplarının dışında durarak ontoloji yapıyor. Hakikati, şiirle kavrayan ve yine şiirle anlatan adam. Muhabbet diliyle insan ve kainat ilişkisini çözmeye çalışıyor. Hakikat, ontolojiktir. Varlığın özünün özüyle ilgilidir. Dünya, ancak onu anlama çabasında olan bir yerdir. İnsan göçerdir. Yürür, arar, menzile doğru akar. Hakikat, yol değildir; yolun ulaştığı menzildedir. Hakikat, dosttur. Dost, insanın muhabbetle yöneldiği varlıktır. Uğrunda dünya göçerliğinin yollarda olduğu varlıktır. Dost, Allah’tır.

Yunus Emre düşüncesinde hakikat, yolunda revan olduğu bir ebediyettir. Hakikat, başlı başına bir anlamdır, amaçtır, menzildir. Yol, hakikat karşısında ikincildir. Ona gitmeye yarayan bir vasıtadır.

Tutulmadı Yunus canı geçti Tamu’dan Uçmak’dan

Yola düşüp dosta gider gine aslın ulaşmaga

Gadamer, modern düşüncenin Descartes ile başlayan “hakikati belirleyen yöntemdir” yaklaşımını ters yüz eden bir filozof. Hakikat ve Yöntem kitabında düşünceyi yeniden yönteme değil, hakikate çağırır. Bunun için o da Yunus Emre gibi sanatı öne çıkarır. Pozitivistlere göre sanat sübjektif bir alandır. Ne bilimdir, ne de bilime bizi götürecek yol. Oysa fizik ve kimya gibi bilimler objektif vasıflara sahip ve hakikate gitmek için de yine onların objektif yöntemlerini kullanmak gerekir. Gadamer, bu yaklaşıma kökten meydan okur. İnsan varoluşunun algıdan öte anlam yönüne yoğunlaşır. Yunus Emre dilinde buna “zahir” olandan “batın” olana gitmek denir. Gadamer, Yunus Emre’nin marifet kavramı yerine Almanca “bulding” kavramını kullanır. Aydınlanma önemlidir bilimde. Yani keşfiyat. Bu da ancak sanatla olur. Yunus da şiir sanatıyla bunu yapar.

Gadamer, yöntem değil hakikat önceliklidir der. Hakikat de insanı aydınlatan, ona anlam veren bir özdür. Sanat ile kazanılır. İnsan sanatla ilgilenerek kendisini keşfeder, eğitimden geçerek (maariften) marifete varır. Hakikat, insanın dışındaki nesnenin içinde değil insan sübjektifliğinin keşfiyle beraber ortaya çıkar. Allah’ı insanda bulur.

İki farklı gelenek, iki farklı çağ ve iki farklı düşünce insanı. Ortaçağ ve modern çağ, İslam ve Batı, Gadamer ve Yunus Emre. Bütün bu farklılıklara rağmen hakikat üzerine aynı ontolojide yer alıyorlar. İkisinin de ortak bir ontolojik duruşu var. Tek belirgin farklılık felsefe ve şiir ya da hermonötik ve sufilik. İkisi de bu yöntemleri hakikat ile birleştirmiyor. Bu yöntemleri hakikate gitmenin yolu olarak algılıyor.

Gadamer veya Heidegger, Hegel ya da Bergson. Bütün bu modern filozoflar, farklı görüşleri de olsa felsefenin kalıpları içinde düşünen insanlar. Bu kalıpları kendi düşünce varlığımızda bulamayınca ona saldırmak bilincin bir yabancılaşma hali. Oysa Gadamer ve Yunus Emre örneklerinde görüldüğü gibi, nesnel dilleri aşan dilde birbirine ne kadar da yakınlar! Yunus 13. Yüzyıl’da yaşar. Yüzyıllar öncesinde Gadamer’in düşünce anlayışını keşfeden bir derviş. İlla da bir takipçi aramak gerekirse Gadamer, Yunus Emre yolunda felsefe yapan bir modern zaman şahsiyet. Batı içinde devam eden Doğu. Düşünce içinde süren irfani bilinç. Gadamer de irfanın çağdaş felsefedeki temsilcisi. Yunus Emre’nin Batıdaki ve modern zamanlardaki müridi!

#Gadamer
#Yunus Emre
#Rıza Tevfik
#Kanuni
#İbrahim Gülşen
#Bergson
#Aristo
3 yıl önce
Gadamer Yunus Emre’ye müntesiptir
Tarihten notlar
Kara dinlilerle milletin savaşı
Masallarda ne güzeldin ey demokrasi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek