|
Güçlü toplum STK’larla olur

1990’ların hemen başıydı. Kitap Dergisi çıkıyordu Cağaloğlu’nda. Çok önemli dosyalar yayınlıyor ve tartışmalar yapıyorduk. Sivil toplum fikri de İslami kesimde ilk burada yazıldı. Sivil toplum düşüncesini savunuyorduk. Arkasından çıkardığımız diğer dergilerle devam etti. İslami kesim başlangıçta bu kavrama, bu perspektife çok dirençli davrandı. Çünkü herkes İslam Devletine kilitlenmişti. Bundan dolayı birçok eleştiriler ve tepkiler alıyorduk. İslam’da politik olanın ötesinde sivil olana işaret ediyorduk. Asıl olan devlet değil, toplum diyorduk. Toplum, politik tahakküme karşı serbest kalmalıydı. Mutlakıyetçi, despotik ve hep müdahale eden siyasal rejimlere karşı sivil toplum alanı güçlenmeliydi. İşte o zaman Müslümanlar da özgürleşecek ve haklarına kavuşacaklardı. Elbette sivil toplum etrafındaki tartışmalarıyla beraber İslami camia farklı kesimlerle de daha fazla etkileşime açık hale geliyordu.

Kısa sürede İslami kesim sivil toplum kavramına ve düşüncesine yaklaştı. Nakşi meşrepli İskender Paşa Cemaatinin İslam dergisinde bile sivil toplum düşüncesi savunuldu. Milli Görüş çevresi yayınları da katıldılar buna. 28 Şubat darbesi, otoriter rejimin müdahaleleri çıplak biçimiyle en fazla Müslüman sosyolojisinin gövdesinde sahnelendi. Buna karşı direnmenin en önemli söylemi sivil toplum düşüncesi oldu. Bu düşünce aracılığıyla eşit vatandaş olarak haklarını, özgürlüklerini ve taleplerini ortaya koyuyordunuz. Artık toptan İslam Devleti için mücadele diyerek bunları dışlamaktan uzaklaşıyordu insanlar.

Sivil toplum düşüncesi, her alana müdahale eden politik egemenlik tarzına karşı yükselmişti. Bütün dünyada da böyleydi aslında. Demokrasiye geçmenin, toplum hayatının her alanına müdahale eden devlet tarzından kurtulmanın, bireyi güçlendirmenin ve toplumu öne çıkarmanın aracıydı. Özal, bu politikayı desteklemişti. Bundan dolayı devlet küçülmeli demişti. Ekonomiden el çeken ve daha çok güvenlik ve yargı ile ilgilenen bir siyaseti savunuyordu. Bu süreçte hakikaten toplum canlanmıştı. Anadolu’da, devlet desteğinden bağımsız yeni ticari dinamizmler doğmuştu. Yeni muhafazakâr ya da İslami aydınlar yükselmişti. İslami kesim sivil toplum ve demokrasi ile düşünsel olarak barıştıkça yeni vakıflar ve derneklerle canlandı. Mahallesinden çıkarak ulusal ve hatta küresel düzeyde faaliyetlere yöneldiler.

Sivil toplum düşüncesi hem siyasetin sivil bilincini artırıyordu hem de STK’lara belli bir anlam ve meşruiyet sağlıyordu. İnsanları ve hareketleri aktif hale getiriyordu. “Devleti ele geçirelim her şeyi düzelteceğiz” bilinci terk ediliyordu. Ayrıca İslam Devletini kurmak yerine devleti sivil hale getirmek çabası ağırlık kazanmaya başlıyordu. Yani devlet eşitlikçi, adil, insan haklarına saygılı ve hukuk devleti olsundu. Bu açıdan sivil toplum düşüncesi, Türkiye’de siyasal İslami hareketleri zihinsel dönüşüme uğrattı. Ak Parti’ye yönelen itibarın en büyük sosyolojik motivasyonlarından biri budur.

Şimdi bir kanuni düzenleme yapıldı. Üzerine tartışmalar yapılıyor. Devlet yeniden tüm cesametiyle toplumu içine çekmek mi istiyor? Kontrol düzenini bütün alanlara yayarak sivil düşünce ve pratiklerin varlığını buduyor mu? Bu kaygıları taşıyor insanlar. Terör örgütleri finans ve adam devşirme için STK’ları kullanıyor. Hukuk devleti terörün her faaliyetine müdahale edeceği gibi bunlara da eder elbette. Ancak temelde devletin STK’lara bakışı önemli. Onları kendisine rakip mikro alanlar olarak mı görüyor? Her an dış güçlerin kullanacağı maşa olarak mı bakıyor? Yoksa toplumun canlanması, hareketlenmesi, katılması, sorunları çözmek alternatif imkânlar olarak mı görüyor? Önemli olan budur. Yani hikâyemiz başladığı yerde devam mı ediyor, yoksa bunun yerine sivil toplumu düşman gören ulusalcı ve otoriter devlet anlayışı mı geçiyor?

Elbette STK denetlenmeli. Çünkü her yerde mantar gibi biten ve yardım toplayan dernekler var. İstismara da çok açıklar. Gönüllü ve yardımsever insanların istismar edilmesini engellemek için denetim şart. Bundan dolayı devletin denetleme işlevi zorunludur. Ancak denetleme hiçbir zaman STK’lara tahakküm etme biçimine de bürünmemelidir.

#STK
3 yıl önce
Güçlü toplum STK’larla olur
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset