Bu fakiri okuyanlar bugün Müslümanların temel problemlerinin ve geri kalma sebeplerinin önde gelenlerinden birinin fırkacılık, mezhepçilik ve bu yollarla bölünüp enerjilerini tüketmek, birbirlerini yıpratmak, alt etmek ve ötekinin üzerine basarak yükselmeye çalışmak olduğuna sıkça temas ettiğimi bilirler.
Ümmetin ulemasının her biri de bir meşrepten geliyor olabilir ama onun hakikat ölçüsü artık meşrebinin söyledikleri değil, İslam’ın şer’i delil saydığı bilgilerdir. Böyle olamayan ulemanın ümmetin uleması olamayacağına da bu sütunlarda çokça vurgu yapmışızdır. Böyle olmayan bir alim ancak fırkasının alimi olabilir ve o kendi grubunda mektep odasındaki bir belletmen gibi görev yapabilir, belki buna da ihtiyaç vardır ama ümmetin oluşmasına doğrudan katkı sağlayamaz.
Şu anda İslam dünyası böyle bir parçalanmışlığı yaşıyor. Herkes kendi doğrularını yegâne İslam olarak görüyor ve kendisi gibi olmayanı, ya da kendisini eleştireni yoldan çıkmış sayıyor, hatta kendisi gibi olmayanlara hücum ediyor.
Örneklere geleceğiz inşallah.