İstanbul Sanayi Odası ve IHS Markit iş birliğinde Türk sanayisini çevreleyen küresel ortamın değerlendirilmesini amaçlayan yeni bir endeks çalışması bir süredir gerçekleştirilmektedir.

Amaç; Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkelerin satın alma yöneticilerinin verdiği bilgiler doğrultusunda Türk ihracatının ne yöne gittiğini anlamak. Diğer araştırmalardan farkı, Türkiye ekseninde ancak Türkiye kaynaklı değil de Türkiye’nin mal sattığı ülkelerdeki yöneticilerin satın alma iştahı üzerine bilgiler sunuyor olmasıdır.

Nisan ayı verileri henüz yayımlanan ve aşağıda grafiğini sunduğumuz bu çalışmaya göre; Nisan’da Türkiye’nin ihracat pazarlarında talep koşulları belirgin şekilde iyileşti. Almanya, Birleşik Krallık ve ABD gibi bazı kilit pazarlarda ekonomik aktivite gözle görülür artış kaydetti. Böylece genel olarak ihracat ikliminde üç yıldan uzun bir dönemin en güçlü iyileşmesi gerçekleşti.

Çalışmanın son 12 aylık seyrini aşağıdaki grafikte görebiliriz. Okumanızı rahat anlamlandırmanız adına; 50,0 eşik düzeyinin üzerinde ölçülen her değer ihracat ikliminde iyileşme olduğunu gösterirken, 50,0 eşik düzeyinin altında ölçülen değerler ise bozulmaya işaret etmektedir. Ölçülen değer 50,0 eşik düzeyinden ne kadar uzaksa ihracat iklimindeki değişim o kadar yüksektir.

Mart’ta 54,7 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Nisan’da 56,0’a yükselerek üst üste üçüncü ay eşik değer 50,0’ın üzerinde kaydedildi ve ihracat pazarlarının talep koşullarında güçlü bir iyileşmeye işaret etti.

Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere; ihracatımızın yüzde 50’sini ticaret yaptığımız ilk 14 ülke ile oluşturmaktayız. İlgili araştırmadaki pazar ağırlıklandırmaları da bu veriye dayanarak yapılmaktadır. Bu vesile ile Türkiye’nin en önemli ihracat ortaklarını da grafikten okuyabiliriz.

Sanayi firmalarının yatırımı önceleyen tavırlar içerisinde olmasını 2019 yılından beri ifade etmekteyiz. Geldiğimiz dönem itibariyle fabrikalarımızın tam kapasite ile çalıştığını, hatta mesela mobilyacıların ara mamul sıkıntısı içerisinde olduğunu, MDF üretiminin talebe yetişmediğini, bu nedenle ihracatımızın sekteye uğradığını biliyoruz. İhracat ikliminin de iyileşerek devam ettiğini gördükten sonra keşke daha evvel, hem de faizler düşükken lüks arabalar, yazlıklar yerine fabrika yatırımlarına daha fazla önem verseydik demek içimden geçiyor. Zira 2018 yılında devletimizin desteği ile sunulan KGF kredilerinin bir kısmının yatırım yerine ithal lüks arabaya ve gayrimenkul yatırımına harcadığımızı üzülerek gördük