Geçtiğimiz hafta içerisinde Birleşmiş Milletler (BM) Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin ardından bir çalışma grubu raporu yayınlandı. Rapor, dünyanın içinde bulunduğu iklim krizinin boyutunu ve geleceğini anlamak açısından oldukça önemli tespitlere yer veriyor. Kısaca rapora göz atıp sonrasında küresel gıda fiyatlarına olası etkisine bakalım.
Raporda dikkat çeken bir diğer beklenti de ne yaparsak yapalım deniz seviyesinin giderek yükseleceği. Dünya, tarihte hiç olmadığı kadar hızlı ısınıyor ve Grönland ve Antarktika buzullarının erimesi deniz seviyesinin yükselmesine neden oluyor. Bu durum pek çok tarım ve turizm arazisinin kaybı anlamına geliyor. Rapora göre 1,5 derecelik bir sıcaklık artışı uzun vadede 2-3 metrelik deniz seviyesi yükselmesi ile sonuçlanacak.
Elbette tüm bunlar tarımı ve hayvancılığı da etkileyecek ve daha önceki alışkanlıklarımızı değiştirmek zorunda kalacağız. Bu durumun gıda fiyatlarına olumsuz yansıyacağı ise kesin. Önümüzdeki dönemde dünyada daha yüksek bir gıda enflasyonu ile karşı karşıya kalacağız.
Tüm dünyada gıda fiyatları artıyor. Aşağıdaki grafikte Türkiye’nin gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyat endeksinin ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Dünya Gıda Fiyat Endeksi’nin son beş yıldaki hareketini görüyorsunuz. Her ne kadar son dönemdeki sert hareketin önemli bir bölümünü pandemi dönemine has koşullarla ilişkilendirebilsek de genel itibariyle gıda fiyat endekslerinin uzunca bir süreden bu yana artış eğiliminde olduğunu gözlemliyoruz. Maalesef önümüzdeki dönemlerde iklim krizi ile beraber tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin olumsuz etkileneceğine ilişkin endişeler giderek artıyor.
Gıda fiyatlarındaki artışlar ülke ekonomilerindeki fiyatlar genel seviyesine doğrudan yansıyor. Özellikle enflasyon sepetinde gıdanın ağırlığının görece olarak fazla olduğu ekonomilerde durum para politikası yapmayı da zorlaştırıyor. Zira parasal aktarım mekanizmasının gıda enflasyonunu baskılamada oldukça etkisiz olduğunu biliyoruz. Bu hali ile baktığımızda iklim krizi ile beraber gıda fiyatlarındaki artışların enflasyonu tetiklediği bir ortamda enflasyonla mücadelede para politikasının dışındaki yapısal konulara odaklanmanın daha da önemli olacağı bir döneme giriyoruz.