|
İlahiyat fakülteleri ve İslâm çalışmaları

İnsan bu kadar mı tarihine yabancılaşır? Neden her şeyi Batı üzerinden okuyarak kendimizi de oradan seyrediyoruz? Efendim Oxford ve Cambridge Üniversitelerinde İslam’ı anlatan bir çok kişi varmış. En büyük İslam araştırmacıları da orada bulunurmuş. Bunları bir profesör sosyal bilimcimiz söylüyor. Modern oryantalist yöntemler gölgesinde ve çeşitli amaçlara angaje İslam çalışmalarını bize örnek model sunuyor. İlahiyat Fakülteleri böyle olmazsa papazların engizisyon yerlerine dönecekmiş. Hangi taraftan baksan problemli. Bir defa Batıdaki bu İslam çalışmalarında imam, müftü, vaiz ve din eğitimi öğretmenleri yetişmiyor. Mukayese bu açıdan ciddi manada problemli.

Batıdaki bu üniversitelerin İslam çalışmaları oryantalizmin mirasına dayanır. Oryantalizm, bir modernite icadı. Batı modernliğinin malı. SOAS (Doğu ve Afrika Araştırmaklar Okulu, 1916’da kurulmuş) bunun en görkemli üniversitelerinden biri. İngiliz emperyalizmine eşlik eder. İslam bilim mirasında neden oryantalizm gibi oksidentalizm ortaya çıkmadı? İslam düşüncesinde, oryantalizm gibi bir akım ve araştırma çevresi doğmadı. Yani Hristiyanlığı ve Yahudiliği öğrenip onların dinlerini yönlendirelim, bozalım gibi bir bilim tutumu çevresi olmadı. Bunların İslam’da yeri yoktur. Bu insanlara İslam tebliği edilir, kalkıp onlara yönlendirme yapılmaz. Hatta son yıllarda biz neden oksidentalizm yapmıyoruz diyen kimi hocaları da duyuyorum. Hatta İslam’ı yumuşak güç olarak gören zihinlere de rastlıyorum. Bunların hepsi modern zihniyetle kirlenmiş bilinçler. Biz dinimizi yumuşak güç göremeyiz. Dinimizi tebliğ ederiz, gerekirse fetih için mücadele de ederiz. Ama başkalarının dinini bozmak ve dinimizi araçsallaştırmak gibi bir mirasımız yok.

Sonuçta İlahiyat Fakülteleri batıdaki İslam çalışmalarından tamamen farklıdır. Amacı, ruhu ve dayandığı tarihi miras açısından bambaşkadır. Sosyoloji, biyoloji, siyaset bilimi gibi alanlardan tamamen farklı bir alandır. Batı teoloji çalışmalarını ve oryantalist araştırma merkezlerini örnek alarak İlahiyat Fakültelerini bunun üzerinden açıklamak büyük bir körlük. Toplumuna, kültürel mirasına ve inanç geleneğine körlük.

Elbette İlahiyat Fakültelerinden ayrı İslam Araştırma Merkezleri açılabilir. Bazı üniversitelerde buna ihtiyaç da var. Sadece İslam’ı araştıran faaliyetlerde bulunan merkezler neden olmasın? Müftü, imam, vaiz yetiştirme gibi bir amaca yönelmeden sadece İslam’ı bilgi konusu gören merkezler kurulabilir. Mesela Boğaziçi Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve ODTÜ’de neden İslam araştırma merkezleri yok? Bu üniversitelerin sosyoloji, siyaset bilimi, antropoloji ve felsefe bölümlerinde İslam’la ilgili doktora ve yüksek lisans tezleri yapılıyor. Peki İslam ile ilgili bilgileri olmayan insanlar İslami hareketleri, İslamcılığı, İslam siyaset düşüncesi gibi konuları nasıl araştıracak? Tarih ve Türk Dili ve Edebiyatı gibi önemli ölçüde İslam bilgisine ihtiyaç duyan bölümler, bu ihtiyaçlarını nereden karşılayacak? Bu nedenle uluslararası araştırmalarıyla öne çıkan bu üniversitelerimizde bir an önce İslam Araştırma Çalışmaları gibi kürsüler ve merkezler açılmalı. Hep disiplinlerarasılık diyoruz. İslam ilimleriyle etkileşim konusunda neden disiplinlerarasılık yok?

İlahiyat Fakülteleri, İslam düşüncesinin öncülüğünü yapan kurumlar. Bu nedenle İslam usul ve esaslarına bağlı bir biçimde hareket etmek durumundalar. Müslümanların endişe ve amaçlarını dikkate almak zorundalar. İslam’ın temeliyle, Allah’ıyla, hakikatiyle yol almalılar. Bunlara septik bir biçimde(septisizm) yaklaşan yöntem ve zihniyet dini tahrip eder. Modernitenin Hristiyan reformunu burada sahnelemek fesada yol açar. Batı din reformunu taklit etmek felaket olur. Bu metodik zihniyetlerin, İslami usullerimiz ve esaslarımızla alakası yoktur. Modern felsefi zihniyetleri ve yöntemleri ölçü kabul ederek onlar üzerinden ilahiyata çeki düzen vermek, ilahiyatı bambaşka bir varlığa çevirmektir. İlahiyatı oryantalizme, Protestan reforma ve septik teolojiye taşımaktır. Buradan İslam düşüncesinin öncülüğü değil, Batı düşüncesinin öncülüğü çıkar. “Teolojik emperyalizm” ortaya çıkar.

#İlahiyat
3 yıl önce
İlahiyat fakülteleri ve İslâm çalışmaları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi