|
İlk çeyrek büyümesi beklentilerin üzerinde

COVİD-19 salgını gölgesinde geçen 2020 yılını yüzde 1,8 büyüme oranıyla kapatan Türkiye ekonomisinin 2021 yılı ilk çeyrek büyümesi yüzde 7 olarak gerçekleşti. Bu oran OECD üye ülkeleri arasında gerçekleşen en iyi (dünyada 3.) büyüme rakamı.

Öncü göstergeler 2021 yılı Ocak-Mart dönemine ilişkin güçlü bir büyüme rakamı beklentisine neden olmuştu. Beklentilerin üzerinde gelen büyüme oranı yılın geri kalanı için de umut verdi.

GSYH’daki reel artış olarak bilinen ekonomik büyüme TÜİK tarafından çeyrek dönemler (3 ay) itibariyle harcama, gelir ve üretim yöntemiyle hesaplanmaktadır. Verileri yorumlarken karışıklığa yol açmaması için bu ayrıma dikkat edilmesinde fayda var.

**

Yüzde 7’lik büyümenin belirleyenlerine harcama açısından baktığımızda; büyümeye en fazla katkının 4,5 puanla özel tüketimden (hane halkı nihai tüketim harcamaları geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,4 yükselmiş) geldiği görülmektedir.

2,9 puanı yatırımlardan (sabit sermaye yatırımları yüzde 11,4 artmış) ve 1,1 puanı net ihracattan geldi. Stok değişimi ise büyümeyi 1,5 puan azalttı (yani stoklar azaldı).

İlk çeyreğe ilişkin büyüme verileri makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış ivmesinin devam ettiğini (ilk çeyrekte yüzde 30,5 artış) göstermektedir.

Yatırım harcamalarındaki artışın tüketimin üzerinde olması gelecek büyüme performansı anlamında da çok önemli ve umut verici.

Devletin nihai harcamalarının büyümeye katkısı ise yüzde 0,2 puan olarak kaydedilmiş (mali disipline uyulduğu görülüyor).

**

İlk çeyrekte GSYH’ya üretim açısından baktığımızda tarımda yüzde 7,5 (tarım sektörü 10 çeyrektir büyüyor), sanayide 11,7, imalatta 12,2, hizmetlerde 5,9 ve inşaatta 2,8’lik büyüme göze çarpmaktadır.

Bu rakamlar özellikle pandeminin en çok etkilediği hizmetler sektöründe de nispi bir toparlanmanın olduğunu yansıtmaktadır.

Bilgi ve iletişim faaliyetlerindeki yüzde 18,1 büyüme ise salgının etkisiyle elektronik ticaret, uzaktan eğitim ve iletişimdeki çok hızlı artışın (dijital dönüşümde iyi olduğumuz) büyüme rakamlarına pozitif katkısı olarak nitelendirilebilir.

Haziran ayında kısıtlamaların etkisinin azalmasıyla 2. ve 3. çeyrek büyümelerine hizmet sektörünün çok daha fazla katkı yapması beklenmektedir.

Net ihracat artışının pozitif olması dış dengenin de büyümeye önemli bir katkı vermesini sağlamış.

**

Büyümeyle ilgili olumsuz alan milli gelirin dağılımıyla ilgili. Şöyle ki; geçen yılın ilk çeyrek döneminde işgücünün milli gelirden aldığı pay yüzde 39 düzeyindeyken bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 35.5’a düşmüştür. Bu düşüşte özellikle kısa çalışma ve ücretsiz izinle azalan ücretlerin etkili olduğu düşünülmektedir.

Yani yüksek büyümenin eşitsizliği iyileştirmediğini, gelir grupları arasında makası açtığını da söylemeliyiz.

Yine hizmet sektörünün bazı alt dallarında (küçük esnaf) kapanmalardan dolayı büyük gelir kayıpları yaşandı ve bu sektörlere krediden çok doğrudan gelir desteği gerekiyor.

Bu ara birileri büyüme var ama istihdam artmıyor diyebilir. 2021 yılının ilk çeyreğinde istihdam bir önceki çeyreğe göre 325 bin kişi artmıştır (işsizlikteki değişme için işgücüne yeni katılan sayısına bakılmalı).

**

Yılın ikinci çeyreğinde dış ticaret tarafından gelecek pozitif katkı ve baz etkisinin de devreye girmesiyle (geçen yıl 2. çeyrekte ekonomi yüzde 10.3 küçülmüştü) çift hanelere ulaşan çok daha yüksek bir büyüme gerçekleşebilir.

Bu iyimser tahminin arkasında güçlü sanayi üretimi performansı, AB ve diğer gelişmiş ülkelerin PMI verilerindeki artışlar, Türkiye’nin PMI verisinin 50 puanın üzerinde seyretmesi ve ihracatın yükseliş trendi yer almaktadır.

**

Özetlersek;

Çeyrek büyüme oranının yüksekliği kadar kalitesi, dağılımı, dengesi ve sürdürülebilirliği gelecek açısından umut ve moral vermiştir.

Salgının ağır seyri ve kısıtlama tedbirleri altında son 3 çeyrektir yüksek büyüme performansı yakalayan Türkiye ekonomisi güçlü yapısını gözler önüne sermektedir.

Politika yapıcılar bu olumlu trendin yönünü ve istikrarını bozmadan diğer makroekonomik dengesizliklerin (başta enflasyon ve işsizlik) büyümeyi etkilemesini engelleyici kararlar almalıdır.

Bilhassa politika tedbirlerinin reel sektörü cezalandırıcı (maliyet yükleyici) mahiyetten uzak olmasına da dikkat edilmelidir.

#OECD
#GSYH
#TÜİK
#AB
3 yıl önce
İlk çeyrek büyümesi beklentilerin üzerinde
Kara dinlilerle milletin savaşı
Operasyonun hiçbir şeyi çözmeyeceği biliniyorken...
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!