Korkut Özal, Nevzat Yalçıntaş, Münevver Ayaşlı, Vefa Poyraz, Sabahattin Zaim, Turgut Özal, Sabri Ülker ve daha birçok isim. Toplam 101 kişi. 1973 yılının mart ayında İlim Yayma Vakfı’nı kurmuşlar. Anılarında okudum. Hemen hepsinin ortak gayesi; manevi değerlerine bağlı nesiller yetiştirmek. Önce 1951’de İlim Yayma Cemiyeti kuruluyor. Yurdun dört bir yanında imam-hatip okulları açılıyor. Ardından 1960 ve 1971 darbeleri iniyor. Asker, cemiyetin mallarına el koymasın, milletin ilim irfan seferberliği kesintiye uğramasın diye 70’lerde vakıf fikri doğuyor.
Gelelim bugüne. Bir grup iletişimci ile İlim Yayma Vakfı’nın Vefa semtindeki yenilenen genel merkezindeydik. Burası aynı zamanda ilk imam-hatip derslerinin okutulduğu konağın olduğu yer. Ev sahibimiz İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan ile uzun uzadıya sohbet ettik. İlim Yayma Vakfı’nın tarihini, misyonunu, aştığı engelleri, on yıllardır öğrencilere nasıl kol-kanat gerdiğini ve akademik çalışmalara yapılan katkıları anlattı Bilal Bey. Notlarımı aldığım defterin başına 1998-2002 tarihlerini iliştirmişim istemsizce. Liseyi, İlim Yayma Cemiyeti yurdunda okuduğum yıllar. 28 Şubat’ın kâbus gibi çöktüğü günlerde bizleri bağrına basan ocaktı İlim Yayma. İmam- hatipleri açık tutmak için Anadolu’yu köy köy dolaşıp öğrenci kaydı yapan gönüllüler ordusuydu. Ah o fedakârlıklar olmasa Bilal Erdoğan perşembe sabahı bizlere; Türkiye’nin de Nobel ayarında ödülleri olması için organize edilen ‘İlim Yayma Ödülleri’ni anlatamazdı.
İlk olarak 2017’de düşünülüyor. Otuz kişilik akademik ekip iki yıl çalışıyor. Dünyadaki ödül programları inceleniyor. Finansman, başvuru, eleme, finalist ve ödüllendirme aşamaları irdeleniyor. Sonunda şeffaf ve adil olduğu otoritelerce onaylanan model ortaya çıkıyor. Çok sayıda ödül vermek yerine az sayıda kıymetli çalışmaları destekleme kararı alınıyor. İlim Yayma Ödülleri’nin ilki 2019 yılında üç bilim insanına verilmişti. İlk olmasına rağmen ses getirdi. İkincisi ise bu yıl aralık ayında sahiplerini bulacak. ‘Büyük Ödül’, ‘Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri’ ve ‘Sosyal Bilimler’ olmak üzere üç kategoride verilen ödüllerin toplamı bir milyon TL’ye çıkartılmış. Büyük Ödül’ün sahibine 600 bin TL verilecek.
İlim Yayma Ödülleri, öyle görünüyor ki verildikçe kendini ispatlayacak ve çok değil 10 yıl sonra amacı ve kalitesi ile konuşulacak. Bu vesile ile İlim Yayma Vakfı’nın yenilenen genel merkezinin ilk misafirleriydik. Bina çok güzel olmuş. Yeni. Lakin bir ruhu var. Bunu hissediyorsunuz. Aynı zamanda yüksek lisans-doktora öğrenci yurdu burası. Fakat her şeyden önce bir vakıf. Son 75 yılda Anadolu’yu mayalayanların ilk mektebi. Yazının girişinde adlarını andım. İşte o adanmışların hedefleri arasında bir gün bilim dünyasına yön vermek, yol açmak, başarıyı ödüllendirmek var mıydı acaba? Vardı bence. Bir nesil inşa etmek bu hayalin ta kendisi değil midir zaten? Şimdi ise hayallerin ötesine geçiliyor. Belki de Nobel’e rakip olmanın adımları atılıyor.
ELİMDEKİ KİTAPLAR
Baştan belirtmeliyim, kitap kurdu değilim. İşten ve sosyal medyadan vakit buldukça okuyorum. Elinde aynı anda 4-5 kitap olanlardanım. ‘Yeni Şafak Kitap’ ile ‘Okur’ dergisinin düzenli takipçisiyim. YouTube’da, Ketebe’nin çıkardığı kitaplar üzerinden #BeraberOkuyalım videoları yayınlıyorum. Yayınevinin desteği ile üçer beşer de hediye ediyorum. Gençlerle kitap üzerinden muhabbet etmek çok kıymetli. Tek amacım da bu. Bundan böyle pazar yazılarında da elimdeki kitaplardan kısaca bahsetmek isterim.