|
İşkillenmekte haklısınız: Amerikan askerlerini kim öldürdü?

Fırsat kaçtı. ‘Yazık oldu’ diyebiliriz. Biliyoruz, Türkiye zorladı, diplomatik görüşmelerin sayı ve süresi dahi ‘bayıcı’ rakamlara ulaştı, ama ‘şartlar oluşmadığı için’, Afganistan’dan ‘şimdilik’ ayrıldık…

Yeniden kazanılamayacak bir pozisyonu kaybetmedik. Ama zaman kaybettik…

Çabalara şahidiz ama ıvır-zıvır, çamur atmak için, günlük siyasetin pisliğini sıvamak için hükümete saldıranların yanında, ‘burada tutunmalıydık’ demek, stratejik ve yapıcı eleştiri olur ve dahi Türkiye’nin menfaatinedir…

Ama.. Samimi mazerettir, hayıflanarak kabul ediyoruz; ‘şartlar oluşmadı’.. Kaybetmedik, kazanmadık da.. Beraberlikleri artık sevmediğimizden ‘vah’lanıyoruz…

Gönül isterdi ki, biliyoruz Ankara da öyle istedi; Çin ve Rusya gibi, Pakistan ve Afganistan gibi, üstte Türk Cumhuriyetleri, bilhassa Azerbaycan gibi.. Hadi, İran’ı, gönül çelmeye çalışan BAE’yi, yan gözle ABD’ye bakarak Taliban’a yanaşan Arabistan’ı saymayın.. İkinci raund, Pasifik’te başlayacakken.. Hepsi alenen veya zımnen, ‘burada ABD’yi istemiyoruz’ derken.. Orada olmalıydık…

Afganistan’ı tamamen anlıyoruz.. Ülkelerinde yabancı güç istemiyorlardı.. Eyvallah.. Üzüntümüz, ‘biz onlar gibi’ değildik. Bunu bildiklerini ikili görüşmelerde birden çok kez yüzümüze söyledikleri için müsterihiz…

Havaalanında Türkiye’den teknik yardım alma ve yeni hükümetle birlikte Afganistan’ın yanında olmamız arzularını, ‘teselli’ olarak değil, memnuniyetle kabul ediyoruz.

Ne zaman ve nasıl isterlerse…

***

Gelelim perşembe akşamı ülkede yaşanan seri patlamalara, sonuçlarına ve olağan şüpheliler listesine…

İlk söylenmesi gereken şudur; ABD askerini ve düzinelerce sivili öldüren terör saldırıları, ABD ile Taliban arasında daha yüksek düzeyde işbirliğine yol açacak…

Pentagon’un meşum kolu CENTCOM’un komutanı kamuoyuna, Afganistan’daki terör tehditleri hakkında Taliban ile bilgi paylaştıklarını açıkladı. CIA Direktörü’nün geçtiğimiz hafta başında Taliban’la ‘direkt’ temasını da hatırladığımızda ‘paylaşımın’ fiili halini görebiliyoruz. Amerika, bu bilgilerin işe yaradığını, daha doğrusu ‘bir kısmını’ engellediğini söylüyor. Engelleyemedikleri bunlarsa?..

Biden saldırıların olduğu gün Beyaz Saray’dan DAEŞ’e yükselirken, “Affetmeyeceğiz. Unutmayacağız. Yakalayacağız ve ödeteceğiz” dedi.. Doğru tercüme etmeliyiz; Artık Kabil’deki Taliban hükümetinin dışlanması Washington için seçenek değildir…

Kabil saldırıları, Amerika’nın Taliban’a yaklaşımında yeniden hesaplamalar yapmasını zorunlu kılıyor. Nereye varır.. Afganistan’dan bahsediyoruz, kendileri bile kestiremiyor ama bir eşiği işaretliyoruz. Şu an ülkedeki Taliban hâkimiyeti, iki taraf arasında yeni angajmanları mecburi kılıyor…

Bu da bizi ABD’nin hayli zamandır ‘konaklayacak yer bulmaya çalıştığı ama zorlandığı’ CIA için Kabil’i yeniden olanaklı hale getiriyor! Aynı adrese elçiliğin açılışını da ekleyebiliriz…

***

Bu bağlamda, Dışişleri Bakanı Blinken’ın 25’inde yaptığı açıklamaların üzerinden geçebiliriz; “Afganistan’da Taliban liderliğindeki herhangi bir hükümetle ilişkimizi basit bir önermeye dayanarak değerlendireceğiz: çıkarlarımız. Bu ilişki çıkarlarımızı ilerletmemize yardımcı olur mu olmaz mı. Taliban ile ilişki kurmak çıkarlarımızı ilerletiyor”…

Peki duygular karşılıklı mı?..

Taliban da tüm diğer siyasi iktidar adayları gibi pragmatik. Tanınma, uluslararası meşruiyet, uluslararası fonlarda bloke paraların serbest bırakılması, Dünya Bankası ve IMF gibi kurumların sıkmaya başladıkları vidaları gevşetmesi, ABD ile anlaşmalarında teşvik edici olacaktır. Blinken’ın dediği gibi, ‘çıkarlar’ meselesi.

Kaldı ki, ilişkilerdeki bu müspet fırsat, Taliban hükümetini sağlamlaştırırken, ülkenin çeşitli bölgelerinde tomurcuklanmaya başlayan muhalif hareketlere ‘akıllı olun’ mesajı da taşıyacaktır…

***

Öyle veya böyle, Taliban için son saldırılar dönüm noktası oluşturacak. ‘Şans’. Afganistan beklenmedik hızla ABD için terörle mücadele ve zamanla diğer hedeflere yönelebilecek, bu potansiyeli besleyen bir cephe devleti haline gelebilecektir! İlişkinin kalitesine bağlı olarak, ABD beklenti ve taleplerine açık hale evrilebilecektir.

Bizim Biden’cılar, Taliban’ın insan, özellikle kadın haklarındaki karne kırıklarını Ankara’nın girişimleri yüzünden Türkiye’ye yıkmaya çalışırken, ABD ve zamanla diğer Batı ülkeleri bunları daha çok görmezden gelecektir…

***

Saldırıların ve Afganistan sorununun Amerikan iç politikası üzerindeki baskısını da izlemeliyiz. Biden’ın konuşmasında bu eziğin izlerini net gördük. Kaybettiği oğlunu bile masaya sürdü.

Kamuoyu yoklamaları-şu an için-gelecek Başkanlık seçimlerinde Biden’a şans tanımayan eğriler çiziyor. Bir de ara seçimler var. Çıkacak menfi sonuç, Kongre’deki Beyaz Saray etkisini güçten düşürebilir. Bu ciddi bir siyasi krizdir…

Bunun bizim ve bölge açısından sezilmesi gereken sonuçlarından biri, Çin ve Rusya’yla mücadele kapasitesini sakatlayacak olmasıdır. Amerikan müttefiklerine şimdiden etki ediyor; son G7 zirvesinde bu kırığın acıları hissedildi…

Nihayetinde yol Rusya ve Çin’e bağlanıyor. Oradaki soru da şudur ve asıl meseledir: ‘Taliban son tahlilde hangi ülke ile stratejik işbirliği yapacak’?..

Şu an ve ağırlıklı ihtimal-hâlâ-Çin’dir…

***

Saldırıların arkasını sorgulayan şüphe bulutları da kolay dağılmayacak. İşkillenenler ve ‘Komplo Teorileri’ için meşru zemin var. Onları da salı günü (31 Ağustos) Akıl Odası’nda buluştuğumuzda konuşalım…

#ABD
#Afganistan
#Çin
#Rusya
#DEAŞ
#Joe Biden
#Taliban
3 yıl önce
İşkillenmekte haklısınız: Amerikan askerlerini kim öldürdü?
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı