|
Kargo şirketleri sınıfta kaldı…

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: “Kargo şirketleri sınıfta kaldı”.

Neden mi, anlatalım.

**

Bilindiği gibi kargo işlemlerinde bireysel ve kurumsal olarak yararlanılmaktadır. Kurumsal firmalar daha çok e-ticaret amaçlı kargo şirketleriyle çalışmaktadır.

Dijitalleşen dünyada hızla büyüyen elektronik ticaret (e-ticaret) aynı zamanda kargo şirketlerinin de büyümesine neden olmaktadır. Çünkü e-ticaret sisteminin en önemli taşıyıcısı-tamamlayıcısı kargo şirketleridir.

Türkiye’deki e-ticaretin yaklaşık %90’ı kargo şirketlerinin elinden geçmektedir. Bu açıdan bu iki sektörün gelişmesi birbirine paralel gitmektedir.

**

Pandemi sürecinde e-ticaret hızla büyümüş ve 2021 yılı için öngörülen 5 trilyon dolarlık global e-ticaret pazarı hedefine 2020 yılı sonu itibariyle ulaşılacağı beklenmektedir.

Kargo şirketleri e-ticaretteki hızlı büyüme karşısında yatırımlarını artırma eğilimine girseler de, dünyadaki gelişmelere paralel bir dönüşüm geçirmeleri gerektiğini görememişler. Çünkü e-ticaret sisteminin yaygınlaşmasında temel belirleyici olan müşteri memnuniyeti ve istekleri mevcut kargo şirketleri tarafından henüz anlaşılamamış ve şu an için karşılanamamaktadır.

Bu durum pandemi süreci ile birlikte daha gözle görülür hale gelmiştir.

**

Kargo şirketlerinin büyüme hızına ayak uyduramadığı ve pandemi döneminde kargo hizmetlerine yönelik şikayetlerin çok daha fazla arttığı görülmektedir.

Şikayetler genel olarak, “sipariş ürünlerinin gelmemesi veya geç gelmesi, kaybolması, hasar görmesi” üzerine yoğunlaşmış.

Şikayetlerin yaygınlaşmasında kargo şirketlerinin personel (nitelik ve nicelik) ve altyapı yetersizliğinin etkili olduğu söylenebilir.

Kargo şirketlerinin hizmet kalitesinin düşmesinde COVİD-19 virüsünü bahane ettiği görülse de, süreçte sektöre yönelik herhangi bir kısıtlama getirilmediği bilinmektedir. Bu nedenle hizmetlerin aksamasında COVİD-19 tedbirlerinin-sınırlamaların etkisi olduğu söylenemez.

**

Pandemi sürecinde vatandaşların sipariş verdikleri ürünler zaman zaman 1 ay, belki daha fazla bir sürede ellerine ulaştı.

Aslında bu durum kargo firmaları mevzuatı açısından da uygun değil. Çünkü mevzuata göre; kargo firmaları teslim aldıkları gönderiyi il içinde 2 gün, il dışında yani Türkiye genelinde en çok 3 günde teslim etmekle yükümlüler.

Bu açıdan bakıldığında; kargo şirketlerinin hizmet yükümlülüklerini yasal sınırlar içinde yerine getirmediği görülmektedir.

**

Diğer yandan süreçte vatandaşlar sürekli evde olmalarına rağmen, kargo şirketleri tarafından vatandaşlara, önceki dönemlerde başlatılan “geldik adresinizde ya da iş yerinizde bulamadık” teranesine bir SMS gönderilerek devam edilmiştir.

Kargo şirketi aslında kapıya hiç gelmemiştir. Şube arandığında (muhatap bulabilme de başka bir mesele ya) ise sizi farklı bahanelerle oyalamaktadırlar.

Bir anlamda adeta insanların aklıyla alan eden, son derece rahatsız edici bir durum söz konusu.

Sonuçta siz adrese teslim ücreti ödediğiniz halde aracınızla gidip kargoyu şubeden almak zorunda kalmaktasınız.

Konu ile ilgili Tüketici Hakem Heyetine (onlar da binlerce şikayet dilekçesi karşısında şaşırıp kalmışlardır) gidip kargo fişinde yazan adrese teslim ücretini isteyebilirsiniz (bir sürü uğraşı ve zaman kaybı).

Bunun dışında mevzuat kargo şirketine bir tazminat ya da caydırıcı bir ceza öngörmemekte, bunu bilen kargo şirketleri de keyfi uygulamalara devam etmektedir.

**

Kargo şirketlerinin dijitalleşme ile seviye atlayan ekonomik hayata ayak uyduramadıkları net. Çünkü beklenenden çok daha hızlı bir şekilde büyüyen e-ticareti karşılamaya çalışan firmalar ile kargo şirketleri arasında yaşanan sorunlar artmakta, firmalar kendi kargo şirketini kurma arayışlarına girmekteler.

İşin açıkçası, hizmet kalitesinin yerlerde sürünmesiyle kargo şirketleri kendi ayaklarına kurşun sıkmış gibi olmakta, piyasaya yeni firmaların girişini teşvik etmektedir (kötü komşu adamı mal sahibi yapar).

**

Kurumsal firmaların kargo hizmetlerinde yaşanan sorunların çok daha ağır boyutu bireysel kargo hizmetlerinde yaşanmaktadır.

Kurumsal firmalar büyük ölçekli çalıştıklarından şikayetler için muhatap bulabilmekte, bireysel hizmet alanlar ise doğru-dürüst muhatap bulamamakta, çağrı merkezlerinin statik-robotik görüşmeleriyle daha da morali bozulmaktadır.

Hizmet kalitesi sorunu yanında aşırı fiyatlandırma politikası da (kurumsal firmanın İstanbul’dan Trabzon’a 4 liraya gönderdiği bir dosya için bireyler 20 TL’den fazla vermektedir) vatandaşı mağdur etmektedir.

Hatta kamu kaynaklı kargo şirketi de fiyatlandırma ve hizmet kalitesi açısından 3-5 kargo firmasına ayak uydurmuş, kamu yararını bir kenara bırakmıştır (adeta üzüm üzüme baka baka çürümüştür).

**

Özetlersek; e-ticaretin hızla artmasına uyum sağlayamayan (gerekli yapısal dönüşümü yapamayan) kargo şirketlerinin geleceklerinin olmadığı, e-ticaret yapan firmaların kendi kargo şirketlerini kurma girişimlerinden de net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Bu arada bireysel kargoların transferinde bir süre daha piyasada olacak 3-5 şirket müşterilerine yüksek fiyattan kalitesiz hizmet vermeye devam edecektir. Bu noktada Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın devreye girip tüketiciyi koruyan, daha basit şikayet ve hak arama yollarını içeren ve kargo şirketlerini disipline edecek mevzuatı acilen yürürlüğe koyması gerektiğini hatırlatalım.

#Kargo
#Şirket
#Koronavirüs
#Pandemi
4 yıl önce
Kargo şirketleri sınıfta kaldı…
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı