|
Mavera-yı Kafkas’ta Türk barışına doğru

Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ’da Şuşa’ya dayandığı, hatta şehre girdiği yönünde haberler konuşuluyor. Bu, bir hakkın, sahiplerine teslimi açısından çok önemli bir gelişmedir. Eğer Şuşa’dan sonra Azerbaycan ordusu, askerî açıdan önemli gördüğü mevkileri ele geçirir ve Karabağ’ın Ermenistan ile alakasını kesebilirse çok daha önemli bir aşamaya geçmek mümkün olacaktır. Böylelikle 1917’deki karmaşa ortamında Kafkasya Türkleri-Müslümanlarının yaşadığı toprak kayıplarının bir kısmı telafi edilir. Kaybedenlerin eski yurtlarına dönmesi, güvenlik endişesinin tamamen ortadan kalkması ve Azerbaycan devletinin otoritesini sağlaması ile sözü edilen telafi, fiilî hâle gelecektir. Güvenlik endişesini önemsemek gerekir çünkü 1917’de Ekim İhtilali ile başlayan karmaşa döneminde Ermeniler, hemen hemen her vilayette katliam yapar.

Bugün Dağlık Karabağ ve işgal edilen toprakların kurtarılması süreci ile Kafkasya hakkında daha geniş bilgilere sahibiz fakat Birinci Dünya Savaşı’nın sona erme aşamasında Doğu Anadolu’dan başlayarak Hazar Denizi’ne kadar uzanan topraklarda Ermenilerin işlediği cinayetleri Türkiye tam olarak bilmiyordu. Ruslar tarafından boşaltılan yerlerde Ermeniler söz sahibi olmaya başladığında Erivan vilayeti dâhil olmak üzere birçok yerde Müslümanların güvenlik endişesi had safhadaydı. Yüzlerce Müslüman köyü boşaltılmış, bugünkü haritanın temelleri atılmıştı. Nahcıvan’ı Azerbaycan’dan koparan Zengezur bölgesinin Müslümanlardan temizlenmesi de bu dönemin hadiselerindendir. Böylelikle Türkiye ile Azerbaycan’ın kara bağlantısı da kalmamıştı.

Azerbaycan Türklerinin yardım talebi Enver Paşa’ya ulaştığında Doğu Anadolu’da ve Güney Kafkasya’da Ermenilerin katliam hazırlıkları hakkında bilgi yoktu. Buna rağmen çok kısa bir sürede hazırlıklar yapıldı ve ordu hareket geçti. Nuri Paşa, 25 Mayıs 1918’de Gence’ye ulaştı. 28 Mayıs’ta da Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ilan edildi. Sovyet hâkimiyetinin tesis edilmesine kadar geçen dönemde Ermeniler; Fransa, İngiltere ve ABD gibi Batılı devletler tarafından desteklendiği için Dağlık Karabağ’da da kazanmak istedi.

Tiflis’te başlayan müzakerelerde Osmanlı tarafı Azerbaycan temsilcilerine 5-10 köyün üzerinde ısrar etmemelerini tavsiye eder. Osmanlı temsilcilerine göre Ermeniler, çoğunluğu oluşturdukları bölgelerde hedeflerine ulaşacaklardır. Çünkü Ermeniler, Batılı devletler tarafından desteklenmektedir. Bu sebeple Azerbaycan temsilcileri Karabağ ve başka yerler üzerinde durmalıdır.

Azerbaycan temsilcileri de Osmanlı tarafına sorunun 5-10 köyden ibaret olmadığını bildirir. Ermenilere göre Karabağ, çok daha kapsamlı bir meseledir. Azerbaycan heyeti Ermenilerin Şuşa, Cavanşir, Cebrayıl ve Zengezur’u tamamen ele geçirmek istediklerini bilmektedir. Nitekim Ermeni çeteleri Erivan da dâhil olmak üzere birçok vilayette giriştikleri tedhiş eylemleriyle Türk ve Müslüman ahaliyi yurtlarından kovar. Birçok köy ve şehirde inanılması güç katliamlar yaşanır. Ermeniler, Karabağ’ın tamamına hâkim olmak ister.

Dağlık Karabağ’ın da dâhil olduğu topraklar Birinci Dünya Savaşı biterken ve iki kutuplu dünya sistemi sona ererken iki defa Ermeni saldırılarına maruz kaldı. Her defasında Azerbaycan tarafı kayıp yaşadı. Birincide Zengezur Ermenistan’a bağlanarak Azerbaycan ile Nahcıvan’ın bağlantısı koparılmış, 1990’larda ise Dağlık Karabağ ile birlikte Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisi işgal edilmiştir. Bu da Azerbaycan heyetinin 1918’de üzerinde durduğu şehirlerin kaybedilmesi anlamına geliyordu. Her defasında olduğu gibi Batılı devletler, 1990’larda da Ermenistan’ı destekledi.

Bugün Azerbaycan ordusunun Şuşa’ya dayandığı ve hatta şehre girildiği yönünde haberler alıyoruz. Şuşa, Hankendi ve Laçın yolu üzerinde bir şehir. Şuşa’nın askerî açıdan önemini ve savaşın gidişatına tesirini ehline bırakalım. Bundan sonra Azerbaycan ordusunun ve yönetiminin Karabağ Ermenilerinin görüşleri konusunda incelikli bir tahlil yapması gereğinden bahsetmekle yetinelim. Ağırlıklı olarak Avrupa’da ve Amerika’da yaşayan diaspora Ermenileri ile Karabağ Ermenileri arasındaki farkların belirlenmesi, bundan sonra atılacak adımları belirleyecektir. Kafkasya Türkleri ve Müslümanları terk etmek zorunda kaldıkları Azerbaycan topraklarına dönüş yapmayı dört gözle beklemektedir. Bu sürecin belirli bir plan ve program dâhilinde yürütülmesi Mavera-yı Kafkas’a Türk barışının gelmesini sağlayacaktır. Bunun çok büyük bir değişim olacağı açıktır.

#Mavera-yı Kafkas
#Türk
3 yıl önce
Mavera-yı Kafkas’ta Türk barışına doğru
Bayramlar bayram ola
"Güzellik bir varlıktır"
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’