|
Menderes, Erbakan ve Erdoğan’ın ortak davasının son sözcüsüydü

Dün, 93 yaşında emaneti teslim edip terk-i dünya eyleyen Yahya Kutluoğlu Hocamız, imam hatip camiasının bir büyük çınarıydı. 1928 yılında Trabzon’da doğar. Babası çevrenin saygın hocalarındandır. Yedi yaşında başladığı hafızlığı 10 yaşında bitirir. Arapça’yı da babasından okur. Yaşı biraz geçse de ilkokulu bitirir. Yıl 1951, Başbakan Adnan Menderes’tir. Türkiye’de imam hatip okulları açılacaktır. İlki de İstanbul İmam Hatip Okulu’dur. Yahya Kutluoğlu, İstanbul İmam Hatip’in ilk talebeleri arasına adını yazdırdığında 23 yaşındadır. Fıkıh ve tefsir âlimi Ömer Nasuhi Bilmen’in ve Kur’ân mütercimi Hasan Basri Çantay’ın talebesi olur. İmam hatip okulunu bitirdiğinde yıl 1958’dir, 1965 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun olur. İmam hatipleri temsilen arkadaşları ile bugünkü ÖNDER’i kurarlar ve ilk başkanı olur. Beş yıl imam hatiplik, 2 yıl merkez vaizliği ve 11 yıl da imam hatip lisesi müdürlüğü yapar. Kutluoğlu Hoca, İstanbul İmam Hatip Okulu’nda öğretmenlik de yapar. Yatılı öğrencilerden Recep Tayyip Erdoğan’ı mezun eder. Öyle, dümdüz anlattım değil mi? Yahya Kutluoğlu, hiçbir zorluk, engelleme, baskılama görmeden hafız olmuş, imam hatip okumuş, enstitü bitirmiş, imam hatiplik, muallimlik, vaizlik yapmış gibi. Öyle değil işte. Zaten 93 yıllık koca ömrü bir paragrafta anlatmak saygısızlık olur. Diyanet TV’de hayatını anlattığı belgeseli ve ÖNDER Başkanı Kamber Çal ile sohbetini YouTube’da izledim. Aldığım notlardan şöyle bir çıkarım yaptım: Adnan Menderes, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak davasının sözcüsüymüş Kutluoğlu. Yazılı olarak da kayıtlara geçmesi için Yahya Kutluoğlu’nun anlatımlarından derleme yaptım. Kabri nur, mekânı cennet, makamı âlî olsun.

“Kur’ân’ı yeni harflerle okutmak istediler”

  • “Talim Terbiye bir genelge çıkardı: ‘Bundan böyle Kur’ân-ı Kerim yeni harflerle okunacak, imam hatip okullarında.’ Celal Hocamız (Ökten) cevap yazdı, ‘okunmaz’ dedi. Bakanlık tehdit mektubu gönderdi: ‘Senin fikrini sormuyoruz, emri yerine getir’. Müfettişler de geldi. Celal Hoca’ya ‘Bakanlığın emrini tatbik etmiyor’ ve ‘Talebeye Atatürk’ü sevdirmiyorsun’ suçlaması yapıldı. Celal Hocamız da ‘Okunması mümkün değil ama okutuyoruz’ yanıtı gönderdi. Kur’ân-ı Kerim hocamız, mümessile; ‘yaz şu tahtaya yeni harflerle Besmele’yi’ derdi, yazdırırdı. Derdi ki bize: ‘Çocuklar, müfettiş gelirse biz böyle okuyoruz tahtada yazıldığı gibi’ dersiniz. Hadi bakalım falan yerden okuyorduk. Üzülüyorduk. Yeni harflerle nasıl okunacak. Hocamız, ‘Çocuklar moralinizi bozmayın, üzülmeyin devam etmez bu’ derdi. İşte o sıkıntıları yaşadık ve mezun olduk.”

“Tevfik İleri’ye çok dua ederim”

“Mezuniyet yaklaştı. O zamanın Başbakanı Adnan Menderes bir beyanda bulundu. Dedi ki: ‘İmam hatip okullarımız bu sene mezun veriyor, önümüzdeki sene onlara yüksek tahsil yolunu açacağız.’ Sevindik. Mezun olduk, dağıldık köylerimize. Sonbahar geldi, üniversiteler açıldı, ses seda yok. Ankara’daki arkadaşlar ‘Milli Eğitim Bakanı Celal Yardımcı, imam hatip mezunlarına yüksek tahsil istemiyor’ dedi. Üzüldük. Celal Yardımcı yurtdışında bir toplantıya gitmesi lazımmış. Tevfik İleri’yi vekâleten Milli Eğitim Bakanlığı’na getirdiler. Tevfik İleri, Celal Yardımcı yurtdışında iken Yüksek İslam Enstitüsü’nü açtı. Tevfik İleri’ye çok dua ediyorum. Hem imam hatip okullarını hem Yüksek İslam Enstitülerini açma şerefi Tevfik İleri’ye nasip oldu. Biz okuduk, geldik. Okuttuğum kahraman öğrencim aklımızın köşesinden geçmezdi; Bu adam memur olur, milletvekili, cumhurbaşkanı olur.”

“Erbakan, Ecevit’e şart koştu”

“1971 ihtilali oldu, bir subayı getirdiler Milli Eğitim Bakanlığı’na. Talim Terbiye, zaten önceden beri hazır. Hemen bir genelge çıkardılar; ‘Bundan itibaren ilkokuldan imam hatip okullarına talebe almak yasak’. 71 imam hatip okulu var, 35’inin talebesi bitmiş. 1973’te seçim yapıldı. Hükümeti kurma görevi Ecevit’e verildi ama Erbakan ile kuracak. Erbakan da şart koştu, imam hatip okullarını eski şekline çevirmek üzere. Hükümet kurulur kurulmaz vilayetlerden yazılar geliyor, ‘Halk, okulları yapıyor, okul hazır, açar mısınız’ diye. O devrede 61 imam hatip okulu imzamla açıldı. Toplam 132 oldu. İhtilalin başlattığı hava, siyasi olarak döndürüldü. O kararname 1973’ten 1997’ye kadar geldi. Mesut Yılmaz kararnameyi kanun yaptı. Okullar yine kapanmaya başladı. Sonra Cenab-ı Hak, bu milletin duasını kabul etti. Mesut Yılmaz’ı sildi. Okullar nefes aldı, bu duruma geldi. Okuttuğum kahraman öğrencim, aklımızın köşesinden geçmez ki milletvekili olur, cumhurbaşkanı olur. Çok cumhurbaşkanları gördük, çok başbakanlar gördük amma velâkin öğrencim diye değil, doğrusu bu… Onun gibi (Erdoğan) bize cumhurbaşkanlığı yapan olmadı.”

#Menderes
#Erbakan
#Erdoğan
3 yıl önce
Menderes, Erbakan ve Erdoğan’ın ortak davasının son sözcüsüydü
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi