|
Merkez Bankası’nın son faiz kararından ne anlamalıyız?

Uzun süredir merakla beklenen Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Ocak ayı kararı geçtiğimiz Perşembe günü açıklandı. Kurul kararına göre politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 17 düzeyinde sabit tutuldu. Yapılan anketlerdeki beklentilerin medyanı çerçevesinde gelen kararla birlikte gözler hemen karar metnine çevrildi. Zira metnin içindeki ifadeler Kurul’un önümüzdeki dönemdeki olası adımlarını öngörme açısından önemli sinyaller içerir. Peki bu metinden ne anlamalıyız?

KURUL KARARINDAN DİKKAT ÇEKEN NOKTALAR?
Bana göre Kurul kararındaki en dikkat çekici ifade “sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla
uzun bir müddet
sürdürülmesine karar verilmiştir” ifadesiydi. Bu ifadenin ortodoks iktisat yanlısı yorumcuların ruhunu okşadığı aşikar ancak konuya reel sektör ve istihdam odaklı bakan ekonomistler açısından oldukça ciddi belirsizlikler içerdiğini ifade etmeliyim. Zira bu
“uzun bir müddet”
ifadesi ile kastedilen sürenin ne olduğu oldukça muğlak. Merkez’in
“uzun bir müddet”
vurgusuyla vermek istediği mesajın “Siz 50-100 baz puan daha artış fena olmaz dediniz ama ben onu vermek yerine uzunca bir süre faiz indirmeyeceğimi garanti ediyorum” şeklinde izah edilebileceğini düşünüyorum.

Karar metninde benim dikkatimi çeken bir diğer ifade sıkı para politikası duruşunun ters para ikamesinin başlamasını sağlayacağına olan vurgu. Ancak bunun böyle olmadığını ve bugüne kadar verilen yüksek faizin dolarizasyonu tersine çevirmediğini bir önceki yazımda detaylı bir şekilde anlatmıştım. Okumadıysanız, detaylar için göz gezdirmenizde fayda olabilir.

ULUSLARARASI GIDA VE EMTİA FİYATLARINA MERKEZ BANKASI NE YAPABİLİR?
Öte yandan Kurul kararında yine bu köşeden okumaya alışkın olduğunuz başka bir konuya da atıf yapılmış. Gıda fiyatları… Kurul, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükselişin enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirtiyor. Bu doğru ancak maalesef her iki konu da Merkez Bankası’nın parasal aktarım mekanizması ile müdahale etme imkanı olmayan konular. Tabi aşırı likidite sıkılaştırması ve aşırı yüksek faizle döviz kurunu aşağı çekmek için
üstü kapalı bir döviz kuru hedeflemesi
yapılıyorsa o ayrı bir konu.
KREDİ BÜYÜMESİNİN YAVAŞLAMASININ SONUÇLARI NE OLUR?

Benim Kurul’un kararındaki ifadelerden anladığım kadarıyla Covid19 salgını sona ermiş durumda. Zira şöyle bir ifade gördüm: “Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle…” Sonrasında ise şöyle bir ifade var: “Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte son dönemde kredi büyümesi yavaşlamaya başlamıştır.” Yani salgın bitmiş, salgın dönemindeki kredi büyümesi hasar vermiş şimdi de salgın sonrası dönemde finansal koşulları sıkılaştırarak kredi kanalını kapatıyoruz ki talep yaratıp enflasyona neden olmayın diyor Merkez Bankası.

Gerçekte ise salgın devam ediyor. Hatta salgının reel sektöre, üretime, istihdam piyasasına velhasıl tüm ekonomiye olan etkisi devam ediyor. Böyle bir ortamda salgın bitmiş gibi Türkiye’yi bir
“carry trade”
cennetine çevirecek politika önerilerinin arkasına takılmanın reel ekonomi üzerindeki uzun vadeli sonuçlarını iyi hesap etmek gerekiyor.
#Merkez Bankası
3 yıl önce
Merkez Bankası’nın son faiz kararından ne anlamalıyız?
Hukukçunun ahlakı ya da adalet ve nasafet
"İki Denizin Kavuştuğu Yer"
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…