Haydut Amerikan Devleti’nin Dışişleri Bakanlığı, geçenlerde 2019’un “Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu”nu yayınladı.
En baştan şunu söylemeliyiz ki; İyi Hal Kâğıdı olmayan faşist bir devletin, dünyaya Dini Özgürlükler bahsinde öyle müfettiş falan kesilmeye zinhar hakkı yahut yetkisi yoktur.
-Hadlerine değil!
Yıllardır; Afganistan’da, Irak’ta ve de Suriye’de camileri taammüden bombalayan Amerika Birleşik Kahpeler Devleti’dir, bu!
Trump da, kendisinden önceki ABD başkanları gibi “camileri bombalatmayı; masum Müslümanları kasten öldürtmeyi” Amerikan Devleti’nin politikası olarak sürdürüyor.
“Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu!” ha?
ABD, zaten bu rapora kendisini dâhil etmiyor!
İslam Düşmanı Trump döneminde Müslümanlara yönelik tahkir edici söylemlerin ve dahi kısıtlamaların artışını da hatırlatalım.
*
Trump’ın favori başkanı Reagan’ın yardımcılığını yapan, ardından Başkan seçilen Baba George Dabılyı Bush; Beyaz Saray’daki son aylarında şöyle demişti:
“Ülkemizi Yahudi-Hıristiyan Birliği’nin lideri olarak ayakta tutmaya kararlıyız!” (24 Ağustos 1992)
*
Böylesine bir devlet politikasına sahip ABD mi; bu yıl Yirmi İkincisi’ni yayınladığı Dini Özgürlükler Raporu’nda hakşinas olacak?
-Geçiniz!
*
Mesela, Terör Devleti İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü zulümlere, katliamlara tepki gösteren herkes kafadan Anti-Semitizm’le suçlanıyor; sözünü ettiğimiz raporu hazırlayanlarca!
Dini Özgürlükler Raporu’nu hazırlayan Dışişleri Bakanlığı başta; Amerikan Devleti “tepeden tırnağa” zaten İslam düşmanıdır: İslam düşmanlığı mı; Haydut Devlet’in temel politikasıdır!
Raporun sunumunu yapan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, tam teşekkülü bir İsrail yaltakçısıdır.
Bu Pompeo, JINSA’nın 2018’deki yıllık yemeğinde İsrail’i “Demokratik ve müreffehler; barış istiyorlar” diyerek Ortadoğu’ya örnek göstermişti!
Kahpe Pompeo; “Masumları, sivilleri, kadınları, çocukları uzun yıllardır kasten katleden, Müslüman kanı dökmekten büyük keyif alan İsrail’in faşizmini” işte böyle tanımlamıştı!
Dışişleri Bakanlığı’nın öncesinde CIA Başkanlığı yapan bu Pompeo, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ertesi günü Twitter’da Türkiye’yi “Totaliter İslamcı Diktatörlük” olarak tanımlamıştı!
Yani, şudur:
Mike Pompeo’nun faşist kafasına göre; ABD’nin ve de İsrail’in piyonu FETÖ darbeyi başarmış olsaydı “Türkiye’ye demokrasi gelmiş olacaktı!”
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2019 Yılı Uluslararası Dini Özürlükler Raporu’nda “bir kere daha” Ayasofya konusu yer aldı.
2016 Yılı raporunda; “Ramazan’da, Ayasofya’da Kur’an-ı Kerim ve ezan okunmasından çok rahatsız olmuşlardı!”
*
2017’nin Ramazan ayında; namaz vakitlerinde Rakka’da ve Musul’da camileri bombalayan, katliam yapan Amerikan Terör Devleti’nin uçaklarıydı!
O saldırılarda…
Dört yüzden fazla masum Müslüman hayatını kaybetmişti!
Ezcümle…
“Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu”nu yazan Amerikalı Kahpeler; o raporlarını alıp “münasip bir şekilde” tüketmelidirler!
NECİDİR, NECİ?
“Ayasofya’nın Cami’ye çevrilme” ihtimalinden bile ödü kopan Medyamızın Hedonist 007’si Ertuğrul; kendisinin “Neci” olduğu hususunu masaya yatırmış, sonunda şöyle diyor:
“Atatürk’ün bize istikamet olarak Batı’yı gösteren vizyonu aklımın ve kalbimin tam ortasında duruyor…
Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini hep destekledim, hala destekliyorum…
Çocuklarımın ve torunlarımın geleceğini de bütün eksikliklerine rağmen Batı’da görüyorum.”
*
Gardırobundan itina ile “Atatürk Zırhını” çıkarıp kuşanan bu Ertuğrul Özhedonist, gerçekten, necidir?
Hepsinden evvel…
Medyamızda yıllardır; ABD ve İsrail tandemi ile AB’nin menfaatleri doğrultusunda Etki Ajanlığı yapan bir Özel Harp Gazetecisidir!
Devam ediyoruz…
-Kilisecidir!
“Cenaze merasiminin kilisede yapılmasını vasiyet etmiştir!”
-Vatikancındır, Papacıdır!
“Köşesinde, eski ve mevcut Papa’lara sıralamadığı övgü kalmamıştır!”
*
Dahası…
1934’te sahte kararname ve sahte imza ile müzeye çevrilen Ayasofya; 2020’de de “Cami olmasın!” diye klavye sallıyor, şu sıralar…
*
Başka?
-LGBT muhibbidir!
“Sütununda, biteviye eşcinselliği özendiriyor!”
*
Velhasıl: Bu topraklara yabancıdır, gayrı millidir.
Sam Amca’sının 007’sidir; maskesi çoktan düştü:
-Artık, “boş yapmayı” bırakmalıdır!
