|
Mumcu’nun değil, Altaylı’nın yolundan gidiyorlar
Yirmi yedi yıl önce derin bir suikasta kurban giden Uğur Mumcu’nun anma törenine katılan Kemal Kılıçdaroğlu
“Mumcu’nun açtığı yolda yürüyoruz”
dedi. (24 Ocak 2020)

Ertesi günkü Cumhuriyet’te “Her dönemin karanlık ismi: Enver Altaylı” başlığı okunuyordu.

Gazete “Altaylı’nın, Uğur Mumcu’yu karanlık ilişkilerini deşifre ettiği için hedef gösterdiğine” dikkat çekmişti.

Bu minvalde, Mumcu’nun 1979 ve de 1980’de Enver Altaylı’dan söz eden yazıları hatırlatılmıştı.

***

Enver Altaylı “Ruzi, 12 Eylül 1980’deki darbeyi bana bir yıl önce bildirdi” demişti. (17 Şubat 2013, Habertürk)

CIA’in Türkiye’de de görev yapan (1959-1971) Özbek asıllı casusu Ruzi Nazar’ın talebesi olan Enver Altaylı, 2017’den beri FETÖ’den tutukludur:

Hakkındaki iddianame, CIA ile bağlantılarını ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesindeki derin faaliyetlerini belgeleriyle ortaya koydu!

***

Bütün bunlardan sonra, şu soru akla geliyor:

Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP “Uğur Mumcu’nun açtığı yoldan mı yürüyor; yoksa Enver Altaylı’nın yolundan mı?”

Sualin cevabını, Washington’ın kontrolündeki Kemal Bey’in 15 Temmuz hakkında ısrarla yaptığı gözbağcılıkta bulmak mümkündür:

-Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’a “Kontrollü Darbe” demeye devam ediyor!

Böylelikle: 15 Temmuz darbesinin talimatını veren Fetullah’ın, girişimin berhava olmasından sonra “Bu bir tiyatrodur” demesiyle “aynı kapıya” çıkıyor!

CHP’nin Başı, Enver Altaylı’nın CIA ve FETÖ bağlantılarının deşifre olmasıyla hiç ilgilenmiyor.

Bu Sıcak Patates mevzuda Meral Akşener de zinhar topa girmiyor.

Akşener’in partisinde İstanbul İl Başkanı olan Saltuk Buğra Kavuncu’nun dayısı Enver Altaylı’dan bahsediyoruz!

***

CIA&FETÖ’nün Hacı Bey’i Enver Altaylı ile ilgili açığa çıkan derin gerçekler, 15 Temmuz’daki hain darbe kalkışmasının perde arkasında ABD’nin yer aldığını -bir kere daha- tescillemiştir.

Kılıçdaroğlu da Akşener de işbu gerçeğe itina ile gözlerini kapatıyor!

Dikkat buyurunuz, her iki genel başkan da…

“Şayet, 15 Temmuz’daki darbe girişimi başarılı olsaydı; kim Başbakan kim Cumhurbaşkanı olacaktı?” sorusuyla da “kasten” ilgilenmiyorlar!

“15 Temmuz’dan birkaç gün önce Enver Altaylı ve Papaz Maskeli CIA ajanı Brunson ile gizlice bir araya gelen çok ünlü siyasetçi kim?”
sorusundan kaçmaya da özen göstereceklerdir!
BİR NED’ENİ DE BUDUR
Kemal Kılıçdaroğlu’nun
“Uğur Mumcu’nun açtığı yoldan gidiyoruz”
lafının “göz boyamaya yönelik bir lakırdı” olduğunun bir başka kanıtını daha buraya not edelim…

Merhum Mumcu, 1989’daki bir yazısında…

Aydın Yalçın’ın çıkardığı Yeni Forum dergisinin NED’den aldığı paranın 50 bin dolarlık ilk taksitini deşifre etmişti!

***

Ruzi Nazar’ın Türkiye’de görev yaptığı yıllarda en yakın dostları arasında Aydın Yalçın da vardı!

***

27 Mayıs darbecilerinin danışmanlığını yapan “Bütün Hücreleriyle Amerikancı” Aydın Yalçın Yeni Forum’un başyazarıydı…

CIA’in kurduğu NED’nin (National Endowment for Democracy) katkılarıyla 16-19 Eylül 1991’de Bodrum Yalıkavak’taki Club Monakus’ta bir derin toplantı düzenlemişti!

Amerikan istihbaratçılarının, CIA’den destekli “
Radio Liberty”
mensubu Amerikalı yöneticilerin, Türkiye’dek
i
medyadan bazı isimlerin katıldığı bu toplantıda
Paul Henze
ve
Graham Fuller
da yer almıştır.
Mr.Kılıçdaroğlu’nun 183 numaralı kurucusu olduğu TESEV, kuruluşundan itibaren -CIA ile birebir bağlantılı-
NED
tarafından fonlanmıştır.
“Truva”
Nafiz Jan Paker’in on yedi yıl boyunca yönettiği TESEV’den söz ediyoruz!

Haliyle…

Mister Paker’in
rütbesinin
Kılıçdaroğlu’ndan
daha yukarıda
olduğunu öngörmemiz zor değildir!
TANIMIYORMUŞ

Şu satırlar ise Uğur Mumcu’nun “Papa, Ağca, Mafya” adlı kitabında (Sayfa: 174) yer alıyor:

“Paul Henze’ye evimde ‘Ruzi Nazar’ı tanıyor musunuz?’ diye sormuştum. Tanımıyorum yanıtını aldım…

‘Nasıl tanımazsınız? O da sizin gibi Ankara’da görev yapan bir CIA mensubudur’ diye üsteledikçe ‘Tanımıyorum’ demişti…”

(Görüşme, o dönemde Cumhuriyet muhabiri olan günümüzün Hürriyet yazarı Sedat Ergin’in aracılığıyla gerçekleşmiştir!)

***

1983’te Mumcu’ya “Ruzi Nazar’ı tanımıyorum” diye ısrarla yalan söyleyen Paul Henze, Nazar’la 1959’dan itibaren (27 Mayıs darbesinden bir sene öncesi) ABD’nin Ankara Büyükelçiliğinde birlikte çalışmaya başlamışlardı.

Ruzi Nazar ile Paul Henze bir
CIA
projesi olan
“Radio Free Europe”
için de birlikte görev yaptılar.

12 Eylül darbesini üstlerine “Bizim Çocuklar Yaptı” diye haber veren Paul Henze “Komünizmle Mücadele’nin İdeolojik Dinozoru” olarak biliniyor.

Fetullah’ın Komünizmle Mücadele Derneği’nin Türkiye’deki ikinci şubesini Erzurum’da kurduğunu
(1963)
bir de burada hatırlayalım!
#FETÖ
#CHP
#Uğur Mumcu
#CIA
#Enver Altaylı
4 yıl önce
Mumcu’nun değil, Altaylı’nın yolundan gidiyorlar
Osmanlı hangi gerekçeyle durdurulduysa Türkiye de aynı gerekçeyle kuşatılıyor!
Polonya devleti Rusya"da düştü
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…