|
Otomotiv sektörü ve yerli otomobil

Son günlerde Cumhurbaşkanı'nın tanıttığı yerli ve milli otomobil olayı gündemin öncelikli konusu olmaya devam ediyor. Milli ve yerli otomobil projesine toplumun büyük destek verdiğini ve tanıtılan araçların çok beğenildiğini hemen söylemeliyiz.

Bu yazıda üretim, istihdam ve teknolojik gelişmeye doğrudan etki eden otomotiv sektörünün ekonomi açısından önemine değinilecek ve milli otomobilin Türkiye’deki otomotiv sektörünün geleceği açısından ne anlam ifade ettiği değerlendirilmeye çalışılacaktır.

**

Otomotiv sektörü; otomobil ve diğer araçların (otobüs, minibüs, kamyon, kamyonet, traktör v.s.) yer aldığı bir sektör.

Dünyaya baktığımızda; genellikle otomobil üreten ülkelerin gelişmiş ülke olduklarını, otomobil üretimi ile gelişmişlik arasında doğrusal bir ilişki olduğunu görürüz.

2017 yılında dünyadaki otomotiv katma değeri 1.9 trilyon dolar olarak hesaplanmakta, bu katma değere sadece bir ülke sahip olsaydı dünyanın en yüksek GSYH’ya sahip 6. büyük ekonomisi olurdu.

Yine, 2015 yılındaki 16.3 trilyon dolara ulaşan küresel ticaretin 1.3 trilyon doları otomotiv ticaretinden oluştuğu, dünyada otomobil sektöründe istihdam edilenlerin sayısının 50 milyonu aştığı bilinmektedir.

**

Türkiye’de son 10 yılın verilerine baktığımızda yaklaşık ihracatın yaklaşık yüzde 20’sinin otomotiv sektörü ihracatından oluştuğunu görmekteyiz.

Yine 500 bin kişiye iş imkanı sağlaması, bir takım sektörlere talep oluşturması (akaryakıt, servisi, yedek parça, sigorta v.s.-geri bağlantı) bazı sektörlere de araç olarak katkıda bulunması (tarım, sanayi, inşaat, ulaştırma sektörleri gibi), üretime, ihracata katkısı otomotiv sektörünü ekonominin lokomotif sektör yapmaktadır.

Sektörün 2018 yılında 32 milyar dolar ihracat yaptığını, 12.5 milyar dolarlık dış ticaret fazlası verdiğini, cari açığı azaltmada önemli işlev gördüğünü de söylemeliyiz.

**

Türkiye’de otomotiv sektörü iç talep esnekliği çok yüksek (konjonktürel dalgalanmalara duyarlılığı yüksek). Dolayısıyla ekonomik daralma ve genişlemeye aşırı tepki veriyor.

Sektörlerin çoğunda daralma süreci sona erip büyüme başlamışken, otomotiv sektörü 2018 yılına göre küçülmüş, 2017 yılına göre bu küçülme yüzde 50’lerin üzerine çıkmıştır.

2018 yılında başlatılan hurda teşviki ve sonrasında ÖTV, KDV indirimi 2019 yılında da devam ettirilmiş, buna rağmen sektör küçülmeye devam etmiştir (küçülme hızı yavaşlamış).

Ekim ve kasım aylarındaki olağanüstü artışa rağmen (özellikle taşıt kredi faizlerinin düşürülmesi artışta etkili olmuş) bu daralma yaşanmıştır.

**

Sektörel olarak vergi avantajlarının çok fazla etki etmediğini, iç talebin tüketici beklentilerince yönlendirildiğini, özellikle piyasa faizlerinin düşmesi ve kredi faizlerindeki indirimin iç talebi önemli düzeyde artırdığını söylemek mümkün.

Araştırmalar otomobillerin yüzde 90’inin krediyle alındığını, faiz yüksekliğinin otomobil talebini aşırı kısıtladığını göstermektedir.

Otomotiv vergileri en yüksek ülkelerden biriyiz. Dolaylı vergilere endeksli vergi anlayışı nedeniyle yeni araç üzerindeki vergi oranları ülkemizde yüzde 77-204 arasında belirlenmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinde ilk otomobil alımlarında vergi oranı yüzde 17-27 arasında değişmektedir.

Burada vergi oranlarını artırmak yerine vergi tabanını genişleterek (yeni araç girişini teşvik ederek-hurda indirimini sürekli hale getirerek v.s.) daha makul bir vergi oranıyla-yüküyle vergi gelirini artırma düşüncesi daha doğru olacaktır.

**

27 Aralık’ta Cumhurbaşkanı tarafından yerli ve milli otomobil olarak prototipi sunulan modeller beklentinin çok ötesinde beğeni aldı.

Türkiye’nin kendi markasıyla, kendi teknolojisiyle, bir plan dahilinde hareket ederek kendi otomobilini üretecek süreci başlatması hem umut hem de son derece gurur verici.

Aracın üretime geçtiğinde; ileri teknoloji ve temiz enerji öncelikli, yarışabilen, görsel ve teknik olarak müşteri memnuniyetini karşılayabilecek nitelikleri taşıyan dünya markası bir ürün potansiyeline sahip olduğunu bugünden söylemek mümkün.

Otomotiv sektörü lokomotif bir sektör olarak ülkeleri gelişmişliğe taşıdığını dikkate aldığımızda; yerli ve milli otomobilin içerdiği ileri teknolojiyi diğer alanlara da taşıyacağını, bunun topyekün bir teknoloji (gelişme) hamlesi anlamına geleceğini düşünmekteyiz.

#Yerli
#Otomotiv
#GSYH
#ÖTV
#KDV
4 yıl önce
Otomotiv sektörü ve yerli otomobil
2021 yılının ilk PPK toplantısında faiz artırımı olacak mı?
Körfez’de kaybolan birlik nerde bulunacak?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar