|
PPK’dan çıkan karar ve enflasyon hedeflemesi için bir öneri

Bu yılki ikinci Enflasyon Raporu’nun ardından merakla beklediğimiz Mayıs ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı kararı açıklandı. Karara göre Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını %19 düzeyinde sabit tuttu. İlan edilen karar Merkez Bankası’nın bir süreden bu yana piyasalarla yaptığı iletişim bağlamında oluşan beklentilerle paraleldi. Bu bakımdan esas merak edilen konu faizin seviyesinden daha ziyade karar metnindeki mesajlardı.

BİR ÖNCEKİ KARARDAN KALAN TARTIŞMALAR

Bir önceki PPK metninde yoğunluklu olarak iki mesele tartışılmıştı. İlki metinden “sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecektir” ifadesinin çıkarılmasıydı. İkincisi ise “Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır.” ifadesinin yeni metinde yer almamasıydı. Bana göre PPK bu iki ifadenin yerine “Enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir.” diyerek bir dengeleme yapmaya çalışmıştı. Ancak yine de alışılmış olunan ifadelerin metinden çıkması son karar metninin de odağında görünüyor.

SON PPK KARARINDA OLANLAR VE OLMAYANLAR

Son PPK kararında bir öncekinde olmayan “Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler” ifadesi ve buna bağlı olarak mevcut para politikasının devam edeceği mesajının verilmesi olası para politikası değişiklikleri için bazı analistlerin yılın son çeyreğinde beklediği alanın bir sonraki yıla sarkmış olabileceğini gösteriyor. Anladığım kadarıyla bir önceki kararda yer alan “sıkı parasal duruşun korunması” mesajı da “Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir.” ifadesi ile ikame edilmeye çalışılmış.

Ancak benim esas dikkatimi çeken son iki kurul kararında “gıda fiyatlarının yüksek seyri” konusunun yer almaması. Özellikle Nisan ayı enflasyon rakamlarına baktığımızda aylık %2,17 gelen gıda enflasyonu 18 yıllık ortalama olan %0,41’nin oldukça üstünde. Bir önceki yazımda detayları verdiğim için burada tekrar etmeyeceğim.

GERÇEKÇİ BİR ENFLASYON HEDEFİ MESELESİ

Yazılarımı sürekli takip edenlerin hatırlayacağı üzere bir süredir “daha gerçekçi bir enflasyon hedefi” konusuna dikkat çekmeye çalışıyorum. Takdir edersiniz ki hem küresel koşullar hem de içeriye yansımasının fiyatlama davranışlarına etkileri açısından konuya bakarsak %5 hedefi şu an için yakalanması pek mümkün olmayan bir seviye olarak görünüyor. Bu konuda bir hafıza tazelemesi yaparsak küresel konjonktüre göre daha makul hedeflerin belirlendiği dönemlerin olduğunu hatırlarız.

Mesela Merkez Bankası enflasyon hedeflemesine geçtiği 2006 yılında 2007-2008 yılları için hedefi %4 olarak belirlemişti. Ardından 2009 yılında Küresel Finansal Kriz döneminde hedef %7,5’e yükseltilmişti. Ertesi yıl %6,5 sonra da %5,5 olarak belirlenmişti. Nihayet 2012 yılında hedef %5’e çekildi ve o günden bu yana sabit tutuluyor.

Oysa 2020 yılı Mart ayında ortaya çıkan pandemi ile beraber dünya ekonomisinin 2008’deki koşullardan çok daha kötü bir durumda olduğunu ve devam eden belirsizliğin özellikle maliyet kanalını çok daha uzun süre etkiyeceğini görüyoruz. Tüm bunlara bakarak şöyle bir önerim var: Geçmişte olduğu gibi bugün de daha gerçekçi bir enflasyon hedefi meselesini tartışalım.

#PPK
#Enflasyon
#Merkez Bankası
3 yıl önce
PPK’dan çıkan karar ve enflasyon hedeflemesi için bir öneri
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset