Bizlerin Allah için yapmış olma kaydıyla, İslam adına bunca emek ve mesai sarf eden kişilerin, oluşumların/grupların yanlış gördüğümüz düşünce ve kabullerini söyleme zorunluluğumuz vardır. Çünkü fırkacılık korkunç bir sapmadır. Bizim yanlışımız da söylendiğinde biz de kabul eder ve özür dileriz. Risale-i Nur’a bakışımız hakkında yazdıklarımız da Allah biliyor ki, bu kabil sapmalardan endişe ettiğimiz içindir.
Bilmemiz gerekir ki, Risaleler bütün değerine rağmen bir insan ürünüdür ve hatasız olması aklen de şeran da mümkün değildir. Bunu da erbabı tartışmıştır. Ben sadece bir hatıramı nakledeceğim:
Bir gün bir öğrenci ona niçin ülkücü gençlere ders verdiğini ve onlarla ilgilendiğini sordu. Aldığı cevap şu idi: “Bu arkadaşlar milliyetçiliği öne çıkarmakla beraber İslam’ı reddetmiyorlar. Onları İslam’a karşı gruplar gibi görüp ilişkiyi kesmek onları İslam’dan uzaklaştırır. Buna hakkımız yoktur. Ben sırf İslam’la ilişkilerini canlı tutmalarına katkıda bulunmak için gidiyorum.”
Hocamızın söylediği yanlışlar nelerdi? Maalesef bunu ona sorup öğrenmeyi düşünemedik ve bildikleri onunla beraber gitti.