|
Tedarik zincirinde yeni merkez Türkiye olabilir mi?

2020 yılında bütün dünya Kovit-19 salgınından nasıl kurtulacağını düşünürken, bu salgının yarattığı tahribattan sonra oluşacak yeni dünya düzeninde bu işten en çok etkilenen ülkelerin tavrı da çok önemli olacak.

Son otuz yılda ABD, AB ve diğer gelişmiş bazı batılı ülkeler ulaştıkları zenginlik sayesinde çalışmayan, üretmeyen hatta üremeyen ve sadece teknolojinin nimetlerinden sonsuz bir şekilde faydalanan bir toplum haline geldiler. 1960’lı yıllarda dışardan işçi getirerek üretim yapan Avrupa, 2000’li yıllarda artık bütün üretim hatlarını dünyanın en ucuz işçiliği olan ülkelere kaydırdılar. Bu durumda en fazla yararlanan ülke ise yaklaşık 1,5 milyar nüfusu ile Çin oldu. Tabii bu durumdan olumsuz etkilenen ülkeler de oldu ki bunların başında gelen ülkelerden biri de Türkiye oldu.

Özellikle Avrupa için en avantajlı ülke konumundaki Türkiye, Çin’in bu rekabetçi gücü yüzünden Avrupa’daki çok sayıdaki müşterisini kaybetti. Çin’in ucuz iş gücü ve düşük maliyete dayanan ihracatı karşısında, tekstil ve hazır giyim sektöründeki Türk firmalarının AB pazarı başta olmak üzere yakın ve komşu piyasalarda rekabet güçleri zayıfladı. Bunun yanında 2000’li yıllardan sonra Türk Lirası’nın uzun bir süre aşırı değerli olması nedeniyle, çok sayıda Türk firması üretim yapmak yerine üretimlerini durdurdu ve Çin’den ithalata yöneldi. Hatta bazı firmalar fabrikalarını kapatarak iş kollarını değiştirdiler.

Ancak, Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve kısa sürede yayılan Kovit-19 salgını, küresel tedarik zincirinin merkezinde olan Çin’in dünyanın birçok ülkesindeki üretimini ve buna bağlı tüm tedarik zincirini tehdit etmeye başladı. Çünkü Çin, küresel üretimin %35’ini, küresel tüketimin ise %10’unu gerçekleştiriyor. Ayrıca, 65 ülke için en büyük ithalat kaynağı, 33 ülke için ise en büyük ihracat pazarı konumunda bulunuyor.

Bununla beraber, Çin ihracatının yaklaşık %17’si ara malı niteliğindedir. Yani, diğer ülke üreticilerinin nihai mallarını üretmek için kullandıkları girdilerden oluşmaktadır. Dünya çapında ihraç edilen tüm imalat sanayii ürünlerinin %20’sinde “Made in China” yazıyor. Hatta bu oran tekstil sektöründe %45’lere, bilgisayar ve elektronik ürünlerde %40’lara kadar çıkıyor.

Bu durum, küresel tedarik zincirindeki sürdürülebilirliği ister istemez gündeme getiriyor. Çin’in uyguladığı karantina ve diğer ülkelerin Çin’e uyguladıkları uçuş yasakları nedeniyle, tedarik zincirinde oluşacak aksamalar bütün dünyayı tedirgin eder hale gelmiştir. Özellikle de sağlık ekipmanlarının tedariki alanında neredeyse tüm dünyanın Çin’e bağlı olduğunun anlaşılması, birçok ülkenin mevcut durumu değiştirmeye yönelik adımlar atmasını sağladı.

İşte bu tür olaylardan dolayı küresel tedarik zincirleri Çin ve Doğu Asya ülkelerinden diğer bölgelere kayabilir. Çünkü uluslararası nakliye ve seyahat kısıtlamaları insanları engellediği gibi ürünlerin de bir noktadan diğerine ulaşmasını engelliyor.

Ülkemiz açısından bakıldığında ise koronavirüsün küresel tedarik zincirine olan etkisi ile Çin’den mal temin edemeyen şirketler, bu süreçte alternatif tedarikçiler bulmaya çalışacaklardır. İşte bu noktada dünyanın özellikle de Avrupa’nın Türkiye’ye yönelmesi muhtemeldir. Avrupalı üreticilerin bazı ara mal taleplerini karşılamak için şimdiden Türk şirketlerine yöneldiklerini görüyoruz.

Özellikle, tedarik kaynaklarında yeni arayışlara giren otomotiv üreticileri, üretimleri için yeniden Türkiye’deki yan sanayi tedarikçileri tercih edebilirler. Ayrıca Türkiye, Avrupa Birliği’nin Çin’den sonra en büyük tekstil ve hammadde tedarikçisi konumundadır. Dolayısıyla otomotiv dışında tekstilde de tedarik zinciri tekrar Türkiye’ye dönebilecektir.

Hiç kuşkusuz Batılı ülkelerin Kovid-19 krizinin tedarik ve ekonomik boyutlarından çıkartmış olduğu en önemli derslerden biri, tedarik çeşitliliğine bundan sonra önem vermesi olacaktır. Bu çerçevede Türkiye, Avrupa’nın yeni bölgesel tedarik merkezi olmak için en şanslı ülkelerden biri olacaktır. Özellikle Avrupa ile ABD’nin tedarik zincirinde Çin tekelinin yarattığı sorunlar, Kovid-19 krizi ile Türkiye açısından son derece önemli bir fırsata dönüşebilir.

#Zincir
#Çin
#Tedarik
٪d سنوات قبل
Tedarik zincirinde yeni merkez Türkiye olabilir mi?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’