|
Türk aydını güvensizlik duygusuna teslim olmuştur

Kırk dört gün süren II. Karabağ Savaşı’nın yol açtığı değişimler farklı sahalarda kendini göstermeye devam ediyor. 11 Ocak’ta Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan’ın imzaladığı bildiri ile sahaya yansıyan değişimler teyit edildi. İmzalanan yeni bildiri ile uluslararası taşımacılığın önündeki engellerin kaldırılması konusunda düzenleme yapıldığı basına yansıdı. Buna göre Azerbaycan, Ermenistan toprakları üzerinden kara ve demir yolu ile bağlantı kuracak; Ermenistan da Azerbaycan üzerinden İran ve Rusya’ya ulaşabilecek. Bundan sonra uluslararası taşımacılığın yürütülmesi ve güvenliği için gerekli olan ulaştırma altyapı çalışmalarıyla ilgili gerekli hazırlıkların yapılacağı bildiriliyor. Kasım’da imzalanan ateşkes anlaşmasında da Azerbaycan ve Nahçıvan arasında kara ve demir yolları ile bağlantı öne çıkmıştı. Zaten Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de bildirinin imzalanmasından sonra yaptığı açıklamada Nahçıvan üzerinden Türkiye ile kurulan bağlantıyı vurguladı. Bu da II. Karabağ Savaşı’nın yol açtığı değişimlerin farklı alanlara yansımasıdır.

II. Karabağ Savaşı’nın meydana getirdiği değişimler zaman içinde daha da belirgin hâle gelecektir. Fakat bunlar Türkiye’de yeterince öne çıkamıyor. Türkiye ve Azerbaycan’ın oluşturduğu “Kafkasya ekseni”ni yaklaşık beş yüz yıllık bir dengenin sarsılması veya değiştirilmesi olarak gördüğümüzde ortaya çıkan durumun önemi anlaşılabilir. Bildirinin imzalanmasından sonra basına yansıyan Putin, Aliyev ve Paşinyan fotoğrafı bu tarihî dengenin yıkılmasından daha çok konuşuldu. Muhakkak Rusya tarafından servis edilen fotoğrafta Putin ve Rusya’nın gücü öne çıkıyordu. Fotoğrafa bakanlar Güney Kafkasya’da Rusya’nın ve Putin’in tek söz sahibi olduğu anlamını çıkardı.

Türk aydını, coğrafyasını bilmez. Bu bilgisizlik kopuşu ve yabancılaşmayı kolaylaştırır. Bu da asimilasyonun önünü açar. Eskiler asimilasyon yerine benzeşme, özümleme, benzer şekil ve surete girme anlamlarını ifade eden temessül kavramını kullanmış. Bir fotoğraf karesinden hareketle kırk dört günlük savaş ile ulaşılan zaferi hükümsüz hâle getirmek için coğrafyanın meselelerinden epeyce uzaklaşmak gerekir. Buna köksüzlük de diyebiliriz. Yaklaşık beş yüz yıllık bir dengenin olumlu yönde değişimini görmezlikten gelmek için oto-oryantalist bir bakışa sahip olmak gerekir. Bir yönüyle Avrupamerkezcilik tam da budur. İlk önce Rusların böyle bir fotoğraf karesini servis etmekteki amacını sorgulamak gerekirdi. Hatta bu davranışın geleneksel Rus siyaseti ile örtüşüp örtüşmediği de tartışılabilirdi.

Çok kısa bir zaman sonra Türkiye sınırından Bakû’ya kadar uzanan bir hatta kara ve tren yolu ile doğrudan yolculuklar başlayacak. İmzalanan bildiri ile bu tekrar teyit edildi. Artık Ege ve Akdeniz’den Hazar’a kadar kesintisiz bir hat oluşuyor. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde oluşturulmak istenilen terör koridoru Akdeniz’e kadar uzanacaktı. Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte bu hattın temelleri atılmıştı. Birinci Körfez Savaşı’nda Amerika’nın en önemli hedeflerinden biri Türkiye’nin güneyden kuşatılmasıydı. Fakat otuz yıldır devam eden Yeni Haçlı Seferi ile bu hedefe ulaşamadılar. Türkiye terör koridorunu kırmayı başardı. Aynı şekilde Çarlık dönemlerinden itibaren Kafkasya ve ötesi ile ilişkilerimiz de çok sınırlıydı. Azerbaycan ve Türkiye’yi birbirine bağlayacak yeni yolların önemi iki ülkenin imkânları ile ölçülemez. Bu kadar büyük bir değişimi görmemek için en azından güvensizlik duygusuna teslim olmak gerekir. Kendi varlığından emin olmayan bir aydından bahsediyoruz.

Rusya, Güney Kafkasya’da oluşan yeni durumu bir veri olarak kabul etmiştir. Basına servis edilen fotoğraf karesini bu kabullenişin bir göstergesi olarak görebiliriz. Rusya, coğrafî değişimin meydan getirdiği algıyı kendi lehine kullanmak istiyor. Güney Kafkasya’da sözü dinlenen bir Rusya imajı çizmek istediler ve bunu da başardılar. Bu, elbette, fiilî değişimi tersine çevirecek bir isteğe sahip olunmadığının da ifadesidir.

Azerbaycan tarafından yapılan açıklamalar, kara ve demir yolu bağlantılarının sadece bir temenniden ibaret olmadığını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Aliyev, kırk dört günlük savaşta işgalden kurtarılan Fuzulî’ye bir hava alanı yapılacağını duyurmuştu. Bu haberi de çok kapsamlı projelerin işareti olarak görmek gerekir. Doğu Anadolu ile birlikte Güneydoğu Anadolu şehirlerimizin de gelişmelerden etkileneceği açıktır.

#Türk aydını
3 yıl önce
Türk aydını güvensizlik duygusuna teslim olmuştur
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset