|
Türkiye olmadan Doğu Akdeniz’de denklem kurulamaz

1990’lı yılların sonlarında Doğu Akdeniz’de başlayan sondaj ve doğal gaz keşifleri ile beraber Doğu Akdeniz tüm dünyanın dikkatini çekmeye başladı. O günkü şartlarda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’i düşünme, politika geliştirme, sismik araştırma ve sondaj yapma konusunda bir gündemi yoktu.

Yine bu dönemde, GKRY, Mısır ve İsrail tarafından Doğu Akdeniz’de doğal gaz keşfedilmiş ve hatta kendi aralarında yaptıkları sözde münhasır ekonomik bölge anlaşmaları ile deniz sınırlarını belirlemişlerdir. GKRY 2003 yılında, Mısır 2007 yılında ve Lübnan 2010 yılında İsrail ile MEB anlaşmalarına imza attı.

Diğer yandan, Yunanistan ile Mısır arasında deniz sınırı bulunmamasına rağmen, Yunanistan da en son Mısır ile sözde MEB anlaşması imzalayarak bir yandan Türkiye’yi tahrik ediyor diğer yandan olası bir sıcak çatışma durumunda AB’yi arkasına alarak kirli bir strateji uygulamak için bekliyor.

Hatta bölgeye sınırı olmamasına rağmen ABD, Rusya, İngiltere gibi ülkeler de Yunanistan’a hem açık destek veriyor hem de sahip oldukları uluslararası enerji şirketleriyle bölgede faaliyetlerde bulunuyorlar.

En önemlisi de Yunanistan’ın anakarasına 587 km uzaklıktaki, Türkiye’ye ise sadece 2 km uzaklıkta yer alan Meis adasını baz alarak Doğu Akdeniz’de ve Ege’de hak iddia etmesi. Yunanistan bu tavırla Türkiye’yi ve KKTC’yi görmezlikten gelerek Doğu Akdeniz’de işleri karmaşık hale getiriyor.

Son dönemde uyguladığı stratejisini de bu durum üzerine inşa ediyor.

DOĞU AKDENİZ NE KADAR ÖNEMLİ?

Şu anda bölge ülkeleri ve onu destekleyen ülkeler 100 yıl önce Ortadoğu’da mevcut enerji kaynaklarını paylaşma konusunda nasıl bir politika uyguladılarsa, bugün de aynı politika ve stratejileri Doğu Akdeniz’de uygulamaya devam ediyorlar.

Ortadoğu nasıl petrol ile özdeşleşmişse Doğu Akdeniz de doğal gaz ile özdeşleşmiş durumda.

Doğu Akdeniz’de keşfedilecek doğal gaz ve petrol kaynaklarının bölgede ekonomik ve siyasi güç dengesi açısından birçok parametreyi değiştireceği açıktır. Bu nedenle, bölgede birçok ülke ile deniz sınırı olan ve Doğu Akdeniz’de 1792 km ile en uzun kıyı uzunluğuna sahip olan Türkiye’nin bölgede dengeleri değiştirmesinin önüne set çekme konusunda bölge ülkeleri tüm kozlarını kullanıyorlar.

Doğu Akdeniz’de yeni bir doğal gaz enerji denklemi oluşuyor. Bu denklemin oluşması için doğal gazın keşfedilmesinden üretimine, üretimden satışına kadar Türkiye merkez ülke konumunda yer alıyor. Dolayısıyla bölgede kurulacak yeni denklemde Türkiye, gerek önemli deniz sınırlarına sahip olması gerek coğrafi konumu gerekse keşfedilecek kaynakların uluslararası piyasalara taşınması için en uygun rotayı sunan merkez ülke olması nedeniyle vazgeçilmez bir konumda yer alıyor.

Bölge aktörlerine bu durumu kabullenmek zor geliyor.

Doğu Akdeniz, her ne kadar bölge ülkelerinin meselesi gibi görünüyorsa da aslında birçok AB ülkesi için de yeni bir enerji arz güvenliği sağlayıcısı olarak görülmekte. Son günlerde Fransa’nın GKRY ile savunma anlaşması yapması ve GKRY’nin bazı askeri üslerini Fransızlara açması Doğu Akdeniz’in siyasi, ekonomik ve enerji arz güvenliği açısından bölge ülkeleri dışındaki ülkeler için de ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir.

TÜRKİYE’SİZ DENKLEM OLMAZ

Dolayısıyla Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı olan ülkelerin tüm çabaları, Türkiye’nin merkezde olduğu bir Doğu Akdeniz enerji denkleminin gerçekleşmemesi üzerine kurulu.

Ama şu bir gerçek ki Türkiye olmadan da Doğu Akdeniz’de bir denklem oluşması mümkün değil.

Zaten Türkiye bu duruma hiçbir zaman da izin vermez.

#Akdeniz
#Türkiye
#Yunanistan
4 yıl önce
Türkiye olmadan Doğu Akdeniz’de denklem kurulamaz
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset