|
Üç Qardaş Bakû’da

Üç Qardaş – 2021 tatbikatı Azerbaycan’da devam ediyor. Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan askerlerinin katılımı ile yapılan tatbikat II. Karabağ Savaşı’nda elde edilen zaferin kalıcı etkileri bağlamında görülmelidir. Tam bir yıl önce başlayan ikinci savaş süresince Pakistan ve Afganistan devletleri Azerbaycan ve Türkiye’nin yanında saf tutmuştu. Azerbaycan ordusu bu savaşta muazzam bir başarı göstermiş, onlarca yıllık geçmişi olan bölgesel sorunların çözümüne büyük katkı sağlamıştı. Bölgesel sorunların çözümünü Güney Kafkasya’nın bütününü ve bunun Anadolu’ya etkisini göz önünde bulundurarak değerlendirdiğimizde zaferin kıymeti biraz daha artıyordu. Fakat Pakistan ve Afganistan’ın Azerbaycan’ın doğrudan yanında yer alması ortaya çıkan zafere çok geniş bir alandan derinlik kazandırdı. Bakû neredeyse Türkistan’dan Hint Okyanusuna uzanan bir alan ile Avrupa’nın merkezine yerleşmişti. Üç Qardaş-2021 tatbikatı, bu değişimin sağlam temeller üzerine oturduğunu göstermek bakımından oldukça önemlidir.

Daha birkaç yıl önce Irak’ın kuzeyinden başlayarak Suriye’nin kuzeyinden Doğu Akdeniz’e uzanan bir hatta terör koridoru inşa edilmekteydi. Akdeniz’i kuşatan İslam ülkelerinin yeni bir çözülmenin eşiğine sürüklenmesi açısından düşünüldüğünde Libya’daki gelişmeler ile Kafkaslardan Doğu Akdeniz’e uzanan terör koridoru birbiri ile ilişkiliydi. Doğu Akdeniz’den Hazar’a kadar uzanan bir hatta Fransa ve ABD hâkimiyeti tartışılmaz bir hâle gelecekti. Türkiye 15 Temmuz sonrasında Suriye politikasında çok farklı bir pozisyon belirledi ve özellikle ABD öncülüğündeki yapının bölge üzerindeki etkisini kırmaya başladı. 15 Temmuz sonrası Türkiye’nin değişimi hakkında çok daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç olduğu çok açıktır. Fakat Türkiye açısından bu bölgenin son direnç hattı olduğu konusunda şüphe yoktur. Nitekim Suriye’nin kuzeyinde inşa edilen terör koridorunu kırmak için yapılan bu müdahaleye gösterilen tepki olağanüstüydü. Koridoru inşa edenler Türkiye’nin ne yapmak istediğini anlamıştı. Bugünlerde Suriye’nin kuzeyinde inşa edilmek istenilen alan için federasyon konusunu gündeme getirenlerin durumunu 15 Temmuz öncesine dönüş gayreti olarak görebiliriz.

ABD’nin Afganistan’ı terk etmesi uzun zaman gündemdeki yerini koruyacaktır. Bu olayı, Türk ve İslam coğrafyasının işgal ve istila siyasetinin sona ermesi bakımından ele aldığımızda, bir dönemin sonu olarak görebiliriz. 1991’de başlayan bir dönem 2021’de sona erdi. Modern zamanlar açısından otuz yıl çok uzun bir zamandır. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesini onunla ittifak edenlerin yalnız bırakılması olarak yorumlayanlar çoğunlukta. Fakat yalnız bırakıldığı yorumlarına konu olan müttefiklerin Türk ve İslam coğrafyasının genelinde başarısız olduğunu da tespit etmek gerekir. Türkiye, ABD etkisindeki bütün bağımlı yapılarla savaştı ve galip geldi. Bu başarıda kardeş Azerbaycan’ın rolünü önemsememiz gerekir. Artık Bakû gerçek anlamda yeni bir merkezdir.

Daha birkaç yıl öncesinin yoğun puslu atmosferine göre Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan askerlerinin ortak tatbikatı yeni bir bakış açısına işaret etmektedir. Bir dönem sonra Afganistan’ın da böylesi faaliyetlere dâhil olacağını söyleyebiliriz. Geçen sene bu zamanlar Afganistan’ın II. Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’a verdiği desteği önemsiz görenler vardı. Görünüşe göre haksız da değillerdi. Fakat devamlılık sağlandığında kısa bir zaman içinde şartlar hızla değişecektir. Bir yıl önce ABD faktörü olmadan Türkistan, İran, Afganistan ve Pakistan’ı konuşmak mümkün değildi.

Türkiye, Azerbaycan, Pakistan, Afganistan ve Türkistan bakımından bugünkü siyasî ve askerî değişimlerin fikrî temellerinin de önemsenmesi gerektiği çok açıktır. Muhalefetteki siyasî aktörler, medya ve akademi camiasının hem bugünkü değişime hem de fikrî temellere ilgi gösterdiğini söyleyemeyiz. Gelişmelere anlam verememek de ilgisizliği körüklüyor. Yaklaşık yüz yıl coğrafyadan uzak kalmanın sonuçlarını yaşıyoruz. Fakat ne yazık ki ilgisizliği sadece bununla da açıklayamayız. Zira geçmişte atılmış temellere karşı belirli bir düşmanlıktan da bahsetmek gerekir. Sırat-ı Müstakim dergisinin Afganistan basının oluşumundaki örnekliğini bilmemiz gerekir.

Ne yazık ki geçmişte de bu kadar geniş bir coğrafyayı kuşatabilecek bakış açısına sahip değildik. Vizyonsuzluk geçmişte de büyük bir sorundu. Bu sebeple bütün bir coğrafyayı kendi şahsında birleştirebilen istisnaî şahısların faaliyetlerine ve eserlerine yeniden bakmak oldukça önemlidir.

#Azerbaycan
#Türkiye
#Pakistan
#Afganistan
#Güney Kafkasya
3 yıl önce
Üç Qardaş Bakû’da
O değil de güzel kerizliyorlar bizi
Son yazı
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm