|
Uzaktan eğitim sorunu ve sınavlar

Hepimiz evdeyiz, sanırım bir süre daha bu durum devam edecek. Ama sonunda bitecek ve biz normal yaşantımıza devam edeceğiz. Bu durumdan yaşamımızın her alanı, duygularımız, sosyal yaşantımız, ekonomimiz kısacası her şeyimiz etkileniyor. Doğal olarak eğitimde etkileniyor. Okullar kapalı, üniversitelerin en azından temmuz ayına kadar açılmayacağı belli. İlköğretim ve liselerde sanırım Eylül ayına kadar eğitime başlayamaz görünüyor. Aslında kapalı demek biraz yanlış oldu çünkü sayıları az da olsa bazı okullar bütün eğitim programlarını online ortamda aynen devam ettiriyorlar. Üstelik eskiden derse katılım daha az iken şimdi dijital mecralar öğrencilerin daha hoşuna gitti de diyebiliriz. Ama tabi ki taş yerinde ağırdır ve umut ediyoruz bu durum çok uzun sürmez.

Konuşmamız gereken derslerin yapılıp yapılamamasından daha çok bu durumda oluşan ciddi eşitsizlik ve erişim problemini nasıl çözeceğiz? Online eğitim yüz yüze eğitimden daha az maliyetli ve daha kolay ulaşılabilir olduğu halde nedense bu konuda hem hazırlık eksikliği hem de öğretmenlerin teknolojiye olan uzaklığı bazı çocuklarımızı eğitimden yoksun bırakıyor. Bunu çözmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın ellerinde bir telefon veya bilgisayar olması yeterli iken online eğitim yapamamak bence çok düşündürücüdür.

Ben bütün özel kamu eğitim kurumlarına seslenmek istiyorum. Şapkanızı önünüze koyun ve düşünün; Çağımız dijital çağ, size her türlü teknolojik olanağı sunarken neden bu alanda hazırlık yapmadınız. Bu kadar olanak varken 10 yaşındaki çocuklar birbirleriyle internetten ders yapabiliyorken siz kurum olarak neden altyapınızı kurup yapamadınız. Ülkemizde bu dönemde eğitim kurumları arasında uçurumlar var. Üniversitelerin 77 tanesinde uzaktan eğitim birimi bile yok iken 4 üniversite neredeyse bütün derslerini online senkron yapabiliyor (Sabancı, Bahçeşehir, MEF, ODTÜ), yine MEB günde iki dersi TV’den verirken canlı ders yapamazken, bazı okul gurupları (Bahçeşehir Koleji, Kabataş Lisesi, Küçük Prens, Sembol okulları, Uğur vb.) derslerini canlı ve tam programlı yapabiliyor. Neden diye sormak lazım. Ama bunu bir kenara bırakıp gençlerin sınav derdini konuşalım.

Önümüzdeki dönemde 1.8 milyon genç için LGS ve 2.7 milyon genç için ise YKS var. Bana yağmur gibi sorular geliyor. En çok sorulan soruların başında; sınavlar yapılabilecek mi? sorusu var. Baştan söyleyeyim YKS’nin yapılabilirliğini ben yüzde yüze yakın görüyorum. Ama LGS’nin yapılabileceğini sanmıyorum onun yerine mutlaka liselere girişte farklı bir yöntem düşünmemiz gerekiyor. LGS’yi sonraki haftalarda yazacağım.

Gençlerin sorduğu ikinci soru; bu yeni durumda avantajlı mıyız yoksa dezavantajlı mıyız? sorusu. Ben bu soruyu onlara da soruyorum. Genelde olumsuz bakıyorlar ama ben her sorunun beraberinde fırsat doğurduğunu düşünen birisiyim. Şimdi düşünün eğer bu virüs sebebiyle evlere kapanmasaydık, bütün sınava girecek öğrenciler rapor alıp evde ders çalışacaktı. Okulda ders sınavları olacaktı. Şimdi herkes evde otomatik 4 ay raporlu, 20 yaş altının sokağa çıkma yasağı var. Üstelik okul, ders sıkıntısı da yok. Bir de lise son sınıfın bu döneminden soru yok. Bence herkes eşit ve yarış baştan yeniden başladı. Gençlere düşen; bütün gündelik tartışmalardan uzaklaşıp derslerine odaklanmaları ve bu süreci avantaja dönüştürmeleridir. Ayrıca unutmayın ki takıldığınız her konuda hem konu anlatımı hem soru çözümü binlerce kaynak internette mevcut. Yakınmayı bırakıp dersinize odaklanın bence. Ben bu yılın sizin için büyük avantajlar sağlayacağını düşünüyorum. Sadece dersinizi yapın, çalışın ve odaklanın.

#YKS
#İnternet
#Genç
#Yarış
#Sınav
4 yıl önce
Uzaktan eğitim sorunu ve sınavlar
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi