|
Vekil maaşları da otomatiğe bağlansın

Hiç şüphe yok ki bu hafta en çok konuşulan konuların başında emekli milletvekillerinin maaşlarına yapılması öngörülen zamla ilgili düzenleme geliyor.

Öyle ki Türkiye''yi ve tarihimizi töhmet altında bırakan Fransız-Ermeni işbirliğinin ürünü soykırım yasasını bile gölgede bıraktı.

Halkın gözünde yapılan zam haksızlıktır, adaletsizliktir.

Lakin madalyonun öteki yüzüne baktığınızda bu bir zorunluluktur.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek''in de ortaya koyduğu gibi bu konuyla ilgili düzenleme ilk defa yapılmıyor. Rahmetli Özal zamanında da yapılmıştı.

Bu konu elbette ki çok tartışılacaktır ama beni endişeye sevk eden birilerinin olayı ısrarla ''geceyarısı operasyonu'', ''gizli saklı'' ya da ''yangından mal kaçırırcasına'' yakıştırmalarla olayı başka bir mecraya sürüklemek istemeleridir.

Bir tarafta ise zamma çok daha fazla ihtiyacı olan milyonlarca asgari ücretli, emekli ve kamu çalışanı var.

Yeni yıl geliyor. Yeni asgari ücret görüşmeleri, toplu iş görüşmeleri masada olacak.

Türkiye, Avrupa''daki ekonomik krizin ensemizde olacağı yeni yıla makro ekonomik veriler açısından oldukça iyi giriyor.

Fakat, emekli vekillere yapılmak istenen bu zam girişimi üzerinden başlatılacak tartışmaların, cüzi oranda kalacak asgari ücret, memur, işi ve emekli zamları ile sokağa taşırılmasından korkuyorum.

Elbette çalışanların haklarını aramaları gerekiyor ama işçi eylemleri ile ''hani kriz yoktu?'' dedirtecek bir kaos görüntüsünün kime faydası olur ki?

İnşallah böyle bir tablo oluşmaz.

Bu noktada yapılması gereken durup durup yüzde 100 zamlarla tepki çekmek yerine, bu işi bir sistematiğe bağlayıp, otomatik olarak zamların belirlenmesini sağlamaktır. Hesaplama enflasyon üzerinden mi yapılır, başka maliyetler de mi hesaplanır, orası işin uzmanlarına kalmış.

Sadece vekil maaşları değil, asgari ücret, emekli ve memur maaşları da...

Hani elektrikte, doğalgazda, akaryakıtta fiyat ayarlamasını otomatik hale getirdiler ya, onun gibi...

* * *

Yılbaşı alışverişi kime yarar?

Her ne kadar inanç sistemimize uygun olmasa da yılbaşı geleneği ekonomik anlamda önemli bir pazar haline geldi.

Hamdolsun yüzde 99''u Müslüman olan bir toplumuz.

Dini duyarlılığı yüksek olanlar, yılbaşı niyetiyle alışveriş yapmaktan imtina eder ama kendini suyun akışına bırakanlar da var maalesef.

Bir hatırlatma yapayım; geçen sene yılın son iki gününde kredi ve banka kartlarıyla 750 milyon 392 bin 178 TL tutarında harcama yapılmıştı. Bu tutar, bir önceki haftanın aynı dönemine göre yüzde 17, önceki yılın aynı günleri ile kıyaslandığında yüzde 12''lik artışı gösteriyordu.

İşin açıkçası, bu ticari hareketliliğe sevinemiyorum...

Çünkü yılbaşı alışverişine konu olan alımlar daha çok yapay çam ağaçları, süsler vs. Bunların neredeyse tamamı Uzakdoğu malları.

Üstelik kartlı alışverişlerin büyük kısmı biliyoruz ki taksitli yapılıyor.

Yani bize ait olmayan bir geleneği, bize ait olmayan ürünlerle ve bize ait olmayan (henüz yaşanmadığı için) bir dönemi borçlanarak yaşıyoruz...

O zaman sormak lazım kime yarıyor bu yılbaşı alışverişleri?

12 yıl önce
Vekil maaşları da otomatiğe bağlansın
Kasabamı arıyorum...
Golcülere bak!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek