|
Vergide taksitlendirme fiyaskosu

Vergi gelirlerini artırmak amacıyla 2001 yılı başında gündeme gelen vergi taksitlendirmesinin fiyaskoyla sonuçlandığı öğrenildi. İstanbul Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Suat Yalkın, İstanbul''daki vergi mükelleflerinin yarısının taksitlendirme sistemine müracaat etmediğini, uygulamadan yararlanmak isteyenlerin de yüzde ellisinin ilk iki ayda fire verdiğini söyledi.

Esnafın Nabzı''na konuşan Yalkın, ekonomik kriz sonrasında esnafın vergisini taksitle dahi ödeyemeyek duruma geldiğini belirtti. İstanbul''da 520 bin mükellefin vergi taksitlendirmesine başvurmadığını kaydeden Yalkın, "Vergiye aylık yüzde 6, yıllık yüzde 72 ceza uygulanıyor. Eğer taksitlendirmeye gidilirse yıllık yüzde 3 faiz ödeniyor. Bu büyük avantaja rağmen mükelleflerin yarısı taksitlendirmeye girmedi. Ödeyemeyeceğini bildiği için. İlk ödemede müracaat edenlerin yüzde 20''si, ikinci ayda yüzde 30''u fire verdi" dedi.

Vere vere, verecek bir şey kalmadı

Vergi konusundaki şikayetlerini de dile getiren Yalkın, yıllardır esnafın hep alındığını, buna karşılık esnafa hiçbir şeyin verilmediğini savundu. Sistemin kendi oluşturduğu sıkıntıyı gidermek için herkese bir şeyler verirken esnaftan birşeyler aldığını anlatan Yalkın, "Esnaf o hale gelmiş ki vergi, SSK ve Bağ-Kur borçları arasında sıkışmış, yıllardır vere vere elinde verecek bir şeyi kalmamış. Herkese borcu var artık. Bunları nasıl ödeyecek? Ya milli piyango oynayacak ya da banka hortumlayacak. Başka çaresi yok" şeklinde konuştu.

Kimse esnafı tacirle karıştırmasın

Kamuoyunda sanki esnafın durumunun iyiymiş gibi algılandığını anlatan Yalkın, kavram kargaşasından yakındı. Kapalı Çarşı''daki kuyumcunun, Konyalı lokantasının, Yeşil Kundura''nın esnaf olmadığını kaydeden Yalkın, "Kapalı Çarşı''da kilolarla altın satan esnaf değildir. Kundura esnafı deyince semtlerde ufak çapta iş yapanlardır. Bizim temsil ettiğimiz insanlar genellikle küçük çaplı iş yapan, ekonomik gücü zayıf olan insanlardır. Bazıları esnafı çok güçlü zannediyor. Bu kavram kargaşasından kaynaklanıyor" diye konuştu.

Esnafın durumunun iyi olması için piyasaların canlı olması gerektiğini anlatan Yalkın, Avrupa ülkelerindeki teşviklerden örnekler verdi. Fransa''da 26 yaşına gelen bir kişiye eğer işi yoksa 5 sene ödemesiz, 10 sene vadeli, düşük faizli kredi verildiğini bildiren Yalkın, "Çok çeşitli teşvik primleri var. Bizde cumhuriyetin kuruluşundan buyana 4 milyon esnaf ve sanatkarın sadece dörtte biri kredi kullanmış. Bunun övünülecek yanı yok."

Mobilyacıların yeni umudu Avrupa

Mobilya sektörünün merkezlerinden Kayseri''de, krizler nedeniyle işleri durma noktasına gelen mobilyacıların imdadına ihracat yetişti. İşyerlerini kapatmak yerine yeni arayışlara yönelen Kayserili mobilya üreticileri, Kayseri Mobilyacılar Odası''nın öncülüğünde Fransa, Almanya ve İtalya''da mobilya fuarlarına katılarak iş bağlantısı kurdu. Kayseri Mobilyacılar Odası Başkanı Seyfi Baktır, Kayseri''de mobilya ihracatının yılın ilk 6 ayında yüzde 25 arttığını bildirdi. Avrupa''nın Kayseri mobilyası için yeni umut, yeni pazar durumuna geldiğini ifade eden Baktır, ihracatta en büyük sorunlarının yabancı dil ve ihracat işlemlerini bilen nitelikli eleman olduğunu kaydetti. Kayseri''de İstikbal, İpek, Yataş gibi büyük işletmelerin yanında 50 ile 100 arasında işçi çalıştıran çok sayıda mobilyacı bulunuyor.

23 yıl önce
Vergide taksitlendirme fiyaskosu
Şecere...
Yeni ulusalcılık ile bildik milliyetçilik arasındaki fark nedir?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar