1999 öncesi konuta kredi verilir mi?

04:015/03/2023, Pazar
G: 5/03/2023, Pazar
Yusuf Dinç

Bilirsiniz 10 yaş üzerindeki otomobillere kredi söz konusu olunca bankalar gönülsüzdür. Hatta çoğu banka kredi politikasında 10 yaş üzeri araçların alımında kredi kullandırmayacaklarını kayıt altına alarak kestirir atar. Çünkü bu araçların değerini kasko değer listesi olsa da tayin etmek zordur, kullanım ömrü sona yaklaşmıştır, bir tahsilat zorluğu yaşansa arıza veya hasarlar nedeniyle rehin değeri düşünüldüğü kadar çıkmayabilir. Bu yüzden de bankalar hatta bazen 5 yaş üzerindeki araçlara kredi


Bilirsiniz 10 yaş üzerindeki otomobillere kredi söz konusu olunca bankalar gönülsüzdür. Hatta çoğu banka kredi politikasında 10 yaş üzeri araçların alımında kredi kullandırmayacaklarını kayıt altına alarak kestirir atar. Çünkü bu araçların değerini kasko değer listesi olsa da tayin etmek zordur, kullanım ömrü sona yaklaşmıştır, bir tahsilat zorluğu yaşansa arıza veya hasarlar nedeniyle rehin değeri düşünüldüğü kadar çıkmayabilir. Bu yüzden de bankalar hatta bazen 5 yaş üzerindeki araçlara kredi vermek istemezler.

Bankalar kat irtifakı veya mülkiyeti veya iskânı olmayan konutlara da kredi vermezler. Çünkü gerçekte hangi bağımsız bölüm için kredi verdikleri belli olmaz. Tahsilat sorunu olursa ipotek çalışmayabilir. Ama şimdi bankaların önünde konut kredisiyle ilgili yeni bir kriter tartışmaya açılmış olmalıdır. 1
999 öncesi ya da son imar yönetmelikleri öncesi konutlara kredi verecekler mi?

Yani özellikle deprem beklenen yerlerde kredi periyodu içinde yıkılma riski görece büyük olan bir gayrimenkule finansman sağlanır mı? Ya düzenleyici otorite riskli konutlara kredi vermenin ziyan olduğunu değerlendirirse? Ya düzenleyici otorite konut kredilerinin risk ağırlıklarını konutun imalat yılına veya şartlarına göre değiştirirse, sermaye gereksinimleri nasıl etkilenir? Vesaire vesaire… Bu sorunsallar akıllara geliyorsa çok boyutlu sonuçları olacağından bankalar konut kredisi politikalarında değişikliğe gidebilir.

Aslında mesela İstanbul’da, sırf bu tartışmanın açılma ihtimali dahi imalatının dıştan bile sorunlu olduğu anlaşılan gayrimenkullerin fiyatlarını tarihi düşük seviyelere düşürmeliydi. Ama YeniŞafak’ın dünkü haberine göre de başka gözlemlere göre de riskli bölgelerdeki riskli görünen konutların fiyatları güçlü seyrine devam ediyor.

Belki bu konutları alıp devletten karşılığında daha iyi konut talep etme düşüncesi olanlar talebi güçlü tutuyordur, bilmiyorum. Ama artık bu el bombaları etrafında menfaat çeperleri kurulmasının önüne geçilmeli.

Büyüme verisi ne anlatıyor?

Türkiye, 2022 yılında gene dünya çapında önemli bir büyüme performansı ortaya koyup %5,6 ile beklentilerin üzerinde büyüdü. Fakat alışılagelen bu performans bu defa bir iletişim verisi olarak ele alınmayacaktır. Kahramanmaraş depremlerinin ekonomik etkilerinin analiz edileceği bir şablon fırsatı sunması daha kıymetli görülecektir. İzah edeyim.

Evvela yüksek performanslı ilk üç çeyrekten sonra 2022’nin son çeyreğinde yavaşlamış olan büyüme üzerinde baz etkisi kendisini gösteriyor. Bu etkinin 2023’ün ilk yarısına da sirayet edeceği düşünülüyordu. Çünkü 2022’nin ilk yarısında büyüme rakamları yüksekti. Fakat afetle gelen yeni durumda yılın ilk yarısı için baz etkisinin ötesinde tesir oluşabilir. 2023’ün ikinci yarısında ise negatif etkinin bir kısmı giderilecektir.

Dünya Bankası depremden önce Türkiye 2023 büyüme tahminini 3,2’den 2,7’ye düşürmüştü. Ama depremin etkisinin gayrısafi yurtiçi hasılanın %4’ü kadar bir kayba neden olacağını da afet sonrası değerlendirdi. Bu negatif büyüme anlamına gelmez ama tahmini tekrar aşağı çekebilir. Diğer taraftan depremden 20 gün kadar sonra Moody’s 2023 Türkiye tahminini %2’den %2,3 seviyesine yükseltti. Her ikisi tahmin de global büyüme beklentisinin üzerindeki değerler.

Gelelim büyümenin tüketim yönlü olmasına. Elbet burada enflasyon etkisi var. Ama daha fazlasını söylemek lazım... Hatırlanırsa 2022’nin ilk yarısında enflasyon çok güçlü gelince ücretler güdük kalmıştı. Geniş halk kitleleri sene ortası ücret zammına kadar bütçelerini yastıkaltından desteklemişti. Bunun büyümede etkisi oldu. Aynı zamanda en azından Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı kadar kur istikrarı üzerinde etki yarattı diye düşünüyorum. Tüketim yönlü büyüme ayrıca varsılların pandemiden çıkışı kutladıklarını da gösteriyor diye düşünüyorum. Bunlar gerçekten incelemeye değer bir tartışmadır.
Yoksa
işgücü ödemelerinin
Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı azalırken böyle bir büyüme denklemi açıklanamazdı.
2023 yılında Temmuz zammı gelirse tüketim gene güçlü katkı yapacaktır. EYT’nin de tüketim tarafına bu yılda önemli etki yapacağını not etmek gerekir. Özellikle ilk iki çeyrek büyümesinde tüketimin rolü belirleyici olacak.

Konu KKM’ye gelmişken finans sektörünün 2022 büyümesindeki ana unsur olmasında çok etken bir rol oynadığını da söylemek isterim. 2023’te KKM etkisi bankaları desteklemeye devam edecektir.

İnşaat uzun yıllardır olduğu gibi eksi değerle büyümeden götürdü. İnşaat düşmanlığı hem ekonomiye hem de afetler karşısındaki güvenliğe zarar veriyor. İnşaat sektörünün büyümeyi sürüklemesi sorundur ama büyüme kadar gelişmemesi de başka bir sorundur. Medeniyet değerlerimizin medine tasavvuruna uygun olarak inşaat meselesini yeniden ele almalıyız. Artık kentsel dönüşüm kaçınılmaz olduğundan Türkiye uzun yıllar inşaattan en azından eksi yazmayacaktır. Etkiler 2023 içinde görülmeye başlanacaktır.

2022’nin son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarındaki büyüme yavaşlamış görünüyor. Çeyreklik büyüme %3,5 iken makine-teçhizat gibi kalemleri içeren sabit sermaye yatırımlarındaki büyüme %2,6’da kalmış. 13 çeyrektir sabit sermaye yatırımlarının kesintisiz büyümesini sürdürmesi hızının azalmasını açıklıyordur diye düşünüyorum. 2023 yılında da yatırımların yavaşlasa da devam edeceği düşünülebilir çünkü makine teknolojileri ve enerji verimliliği her geçen yıl yatırım yapmaya değecek kadar gelişmeye devam ediyor.

Tarımda yapılacak hala çok iş var. Teşvik etkili olsa da çiftçiyi daha fazla desteklemek bir milli güvenlik meselesi… Gene de 2023 için beklentileri çok yükseltmek mümkün değil. Kurak bir yıl geçiyor.

En önemli veri ise ihracattan 2022’de büyümeye negatif etki gelmesiydi. Resesyon endişesiyle pazarlar daralır diğer taraftan savaşın etkisiyle enerji ve emtia fiyatları yükselirken Türkiye için böyle bir sonuç normaldi. Ama önemli olan şurası;
Türkiye Ekonomi Modeli olmasa ekonomi ihracattan daha büyük bir negatif alırdı.
Bu istatistiki olarak araştırmaya değer. Türkiye yeni pazarlara açılıyor, artık kendi enerji kaynaklarına gidiyor, yakında enerji fiyatlarının artması iyi senaryo olacak. Gene de 2023 beklentileri yükseltmek için henüz erken. Her yıl onbinlerce firma ilk defa ihracat yapagelirken bu seneki gerçekleşmeleri de izlemek gerek. Turizmin de deprem korkusuyla geçen senenin gerisinde kalacağı düşünülebilir.

Hâsılı, 2023 inşaatın ve EYT’nin büyümeyi sürükleyeceği bir yıl olacak. Ne kadar sürüklerse... Bir de tabi depremin yaralarını saran hükümet harcamaları... İyi ki Türkiye merkezi hükümet borcu görece düşük ve faiz giderlerinin bütçeye oranı tarihi düşükken bu afete yakalandı. Yoksa ne hükümet harcamaları, ne inşaat, ne EYT büyümeyi sürükleyebilirdi. Kriz boyutunda küçülme yaşanırdı.

#Konut Kredisi
#1999 öncesi imar yönetmeliği
#Büyüme verisi